Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan ve beraberindeki partililer, 4 gün boyunca Diyarbakır’da temaslarda bulundu. Üreticiden çalışana, çiftçiden emek örgütlerine kadar birçok insanla görüşen Paylan’ın öncelikli gündemi ekonomik krizdi. Ancak temasları sırasında seçim ve seçimde izlenecek yol haritası da konuşuldu.
Diyarbakır’daki temaslarının son gününde, biraz sıkışık zamanda Paylan ile buluştuk, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizi, Diyarbakır’daki izlenimlerini ve seçim hazırlıkları hakkında konuştuk...
YAPMAMIZ GEREKEN YENİ DÖNEMİ KONUŞMAK
Diyarbakır programının öncelikli gündemi neydi?
Türkiye derin bir ekonomik kriz yaşıyor. Bu derin ekonomik krizin etkilerini vekili olduğum ilde tespit etmek için Diyarbakır’a geldim. 4 gündür programda Türkiye’deki krizden öte Diyarbakır’da bir ekonomik buhran yaşandığını gördüm. Tüm sosyal kesimler şikayetçi. İşçiye gittik, ‘geçinemiyoruz’ diyor. Esnaf, ‘siftahsız dükkan kapatıyorum’ diyor. Çiftçi, ‘tarlama gübre atamadım, girdi maliyetlerinin altında eziliyorum’ diyor. Hayvan üreticisi, ‘hayvanıma yem alamıyorum, gebe inekleri bile kesime gönderiyorum’ diyor. İşveren, ‘büyük bir durgunluk ve çok yüksek enerji maliyetleri var, üretim yapamıyorum’ diyor. Büyük bir kriz var ve tüm toplumsal kesimler bunu derinden yaşıyor. Diyarbakır’da Türkiye’nin genelinden özel ciddi bir işsizlik sorunu var. Her iki kişiden biri işsiz, her üç gençten ikisi işsiz. Bütün bu durumları yerinde tespit ettik, notlarımızı aldık. Ankara’ya döndüğümüzde gerek soru önergeleri, gerekse araştırma önergeleri gerekse de doğrudan bakanlara ileterek bu sorunların çözümü yönünde elimizden geleni yapacağız. Türkiye genelindeki sorunun buradaki yansımalarını tespit ettik. Artık çözüm önerilerimizi de ortaya koyacağız.
Bölgedeki kentlerde yaşayan insanların kırsalda kalan köyü, tarlası, akrabası var genellikle. Ekonomik sıkıntılar yaşandığı zaman, diyelim İstanbul’dan farklı olarak biraz daha rahat baş edebiliyordu krizle. Bu sefer pek öyle olmadı sanki. Sizin de gözleminiz bu yönde mi?
Yakın geçmişte kır-kent ilişkisi daha güçlüydü. Şu anda nüfusun büyük bir bölümü kentte yaşıyor. Kırda çok az insan var, onlar da üretimden kopmuş durumda. Eskiden bir kriz olduğunda köy-kent ilişkisi çerçevesinde belki yurttaşlarımız erzaklarını karşılayabiliyordu ama şu anda nüfusun büyük çoğunluğu kentte yaşadığı için kent yoksulluğu çok yoğun. Kırdakiler de yüksek ilaç, gübre, mazot maliyetleri yüzünden üretimden kopmuş durumda. Büyük bir yoksulluk var. Yurttaşlarımız borç altında, herkes borçlarını gösteriyor. Son elektrik faturaları da buna tuz biber ekti. Bir esnaf, ‘bin 500 kira veriyorum, 2 bin lira elektrik faturası geldi. Ben bunun altından nasıl kalkayım. Hem işlerim üçte birine düşmüş durumda hem de faturalarım iki üç katına çıktı’ dedi. Bu, şu demektir, durgunluk içinde yüksek enflasyon. Yani stagflasyondur. En kötü senaryodur. Hem durgunluk hem de yüksek zamlar var. Yurttaşlarımız bunun altında eziliyor. Şu anda kır-kent ilişkisi ve dayanışma ekonomisinin de bunu kurtaramayacağını düşünüyorum. Her şeye rağmen bu zalim iktidar döneminde herkese dayanışma çağrısını yapıyoruz ama çözüm bunda değil. Bu belki bir iki ay idare eder, sonra ne olacak? Yapılması gereken derhal seçimdir. Miadını doldurmuş bu iktidarın değişimi olarak görüyoruz ve biz de yeni döneme dair politikalarımızı hazırlıyoruz. Yalnızca iktidarı eleştirmenin yeterli olmadığını düşünüyoruz. Artık yapmamız gereken daha çok yeni dönemi konuşmak. Demokrasi ittifakı çerçevesinde biz de yeni dönemin iktidarının nasıl olması gerektiği konusundaki iddialarımızı yakın bir zaman da halkımızla bir kez daha paylaşacağız.
