Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları 6. Olağan Kongresi'nde açıklamalarda bulundu. İlk olarak iki dönemdir AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı görevini yürüten Lütfiye Selva Çam'a teşekkür eden Erdoğan, "Kendisiyle bundan sonra milletvekili olarak ve üstleneceği yeni sorumluluklarla yakından çalışmayı sürdüreceğiz" dedi.
Erdoğan, Çam'dan görevi devralan Ayşe Keşir ile ilgili olarak da "Kendisi İstanbul İl Kadın Kolları kurucu olarak başladığı hizmetlerine AK Parti'nin her kademesinde faaliyetini sürdürmüş bir kardeşimizdir. Yeni dönemde Ayşe Keşir kardeşimizle kadın kolları faaliyetlerini daha ileriye taşıyacağız. Kadın Kolları teşkilatlarımızda görev yapan tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum" ifadesini kullandı. Erdoğan, şöyle devam etti:
- "Kale içeriden fethedilir. Bu kaleyi içeriden fethedecek olanları karşımda görüyorum. AK Parti'nin başarısı için fedakarca çalışan hanım kardeşlerimize şükran duygularımızı anlatacak kelime bulamıyorum.
- Kadın Kollarımız geçtiğimiz 19 yıldaki birikimiyle sadece seçimlerde kapı kapı dolaşan bir teşkilat olmaktan çıkmış, yılın her günü yürüttüğü faaliyetlerle kadın siyasetçi yetiştiren bir okul haline gelmiştir. Bugün Meclis'te kadın milletvekillerimizin büyük bölümü, belediye meclisteki üyelerimizin çoğunluğu bu okulda yetişmiştir.
- Bazı mücadeleler vardır ki karşılığını sadece Rabbimizden umarız. Medeniyet davamız yolundaki yürüyüşümüz de böyle bir mücadeledir. Sokak sokak, ev ev gezerek davamızı anlatan, seçim sandığına sahip çıkan, tankların önüne geçip darbecilerin karşısına dikilen kadınlarımızın haklarını ödeyemeyiz."
'O kapılardan geri çevrilenler söke söke söke o üniversiteleri bitirdiler'
Erdoğan, devamında geçmiş döneme atıfla muhalefet partilerine tepki gösterdi. "Hayata geçirdiğimiz reform ve uygulamalarla çağdaşlık, laiklik, ilericilik adına kızlarımızın önlerini sinsice kesenlere en güzel cevabı hep birlikte verdik" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
- "Yeri geldi buradaki birçok hanım kardeşimizin üniversitelere girmek isterken önleri kesilmedi mi? Şu anda içinizde üniversite kapısından geri çevrilen birçok hanım kardeşimiz var. O kapılardan geri çevrilenler söke söke söke o üniversiteleri bitirdiler. İkna odalarından geri çevrilenler var. Bu ikna odalarından geri çevrilenler daha sonra ana muhalefetin de üst düzey yöneticisi olmadı mı? Çünkü bunlar akşam yalan, sabah yalan.
- Toplam üyemiz 11.5 milyon. Sadece kadın kollarımızın üye sayısı 5.5 milyon. Hepsini koyun bir kenara, kadın kollarımızı koyun bir kenara. Böyle bir noktadayız. İnşallah ülkemizi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıracak, 2053 vizyonumuzu evlatlarımıza birlikte miras bırakacağız.
Neşet Ertaş'tan alıntı yaptı
- Kadın kollarımızı kurarken hedefimiz ülkemizdeki tüm kadınlarımıza ulaşmak, onların vasıtasıyla tüm hanelere girmekti. Bizim inancımıza göre kadın ve erkek aynı özden yaratılmıştır. Siyasette de kadını dışlayan sadece insanlığın yarısını değil, aynı zamanda fıtrata da sırtını dönmüş olur. Şimdi Neşet Ertaş'ın şu sözünü nasıl anmayayım; Kadın insandır, biz erkekler ise insanoğlu.
- Tarih boyunca kadını şeytanlaştıran, hayvandan bile aşağı gören, bir mal olarak kabul eden anlayışların bu hikmeti kavramalarını beklemiyoruz. Kadın hakları adı altında, kadınla birlikte tüm insanlığı metalaştıran zihniyetin yüzlerindeki maskeyi düşürmenin yolu bu hikmeti yüceltmekten geçiyor."
Erdoğan, kadın cinayetleri konusunda Türkiye'ye yöneltilen eleştirilere de tepki gösterdi. "Kadın hakları konusunda güya en ileri sayılan ülkelerdeki kadın cinayetlerinin, ülkemizdekilerin kat be kat fazlası olduğu gerçeğini görmezden gelerek Türkiye'yi hedef alanların derdi milletimizin bizatihi kendisidir" diye konuşan Erdoğan, ardından şu görüşleri dile getirdi:
- "Son olarak Samsun'da yaşanan hadise onlara haklılık payı çıkarmaz. Meclis'te yeni bir komisyon oluşturuyoruz. Bugün grup başkanımızla konuştum, yeniden böyle bir komisyonu oluşturacağız. Biz bunları ne ana muhalefete ne diğerlerine bırakamayız. Elimizden geleni yapacağız. Kadınların şiddete maruz bırakılmasına müsaade edemeyiz. Adalet Bakanımla konuştum, sonuna kadar bu işi kovalayacaklar. O malum kişi de tutuklandı.
