HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kandıra F Tipi Cezaevi'nde hücre cezasındayken şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Garibe Gezer'in ölmeden önce kendisine yazdığı mektubu okudu. Gezer'in mektubunu okuyan Gergerlioğlu, " Ya, biraz vicdanınız varsa susarsınız ya!" diyerek tepki gösterdi.
HDP'li Gergerlioğlu, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e yönelik, "Bakın, ben sizi anlayamıyorum gerçekten Sayın Bakan. Bana gelen binlerce başvuruya yetişememe vebaliyle doluyum, yetişemezsem vicdanım çok sızlıyor. Ama siz sümen altı etmede çok mahirsiniz; inanın ki, öyle bir mahirlik ki... Ben sizin taş kalpli olduğunuza inanıyorum. Ben millete sesleniyorum, o hapishanelerde bana "Çok doğru söylüyorsun Ömer Bey, devam et Ömer Bey." diyenlere sesleniyorum, tamam mı? Bakın, ben belgelerle konuşuyorum, size Garibe Gezer'in fotoğrafını gösteriyorum" dedi.
Ak Parti Elazığ Milletvekili Sermin Balık, Gergerlioğlu'nun sözünü keserek konuşmasına tepki gösterdi.
Gergerlioğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Garibe Gezer'in 4 Ekim’de bana gönderdiği mektuptan size bahsedeceğim. Ya, biraz vicdanınız varsa susarsınız ya!
Bir dakika dinleyin, bakın. Bir ölünün mektubunu gösteriyorum. Garibe Gezer'in bana gönderdiği... Bakın, ben, daha dün intihar eden Garibe Gezer'in 4 Ekim’de bana gönderdiği mektuptan size bahsedeceğim. Ya, biraz vicdanınız varsa susarsınız ya! Bir ölünün, bir mazlum kadının mektubunu okuyacağım size ya. Allah aşkına bakın, hapishane damgası var. Bana gönderdiği mektupta bir sürü ihlali anlatmış. Nisan yayınlarının kitaplarının, dergilerinin engellendiğini anlatmış ve son cümlesini okuyayım -keşke hepsini okuyabilsem- diyor ki: 'Tarafsız, bağımsız yargı mahkemelerinin bulunmadığı, kalmadığı bugünlerde sesimizi, irademizi temsil eden siz değerli vekillerimize ulaştırmaya çalışıyorum, sesimi duyun Ömer Bey.'
Garibe Gezer’in süreci tam bir cinayet! Bakın, ben bununla ilgili soru önergesi verdim Adalet Bakanlığına. Ne diyor? 'Cevaplanmadığı Gelen Kağıtlar'da ilan edildi.' 26 Ekim’de soru önergesi vermişim. Dün intihar etmiş. Soru önergem cevaplanmamış. Değerli arkadaşlar, ben onun durumunu çok yakından takip ediyordum. Az evvel ablasıyla görüştüm, gözyaşları içindeki ablasıyla görüştüm. 'Ona gönderdiğim cevabi mektup ulaştı mı?' diye sordum ablasına 'Hayır Ömer Bey, ulaşmadı ama gayret ettiğinizi biliyordu, sağ olun Ömer Bey.' dedi. Ama mektubumuzu bile engellemişler arkadaşlar ya. O kızı çıldırtmışlar orada. Ben biliyorum, bana gönderdiği mektup normal bir mektuptu. İntihara teşebbüs etmiş içerde. Bir hekim olarak... Bakın, bu nasıl bir sorumsuzluktur? İntihara teşebbüs eden insan bir daha intihar edebilir, nasıl onu tek kişilik hücrede tuttunuz? Defalarca 'Beni tek kişilik hücrede tutmayın, koğuşa alın.' demiş ama yapmamışsınız. Bu konuda nasıl vicdanınız sızlamıyor?"