'YURTTAŞLARIN GÖZÜNÜN FERİ SÖNDÜ'
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi atlatılacağını ifade etmek için 'gözlerindeki ışıltı'ya dikkat çekmişti. Bakanın gözlerindeki ışıltının Diyarbakır’da ve ülkede umuda neden olduğunu söyleyebilir miyiz?
Sayın bakanın gözleri belki ışıldıyor ama bakan yurttaşlarımızın gözünün ferini söndürdü. Yurttaşlarımızın gelecek umudunu yok etmiş durumda. Ekonomide en önemli şey güvendir. Bu ekonomi bakanı veya tek adam rejimi ekonomide herhangi bir güven sağlayamıyor. Kimse geleceğini göremiyor. Geleceğini göremeyen yurttaşlarımız ekonomik aktivitede çok daha geri kalıyorlar. Üretim durmuş, işsizlik artmış durumda. Ciddi bir buhran var ve her geçen günün bir öncekini arattığını düşünüyorum. Sayın bakanın gözlerindeki ışıltının da Türkiye’nin gözünün feri sönerken bir kurtarıcı olmayacağını düşünüyorum.
'EKONOMİK KRİZE DE ÇAREMİZ VAR'
Türkiye genelinde seçim ve ittifaklar konuşuluyor. Diyarbakır’da yurttaşlardan ittifakla ilgili sorular aldınız mı?
Toplum için artık mesele şu; tek adam rejiminden kurtulmak istiyor. Ama alternatifini de sorguluyor. Bu çok önemli ve bu sorgulama Diyarbakır’da da var. Bu iktidar gitmeli ama yerine ne gelecek diye soruluyor. Biz de HDP ve Demokrasi İttifakı olarak diyoruz ki: Bu iktidarın yerine biz gelmeliyiz. Demokrasi İttifakının önerileri bu toplumu yönetmeli ve en güçlü şekilde parlamentoda yer alıp, yeni dönemde yönetimin bir parçası olmak veya tek başına iktidar olma hedefinde olacağız. İttifaklar elbette soruluyor ama HDP zaten bir ittifak. Yurttaşlarımız bunu biliyor. HDP, Türkiye’nin bütün sorunlarını çözme iddiasında. Elbette kimliklerimizle ilgili özgürlük, adalet, inançların eşitliğini istiyoruz. Bunun yanında yurttaşlarımız ekonomik krize de çözüm istiyor. Her 10 kişiden dokuzunun birinci meselesi artık ekonomi olmuş durumda. Ekonomik krize de çaremiz var. Demokrasi krizi, ekonomi krizini yarattı. Demokrasi krizini çözerek ekonomik krizi de çözeceğiz. Şu an bütçeden saraylara, savaşlara, yandaşlara akan kaynakları durdurarak, kaynakların halka akmasını sağlayarak dertleri çözeceğiz. Mesela elektrik faturaları, 5 yandaş müteahhitte bütçeden 100 milyar lira akıyor. 'Bu yüz milyar lira ile tüm yurttaşlarımıza elektrik, doğalgaz, su ve interneti ücretsiz sağlayabiliriz' diyoruz. Yurttaşımızın ortalama aylık bin 500 lira faturası var. Bu faturalardan bile yurttaşlarımızı kurtarsak, bir nefes alır. Bunun yanında savaş politikalarından vazgeçilse, 250-300 milyar kaynak elde ederiz. Emekli yaşına takılanları emekli ederiz, atanmayanları atarız, kredi yurtlar kurumuna borçlu yurttaşlarımızın borçlarını sileriz, çiftçiye daha çok destek verip tarlasına gübre atmasını sağlarız, girdi maliyetlerini düşürürüz, hayvan üreticisine destek oluruz. Bütün bu adımları atabiliriz. Sorun tercihlerde. Türkiye dünyanın en zengin ülkelerinden biri olabilir. Tüm yurttaşlarımıza iş, aş sağlayabiliriz. Bu açıdan hazırlıklarımız var. Çözüm mümkün, çözüm de HDP’de.
