Kaya Plaza önünde düzenlenen açıklamaya İHD Hakkari Şubesi, HDP Hakkari İl Örgütü, KESK, TMMOB İKK, ÖHD Hakkari Şubesi, DİSK , Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği katıldı.
“Zaxo Perex Köyü Katliamını Kınıyoruz” başlığıyla düzenlenen basın açıklaması öncesi polis çevrede yoğun güvenlik önlemleri aldı. İHD Şube Eş Başkanı Av. Yusuf Çobanoğlu tarafından okunan açıklamada, "Irak Federe Kürdistan Bölge Yönetimine bağlı Duhok Vilayetinin Zaxo İlçesinin Perex Köyünde bulunan piknik alanında piknik yapan sivillere yönelik 20 Temmuz 2022 tarihinde gerçekleştirilen top atışı saldırısı sonucu 9 kişi yaşamını yitirmiş, 23 kişi yaralanmıştır. Yaşamını yitiren kişilerden 8’i çocuktur. Saldırıdan kaynaklı yaşamını yitirenlerin ailelerine, Irak ve Federe Kürdistan Bölge halklarına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Saldırıyı kınıyor ve sorumluların bir an önce yargı önünde hesap vermelerini talep ediyoruz” diye konuştu.
"Zaxo Perex Köyü katliamını gerçekleştiren saldırının TSK kaynaklı top atışları olduğuna dair Irak Federal Hükümet yetkililerinin yanı sıra Irak Federe Kürdistan Bölge Yönetiminin açıklamaları bulunmaktadır" diyen Çobanoğlu şöyle devam etti, "Ayrıca Irak Federal Hükümetinin olay yerinde yaptığı incelemelerden sonra gerçekleştirdiği açıklama olayın TSK kaynaklı olduğunu ortaya koymaktadır” Çobanoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Her ne kadar Türkiye Dış İşleri Bakanlığı yaptığı açıklamada saldırının TSK kaynaklı gerçekleşmediğini belirtmiş olsa da gerek yerel kaynaklarca edinilen bilgiler gerekse de Federal Hükümet Yetkililerinin yaptığı açıklamalar, Dış İşleri Bakanlığının bu iddiasının gerçeği yansıtmadığını göstermektedir. Mevcut hükümet sürekli yaptığı açıklamalarla sınırlardaki askeri politikaların siviller için bir tehlike arz etmediğini belirtse de, yürüttüğü savaş politikalarının siviller için ne derece tehlike barındırdığı yaşanan bu olaylardan belli olmaktadır. Kaldı ki söz konusu bölgede askeri faaliyet içerisinde bulunan TSK ve bağlı olduğu Milli Savunma Bakanlığının herhangi bir açıklama yapmaması ise oldukça manidardır. Hakkari Emek ve Demokrasi Güçleri olarak 28 Ekim 2021 tarihinde yaptığımız açıklamada, Irak ve Suriye tezkeresinin TBMM tarafından kabul edilmemesini, Hükümetin yurtta barış dünyada barış siyasetine dönmesi gerektiğini ifade etmiştik.
Zaxo Perex katliamı vesilesi ile bir kez daha hatırlatmak isteriz ki;
1-Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde Federe Kürdistan Bölge Yönetimi topraklarında gerçekleştirdiği askeri operasyonlar ile Suriye’nin kuzeyinde ve kuzeydoğusunda kendi denetimi altında bulundurduğu bölgelerde yürüttüğü askeri faaliyetlerde uçak bombalaması, SİHA saldırıları ve top atışları sonucu bugüne kadar yaşamını yitiren siviller ile ilgili kapsamlı bir araştırma yapılması için bir Meclis Araştırma Komisyonunun kurulması gerekmektedir. Kurulacak bu komisyonun özellikle Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusundaki TSK denetiminde bulunan bölgelerde sivillere yönelik paramiliter gruplar tarafından gerçekleştirilen ağır insan hakları ve insancıl hukuk ihlallerini de araştırması gerekmektedir.
