Uluslararası basın özgürlüğü örgütü Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde yayımladığı araştırmaya göre, dünya genelinde tutuklu gazetecilerin yüzde 12,7'sini kadın basın mensuplarının oluşturduğunu belirtti. Ancak, kadın gazeteciler cezaevlerinde azınlık olmalarına rağmen, Ocak 2023'ten bu yana medya çalışanlarına verilen en uzun dokuz cezanın beşini aldıkları ortaya çıktı.
RSF'nin raporuna göre, Belarus, Burma ve Burundi gibi ülkeler, kadın gazetecileri 10 yıl veya daha fazla hapis cezasına çarptıran ülkeler arasında yer alıyor. Özellikle Belarus, 2023 yılında üç kadın gazeteciyi 10 ila 12 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırarak basın özgürlüğünü savunan kadınları ağır bir şekilde cezalandırdı.
Burundi'de hapishaneye gönderilen Floriane Irangabiye, 10 yıl hapis cezasına çarptırılan ilk kadın gazeteci oldu. Irangabiye, ülkenin hapisteki tek gazetecisi konumunda. Ocak 2023'te aldığı hapis cezası, "Ulusal toprakların iç güvenliğini tehdit ettiği" iddiasıyla verildi. Burma'da ise, Ocak 2024'te gazeteci Shin Daewe ömür boyu hapse mahkum edildi. Burma'da halihazırda 62 medya çalışanı hapiste bulunuyor.
İran'da ise gazetecilere yönelik baskılar devam ediyor. Ekim 2023'te Mahsa Amini'nin ölümünü haberleştiren gazeteciler Nilüfer Hamedi ve Elahe Muhammedi, 12 ve 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak cezaları altı ve yedi yıla indirildi. Geçtiğimiz Ocak ayında serbest bırakılan gazeteciler, temyiz başvurusunun ardından yeniden hapsedilmeleri riskiyle karşı karşıya.
İran'da Kasım 2021'den bu yana tutuklu bulunan 2023 Nobel Barış Ödülü sahibi Nergis Muhammedi'nin de aralarında bulunduğu dört kadın gazeteci hala tutuklu bulunuyor. RSF, yaşanan bu gelişmeleri değerlendirerek, Belarus ve Burma'nın dünyanın en büyük gazeteci hapishaneleri arasında olduğunu vurguladı ve kadın gazetecilere yönelik artan baskıya dikkat çekti.