'Saldırı ve cinayetleri töre bahanesiyle kültürümüze yıkmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz'
- Kadın kocasının veya babasının malı değil, aynı haklara sahip insandır. Kadına eziyet etmenin, kötü davranmanın hiçbir izahı olamaz. Ülkemizde, Samsun'da olduğu gibi zaman zaman rastladığımız olumsuzluklar kadim değerlerimizden uzaklaştığımızı gösteriyor. Kadını anne olmaktan, kardeş olmaktan, eş olmaktan, evlat olmaktan çıkartıp köksüz ve ruhsuz bir birey sıfatıyla karşımıza dikmeye çalışanların oyununa gelmeyeceğiz. Kişilik bozukluğu ürünü olan saldırı ve cinayetleri töre bahanesiyle kültürümüze yıkmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz.
Adına aile dediğimiz mukaddes ocak nesli muhafaza eden, inancı yaşatan vasıflarıyla ortak geleceğimizin teminatıdır. Toplum ayakta duramazsa geride ne devlet, ne millet, ne medeniyet kalır. İyi ve kötü günümüzde her zaman yanımızda olacağını bildiğimiz bir aileniz varsa hayata daha güvenli bakabiliriz.
'Kadın en başta annedir, çocuğun ilk vatandır'
Salgın döneminde bu gerçeği bir kez daha yaşadık. Kadın kollarımızda vazife üstlenen kardeşlerimizin de kendi aileleri yanında çevresinin de yardımına koşmak için nasıl çalıştıklarını yakından biliyorum. Allah ailenin temeli olan kadının ve erkeğin birlikteliğini sevgi ve merhamet üzerine kurmuştur. Aile müessesinde yer alan eşler, çocuklar ve büyükler birbirlerinin zenginliği ve emanetidir.
Sevginin ve merhametin olmadığı yerde bencilliğe, hoyratça davranmaya meyilli nesiller yetişir. Biz sağlıklı fertlerden oluşan, kul olarak görevlerinin bilincinde kişilikli, doğrunun ve yanlışın farkında nesiller yetiştirmek istiyoruz. Devlet bu konuda üzerine düşenleri mutlaka yerine getirecektir. Asıl görev bizlere, kadınlara düşüyor. Kadın en başta annedir, çocuğun ilk vatandır."
'Özellikle kız çocuklarını bir an önce baba evlerini terk etmeye çağıranlar olduğunu duyuyoruz'
Erdoğan, konuşmasının devamında Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Söğüt'ün 'Baba evini derhal terk edin kızlar' başlıklı yazısını eleştirdi.
"Özellikle kız çocuklarını bir an önce baba evlerini terk etmeye çağıranlar olduğunu duyuyoruz. Şimdi bir de bu çıktı. 'Sokaklara dökülün' diyorlar çocuklara. Bu ne anlayış. Böyle ahlaksızlık olur mu? Bu zihniyet aileyle birlikte yaşadığı ülkeye ve millete toptan düşmanlığı ifade eden bir ruh hastalığının işaretidir" diyen Erdoğan, devamında "Türkiye kadına şiddet sorununu öyle veya böyle çözer. Ülkemiz için asıl tehdit işte bu hastalıklı zihniyetin kök salmasıdır"ifadesini kullandı.
'Ey ana muhalefet partisinin başındaki adamcağız'
Erdoğan, daha sonra muhalefet partilerine yönelik eleştirilerine devam etti. "Biz önce insan diyoruz. Onlar sadece kendi ideolojik hesaplarının peşinden koşuyor. Biz herkes için hak ve özgürlük diyoruz, onlar sadece kendi fikirlerinin, hayat tarzlarının özgürlüğünü istiyorlar. Biz büyük ve güçlü Türkiye diyoruz, onlar her şeyi 20-25 yıl öncesine döndürmek istiyorlar" diyen Erdoğan, ardından "Biz yeni anayasa diyoruz, onlar darbe anayasasından bahsediyorlar. Ey ana muhalefet partisinin başındaki adamcağız, sen ne zamandan beri devletin aşıları parayla sattığını söylüyorsun? Ya bu ne utanmazlıktır ya. Dünya şu anda aşı arıyor aşı, bulamıyor. Biz aldığımız aşıları süratle sahiplerine ulaştırmaya çalışıyoruz" ifadesini kullandı.
'2023, Türkiye için tam anlamıyla bir kader seçimine dönüşmüştür'
Erdoğan, 2023'te yapılacak seçimlere de değinerek sözlerini şöyle noktaladı:
- "Türkiye böyle bir muhalefet anlayışını hak etmiyor. 2023 yerli ve milli anlayışla iktidara gelebileceğini idrak etmiş bir muhalefetin doğuşunun da müjdecisi olacaktır. 2023'ün inşallah en önemli üç ayağından birisi ana kademe, kadın kolları ve gençlik kolları.
- AK Parti Türkiye'nin sadece dününün ve bugünün değil, yarınının partisidir. Milletimize geleceği konusunda proje sunabilen tek parti AK Parti'dir. Ana muhalefetin hiç yatırımlarını duyuyor musunuz, yerel yönetimlerinden bir şey duyuyor musunuz? Çöp, çukur, çamur var. Bunların derdi halkıyla, şehriyle, emanetle değil.
- 2023, Türkiye için tam anlamıyla bir kader seçimine dönüşmüştür. Cumhur İttifakı ülkemizin bütününde bir taçlandırma harekatı sürdürecektir. Her günümüzü seçim arefesi kabul ederek kesintisiz çalışacağız."