Erdoğan'ın, Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen İlk Oyum Erdoğan'a, İlk Oyum AK Parti'ye Programı'nda yaptığı konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Diyarbakır'a ayak bastığımız andan itibaren çok farklı bir atmosfer yaşıyoruz. Bugün Diyarbakır kıpır kıpır yerinde duramıyor. Öncelikle şahsım ve heyetime gösterdiğiniz sevgi ve coşku için teşekkür ediyorum. Bugün Diyarbakır'da 70 bini bulan katılımla muhteşem bir açılış töreni yaptık. Diyarbakırlı kardeşlerimle samimi bir muhabbetimiz oldu. Hem kendileriyle hizmete açtığımız eser ve hizmetlerin heyecanını paylaştık, hem de şöyle geçmişten bugüne Diyarbakır muhasebesi yaptık.
Amasra'daki maden kazası sebebiyle programımızı ertelediğimiz için festivale yetişemedik. Gençlerimizin sahip çıkmasıyla nasıl coşkulu bir şekilde yapıldığını takip ettim. İlk gününden son gününe kadar Sur Kültür Yolu Festivali'nin özellikle de gençlerimizin sahip çıkmasıyla nasıl coşkulu bir şekilde yapıldığını takip ettim. Burada hem ülkemize hem Diyarbakır'a yakışır dünya çapında bir kültür faaliyeti yürütüldüğünü gördüm.
Halen Diyarbakır'ın yanı sıra İstanbul, Konya, Çanakkale'de yapılan bu festivali yaygınlaştırıyoruz. "Festivalimizi her yıl değişen 5 büyükşehre de yaygınlaştırarak tüm vatandaşlarımıza ulaştırmak istiyoruz. Önümüzdeki yıl Kültür Yolu'nu yapacağımız şehirleri İzmir, Adana, Gaziantep, Erzurum ve Trabzon olarak belirledik. Ülkemizin güzelliklerini ortaya koyan her faaliyet her gayret bizim için önemlidir. Milletimizin ve coğrafyamızın asırlık ihmallerini son 20 yıldır hayata geçirdiğimiz eser ve hizmetlerle gidermenin mücadelesini verdik.
Hamdolsun bugün ülkemize kazandırdığımız bu güçlü altyapının üzerinde çok daha büyük hedeflere doğru yürüme imkanına sahibiz. Gelişmiş ülkeler dahil dünya ekonomik krizlerle, güvenlik kaygılarıyla, siyasi ve sosyal kaos tehditleriyle boğuşulan bir dönemden geçiyor. Bu sıkıntılı fotoğraf içinde Türkiye emin ve kararlı adımlarla yoluna devam ediyorsa gerisinde böyle bir emek ve mücadele vardır. Ülkemizin sahip olduğu kalkınma altyapısının ve demokratik kazanımların bizi getirdiği bu seviyeyi daha ileriye taşımak istiyoruz.
Birileri diyor ki 'AK Parti'nin gençliği yok.' Buyurun gençlik burada. Bu gençler önümüzdeki haziranda sandıklarda o birilerine gereken dersi verecek. Yaşınız doldu biliyorum, onun için de buradasınız. Milletimizin her bir ferdinin özellikle de sizlerin daha fazla desteğini talep ediyorum. Çevremizdeki ateşi bize sıçratmak için sabırsızlıkla bekleyenlerin, pireyi deve yaparak oluşturmaya çalıştıkları iklim sizi asla yanıltmasın. Bunların derdi ne sizlersiniz ne de ülkemizdir. Kendi kısır çıkar hesaplarının yükünü milletimizin omuzuna yıkma peşinde olanlara bugüne kadar meydanı bırakmadık, bırakmayacağız.
Kimsenin değil, kendi oyun planımızı takip ederek, hem özgürlüğümüze sahip çıkacağız hem refahımızı artıracağız. Sahte yüzlerin, sahte söylemlerin, sahte duruşların maskelerini birer birer indireceğiz. Kendi ikballerini bu ülkenin, 85 milyon vatandaşının felaketine bağlayanların hesaplarını tepetaklak edeceğiz. Türkiye Yüzyılını sizlerle beraber yükseltecek sizlerle beraber zirveye taşıyacağız. Onlar Kandil'e yol ararlar, biz halkımıza modern yollar yaparız, farkımız bu. Biz Diyarbakır'ın ciğeri varken, birileri gibi FETÖ'cülerle benzin istasyonlarında hamburger yemenin, kapalı kapılar ardında iş çevirmenin derdinde değiliz. Bu gençler önümüzdeki seçimlerde sandıklarda birilerine gereken dersi verecek."
"İlk oyu Rahmetli Erbakan hocamıza vermiştik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından gençlerin sorularını yanıtladı.
Programda konuşma gerçekleştiren Erdoğan daha sonra gençlerin sorularına yanıt verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İlk oyunuzu kime vermiştiniz?' sorusuna "Rahmetli Erbakan hocamıza vermiştik. Onlar ne diyordu, 'Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacaksınız.' Biz çoluk çocuğa bırakmadık. Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaşta gençlerimize bıraktık" yanıtını verdi.