'Çözüm HDP' diyorsunuz ama Meclis'te HDP’li milletvekilleriyle ilgili çok fazla fezlekeler var, bunun için ne diyorsunuz?
Bu mücadele, sonuç olarak çok bedeller ödemiş. Binlerce HDP’li defalarca hapse girmiş çıkmış. Bunlar elbette devam edecektir. Bu konuda iktidarın geri adım atacağını düşünmüyorum. Bu bir mücadele birlikteliğidir. Arkadaşlarımızın dokunulmazlıkları kaldırılabilir, cezaevine atılabilirler. Her türlü zulmü yapabilirler. Ama bu mücadele büyüyerek devam ediyor. Onlar korku siyasetini yaymaya çalışıyorlar. Bazı arkadaşlarımızı hapse atarak korkutacaklarını düşünüyorlar ama artık korku duvarlarını aştık. Ve sevgili Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi, ‘Bu gemi mutlaka limana ulaşacak.’
'FATURASIZ YAŞAMI ÖNERİYORUZ'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılaçdaroğlu, elektriğe yapılan zamları protesto ettiğini 'elektrik faturalarımı ödemeyeceğim' diyerek dile getirdi. Sizin önerileriniz nedir?
HDP olarak biz bundan çok daha radikal öneri sunuyoruz. Faturasız yaşamı öneriyoruz. Elektrik, ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olabilir. Bunun için kanun teklifimizi verdik. Erdoğan, yurttaşlarımıza fahiş faturalar kesiyor. Esas faturayı millet sandıkta Erdoğan’a kesecek. Bundan hiç şüphemiz yok. Yakın gelecekte bunu göreceğiz. Erdoğan, sarayından 'ben ne yaparsam yanıma kar kalır' diye bakıyor, zamlar yağdırıyor ama yurttaşlarda büyük bir öfke birikimi var. Faturalarla ilgili yurttaşlarımız infial durumunda. 'Ya faturaları ödeyeceğim, ya çocuğuma ekmek alacağım' diyor. 'Ödemiyorum' önerisinden öte yurttaşlarımız zaten faturalarını ödeyemiyor ve ödeyemeyecek durumda.
Kaç gündür Diyarbakır’dasınız, insanlarla görüştünüz. Olası bir erken seçime halk ve HDP hazır mı?
Halk seçime hazır ve sandığı bekliyor. Bunca yılın acısını sandıkta en güçlü şekilde çıkaracak diye düşünüyorum. HDP’yi de daha güçlenmiş olarak gördüm. Yurttaşlarımız umudu HDP’de görüyor. HDP sandıktan bir önceki seçimlere göre çok daha güçlü şekilde çıkacaktır, bundan hiç şüphem yok.
(Vecdi Erbay - Gazete Duvar)