Emek ve Özgürlük İttifakı, 24 Eylül’de açıkladığı deklarasyonla demokrasi mücadelesi için geniş bir hat kurmayı sürdüreceklerinin kararlılığını kamuoyuna duyurdu.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın yayınladığı deklarasyonu ve bundan sonra nasıl bir yol alması gerektiğini değerlendirdi.
ÇÖZÜMÜN ADRESİNİ DEKLARE ETTİLER
HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir, Emek ve Özgürlük İttifakı içerisinde yer alan partilerin ve örgütlerin uzun yıllardır AK Parti iktidarına karşı, özellikle de seçimlerde HDP çatısı altında stratejik ve taktiksel ittifaklarla bir araya geldiklerini hatırlattı. Demir, HDP’nin, hem Cumhur hem de Millet ittifakının son yıllarda kendisine dönük ötekileştiren, kriminalize eden ve saldırgan tutumlarına karşı seçeneksiz olmadığını göstermek için ezilenlerin, yoksulların, emekçilerin ve bir bütünen tüm toplumsal muhalefeti bu ittifakla bir araya getirdiğini aktardı.
Bu ittifakın iki kutuplu ittifaka karşı oluşturulan “Üçüncü yol” ittifakı olduğunu aktaran Demir, ittifakın açıkladığı deklarasyona ilişkin “Her katılımcı söz aldı, zaten ondan öncede bir metin okundu. Orada da işte ezilenin yanında, kadın mücadelesinin yanında, İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar imzalanması gerektiği ifade edildi. Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi gerektiği ifade edildi. Yani bu ülkede kangrenleşmiş ne kadar sorun varsa, o sorunların çözümünde asıl güç olduklarını ifade ettiler. Bunu herhangi bir yere havale eden pozisyonda değil, tam tersine ‘Sorunların çözüm adresi biziz’ dendi. Bunu çok net bir şekilde kamuoyuna deklere etmiş oldular” ifadelerini kullandı.
CUMHUR VE MİLLET İTTİFAKI’NIN POZİSYONU
Türkiye’de devletin zor gücünü ve aygıtlarını içinde barındıran ve birbirleriyle benzeşen iki kutuplu ittifakın ülkeye bir şey vaat etmediğini ifade eden Demir, iktidar karşıtı olduğunu söyleyen Millet İttifakını da “restorasyoncu” ittifak olarak tanımladı. Bu ittifakın topluma vaatlerine ilişkin ise Demir, “Onların söylediği şey şu, seçimden sonra yeni parlamenter sisteme geri döneceğiz, eskiye geri döneceğiz. Şimdi eskiye geri döneceğiz cümlesi başlı başına bir sorun. Bu Türkiye, 20 yıl önceki Türkiye değil. Örneğin, değişen toplumsal bir yapı var, talepler farklılaşmış, dünya değişmiş, küresel sorunların dışında bölgesel sorunlar var. Değişen toplumsal yapıya siz yeniden 20 yıl önceki sistemin tekrar hayata geçirileceği vaadinde bulunuyorsunuz. Bu ülkede daha önce de pek çok demokrasi karşıtlığı uygulamalar vardı. AKP-MHP rejimi ile başlamadı, anti-demokratik uygulamalar. Onlardan öncede halklar yok sayıldı, inançlar yok sayıldı, ekoloji tahrip ediliyordu, toplumsal eşitsizliktik vardı, emekçiler yok sayılıyordu. Dolayısıyla önceki parlak, muhteşem, sorunlarını çözmüş demokratik bir ülke değildi. Bu yüzden geri dönmeyi vaat etmek, sizin yine geçmişin totaliter, ulus devlet anlayışını devam ettireceğiniz anlamına gelir” şeklinde açıkladı.
‘BU İTTİFAK DEĞİŞİMİN ÖNÜNÜ AÇACAK’
Demir, gelinen süreçte toplumsal dinamiğin çok güçlü olduğunu ve artık bu toplumsal dinamiğin ülkede köklü çözümler istediğinin altını çizdi. Bu köklü çözümler için Emek ve Özgürlük İttifakı’nın yayınladığı deklarasyonunun içeriğinin çok önemli olduğunu aktaran Demir, “Üçüncü yol ittifakı, bu ülkede köklü bir değişim sağlama olanağı yolunun önünü açacak olan ittifaktır” dedi.