"Televizyon oturumlarında başörtüsüne 'bez parçası' diyen Bay Kemal, şimdi utanmadan sıkılmadan 'ben çözeceğim' diyor"
Erdoğan, bir öğrencinin başörtüsü ile ilgili sorusu üzerine şunları söyledi:
"Kızlarım imam hatip okulunda başörtülü olarak okula sokulmuyordu. Böyle bir dönem yaşadılar. Ben mecburen bir kızım için benim imam hatipten arkadaşım olan ve bir imam hatipte müdür olan arkadaşımla görüştüm. 'Kızım başörtülü derslere giremiyor' dedim. 'Başkan ne düşünüyorsun, gönder bana' dedi. Kızımı bir kız arkadaşıyla o imam hatibe gönderdim. Kızım orada imam hatibi bitirdi. Bu ülkede ne çileler çekildi. Yeğenlerim giremiyordu, anneleri gidip imam hatibin kapısında kızlarının girişini bekliyordu. Üniversitelerde başörtülü kızlarımızın başlarından başörtüsünü polis kardeşlerimiz almak zorunda kalıyordu. Genel başkan yardımcısı olan kadın o zaman İstanbul Üniversitesinin ikna odalarının başında bulunuyordu. O zaman televizyon oturumlarında başörtüsüne 'bez parçası' diyen Bay Kemal, şimdi utanmadan sıkılmadan 'Ben çözeceğim' diyor. Böyle bir problem yok ki artık. Başörtülü kızlarımız eğitim öğretime gidiyor, valimiz var, silahlı kuvvetlerde artık askerimiz var, hakim ve savcı var. Ey Bay Kemal. Biz şimdi diyoruz ki; başımıza bir daha bu dertler gelmesin, onun için hazırlığımızı yapıp Anayasa değişikliği yapalım ve yola böyle devam edelim. Zaten yasal olarak bir sıkıntı yok ama anayasal olarak da böyle bir değişikliği yaparsak bunların yapacak bir şeyi kalmaz."
"Şiir okuyanların cezaevine girmediği bir Türkiye'nin özlemini yaşıyorum demişti"
Erdoğan, başka bir gencin, Ahmet Kaya ile olan samimiyetini anımsatıp, onunla olan bir anısını paylaşmasını istemesi üzerine, şunları anlattı:
"Belediye başkanlığım döneminde Sayın Kaya ile bizim ilişkimiz baya ileriydi. Hatta bazı programlarıma özellikle rahmetli Ahmet Kaya'yı davet ederdim. Mesela bunlardan biri Ali Sami Yen Stadı'nda yapılan programdı. O programa da katılmıştı. Hepsinden öte, ben cezaevine gireceğim günün arifesinde büyük bir program düzenlenmişti. 1 milyona yakın insan o gece oradaydı. O gecenin önemli sanatçılarından bir tanesi Ahmet Kaya idi. Tabii Ahmet Bey'in orada çok önemli bazı ifadeleri vardı. 'Şiir okuyanların cezaevine girmediği bir Türkiye'nin özlemini yaşıyorum' demişti. Önceleri Ahmet Kaya'ya methiyeler düzenlerin bir törende nasıl terbiyesizlikler yaptıklarını, nasıl tabak çanak kırmak suretiyle Ahmet Kaya'nın adeta üzerine saldırdığını gördüğümüzde bunların nasıl çok yüzlü olduklarını hatırlıyorum. Yedikule'deki o konuşma unutulur gibi değil. Başbakanlığım döneminde Sayın Kaya'yı ülkemize getirmeyi arzu ettim. Ailesine bu konuda daveti yaptım. O zaman aile buna sıcak bakmadı. Bölgenin önemli bir temsilcisi olarak, duyguların onun sesinde, sazında yer edindiği bir sanatçı olarak, bir devirdi geldi geçti. Onun için tekrar ailesine başsağlığı, kendisine rahmet diliyorum."
"Herhalde izin verdiler"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretini hatırlatılması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi bu ziyareti ben yorumlarsam benim için ayıp olmaz mı? Galiba dün bir televizyon programında aday olduğunu açıklamış, herhalde izin verdiler. İzin verdikleri için o da adaylığını Sivas'ta bir yerel radyoda açıkladı. Hayırlı olsun. Bu isabetli bir şey oldu. Türkiye, evet Bay Kemal gibi bir adayı görmekle inşallah nasıl bir cumhurbaşkanlığı yarışını görecek, bunu beraber yaşayacağız. Bizim bir sıkıntımız yok. Tamam. Onlar bugüne kadar bu ülkede ne yaptılar, hangi yatırımı yaptılar, ellerindeki bu kadar belediye başkanlarıyla ne çıkardılar, çıksınlar bunları konuşsunlar. Biz de bugüne kadar 20 senede ne yaptık A'dan Z'ye hepsini milletimize anlatacak, yolumuza devam edeceğiz. Durmak yok, yola devam."
Sezai Karakoç'un 'Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine' şiirini okudu
Erdoğan, bir öğrencinin Sezai Karakoç'un şiirlerinden birini okumasını istemesi üzerine, Karakoç'un 'Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine' şiirini okudu.