Depremde yıkıma uğrayan kentlerden Diyarbakır'da kurulan çadır kentin yeri tartışma yarattı. Uzmanların ve kitle örgütlerinin uyarılarına rağmen Dicle Nehri kıyısına çadır kent kuruldu. Söz konusu alan, 2018'de baraj kapağı kopması sonucu sular altında kalmıştı. Alana ayrıca daha önce hafriyat döküldüğü için asbest tehlikesinin de olduğu belirtildi. Kurulan çadır kentin depremzedeler için “ikinci bir felaket” olarak tanımlayan kentteki kitle örgütleri ve uzmanlar, projeden vazgeçilmesini istiyor.
Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu bugün yaptığı açıklamada çadır kente ilişkin tespitleri, daha önce Amed Sağlık Platformu'nun da dile getirdiği risklere dikkat çekti.
ASBEST RİSKİ VAR
Söz konusu alana ilişkin uzmanlar şu riskleri sıralamıştı:
*Alan 2011'e kadar Büyükşehir Belediyesi tarafından hafriyat alanı olarak kullanılıp dolguyla yükseltildiği için asbest riski var.
* Nehir yatağı olduğu için de sık sık sel taşkınına uğruyor.
* Dicle ve Kral Kızı Barajı'nın kapağının kopması veya taşması halinde alana 6 saatte su yetişirmiş olacak ve insanların tahliyesi imkansız olacak.
* Yoğun sis ve soğuk oranı çok yüksek.
* Yazın sazlık bölgeden kaynaklı yoğun sivrisinek var ve bu çeşitli hastalıklara sebebiyet verecek.
* Mevsimsel yağış durum nedeniyle sık sık su taşkını yaşanacak.
* Kentten uzak olması nedeniyle ulaşım, gıda gibi temel ihtiyaçların karşılanması zorlaşacak.
* Eğitim, iş ve sosyal yaşam konusunda sorunlar ortaya çıkacak.
* Nehir yatağı olduğu için sık sık boğulmalar yaşanıyor dolayısıyla çocukların boğulma riski oluşacak.
'CİDDİ SEL RİSKİ TAŞIYOR'
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, bugün Emek ve Demokrasi Platformunun açıklamasını yapan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan, şehir merkezinde kurulan 7 "çadır kentin" durumuna ilişkin eksikliklerde bildirilmiş olmasına rağmen 10 gündür bir değişiklik gözlemlenmediğini vurguladı. Yeni düzenlenen kalıcı çadır kent için de kitle örgütlerinin, uzmanların fikrine danışılmadığını belirten Turan, "Çadır kentin yerleştirileceği arazi; Merkez Yenişehir ilçesi, Silvan yolu üzeri, Dicle Nehri'nin sağ sahilidir. Daha önce belediyenin hafriyat alanı olmasından kaynaklı asbest riski taşıyan bu alanın, önceki yıllarda Dicle Barajı kapağının kopması sonucu su altında kaldığı biliniyorken dolgu alanı olan bu alanın ciddi sel riski taşıdığını tekrar vurgulamak istiyoruz" dedi.
'RÜZGAR KORİDORUNDA OLDUĞU İÇİN SOĞUK ÇOK DAHA ETKİLİ'
Ayrıca Hewsel vadisinde bulunan bu alanın rüzgar koridoru olmasından dolayı soğuğun çok daha etkili olduğunu belirten Turan, "Çetin ve sert mevsim koşullarından dolayı çadırda ısınma problemi olabilir, kullanılacak sobalardan dolayı yangın riski taşımaktadır" dedi.
'YAZIN DA SİVRİSİNEKLER HASTALIK TAŞIYACAK'
Turan, Nehir kenarındaki çadır kentin, yaz aylarında sivrisineklerden dolayı sıtma ve bulaşıcı hastalık risklerinin de yüksek olduğu bir bölge olacağını kaydetti.
'KORUCULAR SİLAHLA GEZİYOR, TARİKATLAR CİRİT ATIYOR'
Alana dair diğer sorunları da paylaşan Turan, "UNESCO dünya mirası olan Hewsel Bahçeleri bu yerleşimden zarar görecektir. Şehrin sivil toplum örgütleri ile beraber çalışmayı reddeden anlayış, çadır kentleri tarikat vakıflarına açmıştır. Korucuların içerisinde uzun namlulu silahlar ile gezdiği, tarikatların cirit attığı, öte yandan su kanalına dikkat edilmeyen, elektrik kabloları çocuk güvenliğine uymayacak şekilde düzenlenmiş çadır kentler insan haklarını ihlal etmektedir. Düzeltilmesinin yolu bir an önce şehrin sivil toplum örgütleri ile istişareden geçmektedir” dedi.
Öte yandan çadır kentin kurulduğu alana ilişkin bir başka iddia da kentin gündeminde. Alanın çadır kent olarak kullanılmasından sonra yapılaşmaya açılacağı öne sürüldü. İmara kapalı alanın "sosyal donatı ve mesire alanı" adı altında yapılaşma başlatılarak imara açılacağı iddia ediliyor.