PARÇALI MÜCADELE KAYBETTİRİR
Kürtlerin, solcuların ve sosyalist hareketlerin bugüne kadar paçalı olma durumlarının sisteme karşı sonuç alınamayacağı tecrübesini yeterinde gördüklerini ifade eden Demir, “Dağınık yürütülen her mücadele aslında toplumun kaybıdır. Aynı zamanda da bu mücadele süreçlerine dahil olmuş olan siyasi yapı ve örgütlerin de kaybıdır. Bundan sonuç alamadığımızı zaman bize gösterdi. Parçalı olmak, ayrı ayrı mücadele yürütmek, bu iktidar karşısında sonuç almaya yetmediğini gördüğümüz için bu realite aslında mücadeleyi ortaklaştırmak gerektiğini söylüyor. Bu bahsettiğimiz yapıların tabanları da bunu söylüyor. Örneğin kapitalistler, emperyalistler bir araya geliyor değil mi? Bunlar düşmanlarına karşı ortak bir mücadele hattı oluşturuyor. Ezilenler niye kendi mücadele hattını, ortaklığını oluşturmasınlar. Arzumuz tabi ki bu ittifakın kalıcı olması, uzun süreli bir ittifak olması. Fakat seçimi göz ardı edemeyiz, yakın bir zamanda seçim var. Dolayısıyla seçimi de kapsayan bir yan yana geliş bu. Ama zaman içinde dediğimiz gibi uzun süreli, kalıcı bir şeye doğrulabilir” dedi.
TOPLUMUN BEKLENTİSİ VE İTTİFAKIN ROLÜ
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın, ittifakın dışında kalan kesimleri de içine alarak genişlemesi gerektiğini vurgulayan Demir, ülkede devrim için koşulların olduğunu fakat halk örgütlülüğünün olmadığını dile getirdi. Toplumda muhalefetin zayıf, güvenilmez olduğu yönünde bir algının olduğunu söyleyen Demir, şöyle devam etti: “Alternatif bir şeyin ortaya çıkmasını isteyen bir toplum var. Toplum, muhalefete güvenmiyor, iktidarın gücünü biliyor. İktidarın kendisini üzerindeki o bütün olumsuz etkilerini de bilerek, orda bir çıkış beklentisinin içinde olduğunu biliyoruz. Topluma hem sözü ile hem de ortak mücadele kararlılığıyla güven verecek bir yapıya ihtiyaç var. İşte bu tür sorunları ortadan kaldıracak ‘Üçüncü Yol’ dediğimiz Emek ve Özgürlük İttifakı’dır. Bu ittifak topluma şunu iyi anlatabilmeli; ‘Ne bu iktidara ne de kendine güvenmeyen pasif, özgüvensiz, gelecek vadetmeyen bir ittifaka mecbursunuz. Bunu yanında başka bir alternatif var, bu alternatif bizzat sizsiniz. Kendi öz gücünüzün farkına varın.”
‘İTTİFAK SAHAYA İNMELİ’
İttifakın yayınladığı deklarasyonla halka çağrıda bulunmasının yeterli olmadığını da sözlerine ekleyen Demir, “Mahalle mahalle gezmeliler, halk toplantıları yapmalılar. Halka ‘Bakın biz daha önceki seçimlerde yan yana geliyorduk. Şimdi bütün bu öz gücümüzle birlikte yan yanayız, siz de bize omuz verin, gelin birlikte bunları devirelim’ demeleri lazım. Bu deklerasyondan sonra ittifakın sahaya inmesi gerekiyor. Topluma bunu daha yakından halkın içine karışarak anlatması lazım. Toplumun az bir kesimi bundan haberi var. Çünkü ana akım medya da bu ittifaka dair hiçbir şey dile getirmedi. Halka aktarılmadı, bunu en iyi şekilde anlatıp çeperi genişletmek adına sahaya inmeleri gerekiyor. HDP seçim süreçlerinde bunu çok iyi yapıyor. Seçim çalışması yürütüyor, sokağa iniyor, stantlar açarak, evlere giderek, toplumla bağ kuruyordu. İttifak bugün bunu çok daha kapsamlı yapmalı” ifadelerini kullandı.
‘YÜZDE 20 OY ORANI YÜKSEK İHTİMAL’
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Türkiye’deki siyasi dengeleri değiştireceğini belirten Demir, seçimlerde bu ittifakın yüzde 20’ye çok rahat bir şekilde ulaşabileceğini aktardı. Demir, “HDP’nin tek başına yüzde 15’e yakın oy oranının olduğunu biliyoruz. Tek başına böyle bir siyasi parti oy oranına sahipken bu ittifakın oluşturacağı güvenle beraber bu oranın yüzde 20 olma ihtimali çok yüksek. Siyasetin ve parlamentonun aritmetiğini değiştirir. Tabi bu sahada halkla beraber olunursa, bu yüzde 20’lik sinerjiyi yakalayabileceklerini düşünüyorum” dedi.