Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Diyarbakır şubeleri, 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin eğitim sistemi üzerinde bıraktığı etkilere ilişkin düzenlediği çalıştay ikinci gününde. Plaza Otel'de "6 Şubat 2023 Depreminin Eğitim Sistemi Üzerindeki İzdüşümüne Bakmak: Yaşananlar, Sorunlar ve Çözümler” başlığıyla düzenlenen çalıştaya Eğitim-Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, Eğitim- Sen Diyarbakır şubelerinin eşbaşkanları, yöneticiler, sendika üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD), Kent Koruma Platformu, sivil toplum örgütleri, Şêx Saîd Derneği yöneticileri ve temsilcileri katıldı.
Çalıştayın bugünkü oturumunun açılış konuşmasını yapan Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Zülküf Güneş, depremin birçok yerde yaşandığını etkileri ve kayıplar açısından önlenebilir olduğuna değindi. Güneş, alınacak önlemlerle hasarın aza indirilebileceğine işaret etti. Diyarbakır'da buna yönelik bir hazırlıık görmediklerini vurgulayan Güneş, “Maalesef ne ülkenin genelinde ne de kentimizde buna yönelik ve bir hazırlık olduğunu görmüyoruz. Yaşadığımız bu acı tecrübeden sonra dahi bundan bir ders çıkarılmadığını, yanlışların devam ettirildiğini bize gösteriyor” dedi
‘İŞ MAKİNELERİ TSK’YA TAHSİS EDİLDİ’
Deprem sonrası enkaz kaldırmak için belediyelerden talep ettikleri iş makinalarının TSK’ye tahsis edildiğini öğrendiklerini kaydeden Güneş, "Türkiye'de tırmandırılan faşist ve ırkçı söylemler beraberinde çatışma ve savaşları da getiriyor” dedi.
Eğitim Sen Adana, Adıyaman, Antep, Malatya, Urfa, Siverek temsilcilerinin tespit ettiği sorunların dile getirildiği çalıştayda, Kent Koruma Platformu adına Abdussamed Ucuman, Platform deneyimi aktardı. Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul da Eğitim Sen Amed şubelerinin düzenlediği çalıştayla yerelin güçlenmesinin ne kadar önemli olduğu gösterdiğini kaydetti.
SONUÇ BİLDİRGESİ
Çalıştay, sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla son buldu. Sonuç bildirgesini Eğitim Sen üyesi Hikmet Korkmaz okudu. Bildirgede şunlar kaydedildi: “Dezavantajlı grupların afet sonrası kırılganlıklarının şiddetlendiği görülmüştür. Çocuklar ve çocuklarla çalışma yürüten veya çocuklarla temas edenler içinde durum benzer olmuştur. Çocuk ve çocuğu destekleyenlerin durumlarının ele alındığı bu çalıştay da görülmüştür ki çocuklar eğitime, sağlığa, temiz suya, temel gıdaya, barınmaya, sağlıklı bir çevrede büyümeye erişim konusunda sorunlar yaşamakta ve hak ihlallerine uğramaktadır. Çocukların bakımından sorumlu olan ve eğitimini üstlenen bireylerin yaşadıkları diğer sorunlar ise dorudan ve dolaylı olarak çocukların konumunu daha da riskli bir duruma sokmaktadır. Şehir içi çatışmaların, etnik ayrışmaların yaşandığı bölgeleri etkileyen pandemi, ekonomik kriz ve üzerine yaşanan ekonomik krizde çocuklar ve burada yaşayan her yurttaş için katmanlı bir şekilde barışçıl ve güvenli alanların oluşmadığını ve bunların da kapsamlı çalışma yürütülmeden inşa edilemeyeceğini göstermektedir. Bu sebeple başta çocukların ve onlara destek olanların üstün yararının gözetilebileceği, kapsayıcı ve katılımcı afet yönetimi planlamalarına ihtiyaç var. Bu çalıştay vesilesiyle bir defa daha devletin sadece çocuklar için değil, tüm yurttaşlar için koruyucu ve önleyici tedbirler alması gerektiği ve bunların afet öncesinde, şeffaflıkla yürütülmesi gerektiği açıktır. Bu bağlamda ilk ve öncelikli konulardan biri toplumsal barışın herkes inşa edilmesi gerekmektedir.”