Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul 150. Yıl Gong Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Tansu Çiller, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da katıldı.
Borsa İstanbul 150. yıl gong töreninde sizlerle beraber olmaktan memnuniyet duyuyorum. Borsamız ilk kez 1873 yılında kuruldu. 1985 yılına gelindiğinde ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Kuruldu. Daha sonra çeşitli borsalarımızı tek bir çatı altında toplamaya karar verdik ve Borsa İstanbul adı altında birleştirdik. Anonim şirkete dönüşerek daha entegre bir yapıya kavuştu.
Borsamız bize Osmanlı'dan miras kalan bir kurum olsa da, uzun yıllar asli görevini yerine getirememiştir. Borsamız yıllarca yabancıların, yerli yatırımcıları ve ülke kaynaklarını çeşitli manipülasyonlarla sömürdüğü bir platforma dönüştürüldü. Borsada yatırım yapmak yerine insanlarımızın günlük lisanını da sirayet eden borsada oynama ifadesi bu durumun bir yansımasıydı. Siyaset kurumu da üç beş oy daha kazanmak uğruna borsayı hedef alarak ne yazık ki bu algının kökleşmesine yardım etti. Bunu 14-28 Mayıs seçimleri arifesinde bir kez daha gördük. Bizzat muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı tarafından Borsa İstanbul'u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü. Battık, bittik senaryolarıyla, yatırımcı korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi. Bu furyaya mandacı müstemlekeci kimi ekonomistler de alkış tuttu. Halbuki başta kıta Avrupa'sı olmak üzere gelişmiş, kalkınmış ülkelerde çok farklı bir tablo söz konusudur. Buralarda ne siyasetçiler ülkenin sermaye piyasasını kötüleyerek seçim kazanma hayali kurar, ne de sistem böyle bir manipülasyona izin verir. Dahası gelişmiş ekonomilerde sermaye piyasalarının derinleşmesiyle reel sektör finanse edilirken, gelişmiş sermaye piyasaları sayesinde de tasarruf oranlarının artması sağlanır. Bizim de bu doğrultuda daha kararlı bir duruş sergilememiz gerekiyor, ister siyasetçi, ister ekonomist, isterse simsar olsun, sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız
Son dönemde de battık, bittik senaryolarıyla yatırımcılar korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi. Gelişmiş ekonomilerde sermaye piyasalarının gelişmesiyle tasarruf oranlarının artması sağlanır. Bizim de bu noktada daha kararlı bir duruş sergilememiz gerekiyor. Sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışanlara meydanı boş bırakamayız. Bu konuda daha fazla hassasiyet ve çaba bekliyoruz.
İktidarımız döneminde finansal serbestiyet ve küresel ekonomi ile entegrasyon temel prensibimiz oldu. Borsamızı gazino kapitalizminin cenderesinden kurtarmayı başardık. Sermaye piyasalarımızın ülkemizin, milletimizin ve reel sektörümüzün hizmetinde olmasını garanti ettik. Ekonomi ve finans sektörümüzde birçok düzenleme yaptık. Bu düzenlemeler sayesinde borsamız köklü bir dönüşüm gerçekleştirdi.
Son yıllarda Türk borsasına yönelik teveccühün hem içeride hem de dışarıda arttığına şahitlik ediyoruz. Tüm dünyada risk iştahının düştüğü, sermayenin korunaklı alanlara çekildiği dönemde Türkiye uluslararası sermaye açısından çekim merkezi olmayı koruyor. 255 milyar dolardan fazla uluslararası yatırım çekmiş bir ülke olarak sermaye piyasalarımızın daha fazla derine inmesine ve tabana yayılmasına olanak sağlayacağız. Enflasyondaki artışın kontrol altına alınmasıyla birlikte ülkemize yönelik yatırımların daha da artacağına inanıyoruz. Borsamızın derinliği artacak ve yatırımcılarımız finansman kaynaklarına daha da rahat erişebilecektir. Çığır açan projelerle Borsa İstanbul’un Türkiye Yüzyılı’na omuz verdiğini görmekten gurur duyuyorum. Borsamız dijital ve yeşil dönüşüme de katkı veriyor. Üniversite öğrencilerine yönelik BİSTEK akademimizin kuruluşunu da takdirle karşılıyorum.