Hakkari Barosu Yüksekova'da düzenlenen yürüyüşe yönelik müdahale hakkında basın açıklaması yaptı. Yüksekova Adliyesi önünde düzenlenen açıklama Baro Başkanı Avukat Ergün Canan tarafından okundu.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Yüksekova ilçesinde aralarında HDP Hakkari Milletvekili Sait DEDE ve Iğdır Milletvekili Habip EKSİK'in, Meslektaşlarımız Av. Şoreş DİRİ ve Av. Onur DÜŞÜNMEZ ile birlikte basın emekçileri ve vatandaşların katıldığı Anayasa'nın 34.maddesinde düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 3.maddesi kapsamında gösteri ve yürüyüş düzenlendi.
Yapılan yürüyüşe kolluk güçleri tarafından biber gazı kullanılmak suretiyle müdahale edildi. Kollukça yapılan müdahale neticesinde halkın iradesiyle seçilmiş olan milletvekilleri, meslektaşlarımız ve vatandaşlar darp edilmiştir. Meslektaşlarımıza ve vatandaşlara ters kelepçe uygulanmak suretiyle gözaltına alınmıştır. Yapılan bu hukuk dışı müdahale ve gözaltı asla kabul edilemez. Anayasal hak olan basın açıklamasına yapılan bu müdahale anayasaya ve hukuka aykırıdır.
Türkiye’nin taraf olduğu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi m.11’e göre; “I. Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Yine 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu m.3/1’e göre; “Herkes, önceden izin almaksızın, bu Kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir". Aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 25. Maddesi "Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir” ile 26. Maddede "Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar." denilmektedir. Buna karşın kolluk görevlileri, kanuna aykırılık taşıyan ve dayanaktan yoksun mülki idare amirinin yasaklama kararıyla milletvekillerini, meslektaşlarımızı, basın emekçilerini ve vatandaşları yine bu minvalde gerçekleşen demokratik gösteri ve yürüyüşlerini engellemeye çalışmıştır. Dokunulmazlıklarına bakılmaksızın kolluk kuvvetleri, milletvekillerine yönelik kötü muamelede bulunarak suç işlemişlerdir. Ayrıca meslektaşlarımız hukuka aykırı bir şekilde ters kelepçe uygulanarak gözaltına alınmışlardır. Basın emekçileri ve yürüyüşe katılan vatandaşlarımız da orantısız güç kullanılmak suretiyle gözaltına alınmışlardır.
İfade özgürlüğünün özel bir şekli olan barışçıl toplanma ve gösteri hakkının demokratik toplumun temeli olduğu ve özel toplanmalarla, kamuya açık cadde ve yollardaki toplanmaları ve yürüyüşleri de kapsadığı düşünüldüğünde keyfi yasaklama kararının birey ve toplumun toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkına açık bir saldırı niteliğinde olduğunu, milletvekillerinin, meslektaşlarımızın ve toplumun bu denli baskı altına alınmasını kabul etmediğimizi önemle belirtmek isteriz.
İfade etmek isteriz ki barışçıl gösteri ve yürüyüş hakkı eylemsellikleri, Anayasanın 34.maddesinde tanımlanan koşulları kapsamaktadır. Bir hak arama biçimi olarak Anayasa’nın 34.maddesinde yer alan “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” tanımı ile güvence altına alınan gösteri ve yürüyüş hakkı, Valilikler tarafından hukuk dışı ve keyfi bir biçimde yasaklanmış ve milletvekillerinin, meslektaşlarımızın ve basın emekçileri ve vatandaşların yürüyüşüne engel olunmuştur. Hakkari Valiliği’nin gece yaptığı açıklamasında her ne kadar “milletvekillerinin içinde bulunduğu kitlenin sloganlar atıp yürüyüşe başladıktan sonra kollukça orantılı bir şekilde müdahale edildiği” söylenmişse de baromuzca yapılan görüşmeler, gözaltında bulunan şahısların beyanları neticesinde ve incelenen olay görüntülerinden de anlaşıldığı üzere yapılan açıklamanın gerçeklikten uzak olduğu aşikardır. Her ne olursa olsun seçilmiş iradelerin, meslektaşlarımızın ve vatandaşların kolluk kuvvetlerince darp edilmesi kabul edilemez, Hakkari Barosu olarak hukuka aykırı ve orantısız güç kullanan kolluk görevlilerinin tespiti ve gerekli cezai işlemlerinin uygulanması için tüm yasal yollara başvuracağımız ve sürecin takipçisi olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Hakkari Barosu olarak bizler, bu hukuka aykırı ve keyfi uygulamaların Türkiye'nin taraf olduğu ulusal ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtmekle birlikte bu eylemleri yapan kamu görevlileri hakkında soruşturma başlatılması için gerekli mercilere başvuruları yapacağımızı ve olayın takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz.”