Hakkari Barosu Başkanlığı tarafından yazılı olarak yapılan açıklamada "Devletin koruması altında olan bir şahsın, can güvenliğinin sağlanması yine o devletin asli görevidir." İfadeleri kullanıldı.
Adli sürecin titizlikle takip edildiğinin belirtildiği açıklamada, "Gerçeklerin ortaya çıkması, ihmali olan kurumların ve kişilerin hak ettiği cezaya çarptırılmaları için her türlü hukuki mücadeleyi vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın." denildi.
Hakkari Barosu tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
“Maktul Ferhat ATILGAN 20.01.2023 tarihinde Yüksekova TEM Şube tarafından aranarak hakkında açılan soruşturma kapsamında ifadesi alınmak üzere adliyeye çağrılmıştır. 20.01.2023 tarihinde saat 14:28'de Ferhat ATILGAN adliye önüne gelerek kontrol noktasındaki görevliyle görüşüp tekrar dışarı çıkmıştır. Bir dakika sonra yani 14:29'da tekrar avukatıyla kontrol noktasından geçip adliyeye giriş yapmıştır. Adliyeye girdikten sonra merdivenleri kullanarak savcılık katına çıkmıştır. Gerekli işlemlerden sonra avukatı eşliğinde saat 15:15'te savcılık odasında ifade alma işlemi başlamıştır. İfade normal seyrinde devam ederek tamamlanıp imza aşamasına geçilmiştir. İfade tutanağı savcı, avukat, Ferhat ve katip tarafından imzalanmıştır. Bunun üzerine savcı, korumasına koridorda bekleyen TEM ekibinden birini çağırması yönünde talimat vermiş ve odanın kapısı açılmıştır. Korumanın kapıyı açıp koridora doğru seslenmesiyle TEM'den bir görevli polis memuru kapı eşiğine gelmiştir. Bu esnada Ferhat ATILGAN cama doğru yönelmiştir. Savcı bunu fark edip korumasına ismi ile seslenip müdahalede bulunabilmesi için bağırmıştır. Koruması döndüğü esnada hareket alanı kısıtlı kalmış ve herhangi bir müdahalede bulunamadan Ferhat ATILGAN kendisini camdan aşağı bırakmıştır. Hastaneye kaldırılan Ferhat ATILGAN yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamamıştır.
Yaşanılan bu olay sonucunda yapılan görüşme, araştırma ve incelemeler neticesinde Ferhat ATILGAN hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 30/11/2022 tarihinde ifade vermek üzere Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gitmiş ve avukat eşliğinde ifadesi alınmıştır. İfade işlemleri bittikten sonra Ferhat ATILGAN'ın cep telefonuna el konulmuş, kan örneği ve parmak izleri alınmış akabinde serbest bırakılmıştır. Ölüm olayının yaşandığı 20/01/2023 tarihinde kolluk tarafından abisinin numarası aranmak suretiyle Ferhat ATILGAN yeniden ifade vermek üzere Yüksekova Adliyesi'ne çağrılmıştır. Bunun üzerine Ferhat ATILGAN'ın ailesi, avukatını arayıp çocuklarının ifade için çağrıldığını söylemişlerdir. Ferhat ATILGAN'ın avukatı bilgi almak amacıyla emniyete gitmiştir. Ancak kendisine dosyanın savcılıkta olduğunu ve gerekli bilgileri oradan alması gerektiğini söylemişlerdir. Bunun üzerine avukatı savcılığa gitmiş, dosya hakkında avukata bilgi verilmiştir. Şüphelinin hazır olması durumunda ifadesinin alınacağı kendisine iletilmiştir. Avukatı ailesini aramış ve Ferhat ATILGAN'ın ifade vermek üzere adliyeye gelmesini iletmiştir. Ferhat ATILGAN babası ile birlikte adliye önüne gelmiştir. Babası oğlu ile birlikte adliye binasına girmeye çalışmış ancak girişteki görevli memurlar Ferhat ve babasını içeri almamışlardır. Bunun üzerine babası ile birlikte dışarıya yönelmiş ve avukatlarını aramışlardır. Ferhat ATILGAN avukatı ile birlikte kontrol noktasından geçerek adliyeye giriş yapmıştır. Daha sonrasında yukarıda anlatıldığı gibi Ferhat ATILGAN'ın ölüm olayı gerçekleşmiştir.
Gerçekleşen ölüm olayı ile ilgili taraflarla yapılan görüşmeler sonucunda Ferhat'ın, dosya savcısı tarafından tutuklanma istemiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevkinin yüzüne karşı söylenmesi üzerine korktuğunu, bu korkudan hareketle pencereden atlayarak yaşamına son vermiş olduğu kanısına varılmıştır. Savcılık, Ferhat'ın tutuklanma istemiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevkine karar verirken hiç bir güvenlik tedbiri almadan hareket ettiğinden bu olayın meydana gelmesinde önemli rol oynamıştır. Devletin koruması altında olan bir şahsın, can güvenliğinin sağlanması yine o devletin asli görevidir. Tutuklanabileceğini düşünen Ferhat'ın, bu esnada kendisine veyahut orada bulunan bir kişiye zarar verebileceğinin öngörülmesi ve buna göre ek tedbirlerin alınması gerekirdi. Bu olayda gerekli tedbirleri almayan idarenin/adliyenin sorumluluğu kaçınılmazdır.
Zira; Her insan doğuştan gelen yaşama hakkına sahiptir ve bu hakkın yasalarla korunması gerekmektedir. İnsan hakları içinde değer sırası bakımından ilk sırada yer alan ve en temel insan hakkı olarak kabul edilen yaşama hakkının diğer tüm hakların varlık sebebi olduğu ve bu hakların kullanımının yaşama hakkına bağlı olduğu gözetilmelidir. Yaşam hakkının kullanımı için devletin yalnızca insan yaşamına saygı gösterme anlamında negatif bir yükümlülük altında olmadığı, aynı zamanda insan yaşamını etkin olarak korumak için gerekli adımları atmak, bu kapsamda bireyleri diğer kişilerin yaşamsal tehlike yaratan eylemlerinden korumak için uygun önlemleri almak ve kişinin bizzat kendi yaşamına son vermesinin önüne geçmek için gerekli tedbirleri almak gibi pozitif yükümlülüklerinin de olduğu dikkate alınmalıdır. Gözaltına alınan ve suç şüphesiyle yakalanan kişiler bakımından yaşama hakkı daha özel bir öneme sahiptir. Bu kişilerin devletin denetimi ve gözetimi altında oldukları ve bu hassas durumları ile yaşama hakkı yönünden daha etkin bir şekilde korunmalarının temin edilmesi gerekmektedir.
Ferhat ATILGAN'ın pencereden atlayarak hayatına son vermesiyle ilgili Hakkari Barosu olarak, ilk günden olayı takip ettiğimizi, savcılık ve avukat ile ilgili ailenin yaptığı şikayetleri ve adli süreçleri titizlikle takip ettiğimizi buradan bir kez daha ifade etmek isteriz. Gerçeklerin ortaya çıkması, ihmali olan kurumların ve kişilerin hak ettiği cezaya çarptırılmaları için her türlü hukuki mücadeleyi vereceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Kamuoyuna saygıyla bildirilir.”