Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) “Tehlike Altındaki Diller Atlası” verilerine göre, Türkiye’de 3 dil yok oldu ve 15 dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Buna rağmen ülkede eğitim dili ağırlıklı olarak Türkçe veriliyor. Söz konusu durumdan kaynaklı anadilleri Türkçe olmayan çocuklar, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre bir hak olan anadilde eğitime ulaşamıyor. Son yıllarda Kürtçe ve bazı dillerin seçmeli ders olarak müfredata konulması da bu soruna derman olmadı.
Anadilde eğitim için mücadele veren Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim Sen) Van Şubesi Eşbaşkanı Murat Atabay, anadilin önemi ve atılması gereken adımları anlattı.
SEÇMELİ DERS
Anadilde eğitim noktasında şu ana kadar herhangi bir adımın atılmamasını eleştiren Atabay, ülkede Kürtler başta olmak üzere milyonlarca çocuğun bu haktan mahrum bırakıldığına dikkati çekti. Seçmeli ders için atılan adımın da altyapısının oluşturulmadığını söyleyen Atabay, “Hem öğretmen atamaları için hem de çocukların dersi seçmesi için alt yapı oluşturulmadı. Hatta öğrenciler bu dersi seçmesin diye uğraşıldı. Anadilde eğitim için çok fazla başvuru olmasına rağmen öğretmen eksikliğinden kaynaklı ders verilmedi. Çocuklar eğitime başlayana kadar anadilini öğreniyor. Her şeyi anadillerinde kavrayıp, düşünüyor. Eğitime başladıkları zaman dilleri değişiyor. Bu da adapte noktasında sorun yaratıyor. Bu nedenle diğer öğrencilere göre geri kalıyor” diye belirtti.
ÇÖZÜM ANADİLDE EĞİTİM
Bu sorundan kaynaklı bölge kentlerindeki gençlerin diğer yerlerdeki gençlere oranla daha “yetersiz” kaldığını kaydeden Atabay, Kürt öğrencilerde Türkçeyi bilmemeden kaynaklı bir “utanmanın” yaşandığını ve kendilerini ifade edemediklerini dile getirdi. Atabay, okumayı öğrenen öğrencilerin bu kez de kitaplarda yazılanları anlamada sorunlar yaşadığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Çocuklar 3 ve 4’üncü sınıftan sonra hem okuma hem de anlama noktasında iyi olmuyor. Türkçe eğitim görenler ileri gidiyor ama anadilinde eğitim göremeyen çocuklar çok geride kalıyor. Bu okul başarısına da yansıyor. Hatta Türkçe bilmeyen çoğu çocuk okulu bırakıp gidiyor. Bu yüzden çocukların sadece seçmeli derslerle değil anadilinde eğitim almalarını istiyoruz.”
6 YILDA 27 MEZUN 1 ATAMA
Ülke genelinde sadece birkaç üniversitede Kürtçe bölümlerin açıldığını anımsatan Atabay, bu bölümlerde mezun olanların da iş bulamadıklarını dikat çekti. Atabay, 2015-2016 yılları arasında söz konusu bölümlerden 27 kişinin öğretmen olarak mezun olduğunu ancak 2020 yılına sadece bir kişinin atamasının yapıldığını söyledi. Siyasi iktidarın “üniversitelerde Kürtçe bölümler açtık” şeklinde propaganda yaptığına değinen Atabay, “Açılan bölümlere ilginin olmadığını söylüyorlar. Aslında durum ilgisizlik değil. Öğrenci, atanamayacağını bildiği için bu bölüme gitmek istemiyor” dedi.
ANADİL SORUMLULUĞU
2014 yılında Kürtçe derslere 30 bin, 2015’de ise başvuru sayısının 80 bine ulaştığı bilgisini paylaşan Atabay, buna rağmen öğretmen atamasının yapılmadığını söyledi. Atabay, “Bu eksikliği gidermek için anadil sorumluluğu sadece sendika ve ailelere yüklenmemeli. Tüm sivil toplum örgütleri ve her kesimin anadilin gelişiminde etkisi var. Anadil eğitiminin karşılaştığı sorunlar üzerine araştırmalar yapılmalı. Hem anadil hem de akademik dil arasındaki farklılıkların iyi belirlenip buna göre çözüm üretilmesi gerekir. Anadilin gelişimindeki sorunların çözülmesi için eğitmenlerin, pedagogların, ailelerin, kurumların ve Avrupa’daki örneklerin incelenip müfredatın da buna göre oluşturulması gerekir” önerilerini sıraladı.