2-Irak’ın kuzeyinde Federe Kürdistan Bölge Yönetim topraklarında Türkiye sınır hattında Nisan 2022’den bu tarafa yürütülen askeri operasyonlar hakkında oldukça ciddi iddialar bulunmaktadır. Bu iddiaların başında birçok yerleşim yerinin bombalanarak yerleşimim yerlerinde bulunan halkın korkutulup göçe zorlandığıdır. Bu durum bir çok kişinin zorla yerinden edilmesine neden olmuştur. Ayrıca, kullanılması yasak silahlar ile bombaların kullanıldığı yönünde ciddi iddia ve görüntüler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra yaşamını yitiren TSK mensubu askerlerin bazılarının cenazelerinin arazide bırakıldığı ve cenazelerinin akıbetinin bilinmediğine dair haberler çıkmaktadır. Tüm bu iddialar oldukça ciddidir. Bu iddiaların TBMM’ce araştırılması gerekmektedir.
3- TBMM’ce yapılması gereken bu çalışmaların yanı sıra Sınır Bölgelerinde Bulunan Cumhuriyet Başsavcılıklarının ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının da askeri operasyonlar sırasında sivillere yönelik gerçekleştirilen suçlarla ilgili olarak etkili araştırmalar yaparak gerçekleştirilen ağır insan hakkı ihlallerini tespit edip gerekli yasal işlem başlatmaları gerekmektedir.
4- BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ile uluslararası insen hakları örgütlerinin belirtilen ağır insan hakkı ihlalleri hakkında olay bölgelerinde araştırma ve inceleme yapması gerekmektedir.
5- Ekim 2021’de kabul edilen Irak ve Suriye tezkerelerinin iptal edilerek, Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki askeri güçlerini Türkiye sınırları içeresine çekmesini ve gerek bu ülkelerle gerekse de Kürt siyasi hareketi ile Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollardan çözümü noktasında askeri seçenekler dışı çözümler üreterek yeniden bir barış sürecinin inşa edilmesi gerektiğini belirtmek isteriz. Zaxo Perex katliamı nedeni ile Irak ve Irak Federe Kürdistan Bölge Yönetimi yetkililerinin açıklamalarına dayanarak Türkiye’de ilk demokratik tepkiyi veren Diyarbakır Barosuna ve diğer bölge baroları ile aktivistlere yönelik ırkçı/nefret söylemlerini kınadığımızı, nefret saldırısında bulunan kişilerin tespit edilerek haklarında yasal işlemlerin başlatılmasını, Diyarbakır Barosunun yalnız olmadığını ve başta Barolar Birliği olmak üzere diğer baroların ve insan hakları örgütlerinin Diyarbakır Barosuna dayanışma göstermesi gerektiğini vurgulamak isteriz. Zaxo Perex katliamının Türkiye’de hiçbir siyasi baskıya boyun eğmeyen birkaç haber ajansı dışında hiçbir kaynakta yer bulmaması Türkiye’de basının ne derece baskı altında olduğunu göstermektedir. Öte yandan ‘Ana Akım Medya’ diye tabir edilen medyanın, yaşatılan katliamı Dış İşleri Bakanlığının yaptığı açıklamayı paylaşmak dışında haber yapmaması bu kurumların asgari basın ahlak ve etik ilkelerinin bile taşımadığını göstermektedir. Türkiye medyası tıpkı Roboski Katliamında olduğu gibi olayları görmezden gelmeyi ve sessiz kalmayı tercih ederek bir kez daha tarafsız basına hizmet etmediğini göstermiştir. İnsan hakları savunucuları olarak ağır insan hakkı ihlallerinin cezasız kalmaması için adalet ve barış mücadelemizi sürdürmekte kararlı olduğumuzu, Zaxo Perex katliamı gibi katliamları gerçekleştirenlerin adalet önünde hesap vermesi gerektiğini bir kez daha belirtmek isteriz” diye konuştu.