Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) tarafından Haliç Üniversitesi'nde "Yapay Zeka ve Kadın" temasıyla düzenlenen 6. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nin açılışındaki konuşmasında, zirveye katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Etkinlik için Türkiye'nin farklı şehirlerinden ve dünyanın dört bir yanından İstanbul'a gelen misafirleri selamlayan Erdoğan, KADEM'in iki yılda bir mutat olarak düzenlediği uluslararası zirvelerde birbirinden önemli konuların kendi alanlarında yetkin isimlerin iştirakiyle kapsamlı şekilde değerlendirildiğini ifade etti.
Zirvenin temasının "yapay zeka ve kadın" olarak belirlenmesini isabetli bulduğunu kaydeden Erdoğan, iki gün sürecek zirveye yurt içi ve dışından katılımcılarla bu tema ekseninde yapılacak tartışmaların ufuk açıcı olacağına inandığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin, dünyanın genel manada her 100 yılda bir kabuk değiştirdiğini, dönüştüğünü, yeni bir safhaya geçtiğini gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Çok değil iki asır önce başlayan Sanayi Devrimi ile birlikte hayatımızda keskin bir kırılma yaşandı. Fabrikalar, otomobiller, fotoğraf makineleri, aşılar, ilaçlar, telefon, radyo, televizyon derken insan hayatı kısa sürede köklü değişimlere sahne oldu. Ardından internetin ve bilişim teknolojilerinin hayatımıza girmesiyle çok daha farklı, çok daha derin bir değişim dalgasına kapıldık. Bugün artık yapay zekadan, insansız sistemlerden, robotik teknolojilerden, nesnelerin internetinden bahsediyoruz. Algoritmaların ve yapay zeka sistemlerinin yapabildikleri karşısında hayret etmekten hatta kimi zaman insanlığın geleceği adına endişe etmekten kendimizi alamıyoruz. Şurası da bir gerçek ki tüm bu değişimler beraberinde üretim ilişkilerinin, insan davranışlarının, insani beklentilerin de farklılaşmasını getirmektedir. Teknoloji kolay ve hızlı iletişim, bilgiye rahat ulaşım kadar doyumsuzluk da üretmekte, yeni istekleri ve yeni tüketim araçlarını hayatımıza sokmaktadır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerçekle sanalın, algı ile olgunun, yalan ile gerçeğin yer değiştirdiği dijital kültürün insanın hayata bakış açısını alt üst ettiği bir dönemde yaşıyoruz. Dijitalleşmenin ortaya çıkardığı ürünlerin, sunduğu imkanların, getirdiği kolaylıkların ve konforun yanı sıra insanı nesnelleştirdiğini, insanın biricikliğini örselediğini çok net biçimde görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Çok boyutlu bir dijital hegemonyanın hayatlarına daha fazla nüfuz ettiğine, üstelik etki alanının her geçen gün genişlediğine dikkati çeken Erdoğan, teknolojinin özellikle de yapay zekanın adaletsizlikleri derinleştiren yönünün kimi zaman göz ardı edildiğini vurguladı.
Erdoğan, yapılan ilmi araştırmaların yapay zekanın kötü uygulamaları tekrar edip toplumsal eşitsizlikleri pekiştirdiğini ortaya koyduğunun altını çizerek, yapay zeka teknolojileri ve algoritmaların mağdurları arasında ilk sırada kadınların yer aldığını kaydetti.
"Regülasyon eksikliği başka alanlar gibi burada da en ciddi sorundur"
İş başvurularından sosyal medya platformlarına kadar birçok farklı mecrada kadınların yapay zekanın eşitsizlikleri artıran bu çirkin yüzüyle çok sık muhatap olduklarına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Regülasyon eksikliği başka alanlar gibi burada da en ciddi sorundur. Elbette şunu tersine çevirmek bizim elimizdedir. Sadece dezavantajların önüne geçilmesinde değil, kadınların eşit haklara erişebilmesinde ve kendilerini geliştirebilmelerinde de yapay zekadan istifade edebiliriz. Bunun için yapay zeka algoritmalarında ve veri tabanlarında dezavantajlı kesimleri gözeten temel prensiplerin belirlenmesine ihtiyaç duyuluyor. Daha fazla mağduriyet oluşmadan, sorunlar daha fazla kronik hale gelmeden bu konuda evrensel bir deklarasyona imza atılması gerektiğine inanıyoruz."
KADEM'in Türkiye'de bu sürece öncülük etmesinde fayda olduğunu belirten Erdoğan, zirvenin bu alanda yeni bir dönemin başlangıcı ve ilk adımı olmasını temenni etti.
"Bilhassa kadınları dışlayan, kadınlara adaletsizlik yapan bir teknolojinin insanlığa hayrının dokunması mümkün değildir. Kadın emeğinin ucuz iş gücü olarak görüldüğü, kadının metalaştırıldığı, kadının sadece adının olduğu, siyasete, iş dünyasına, eğitime, devlet idaresine kadın elinin değmediği velhasıl kadının üretimden, toplumdan, siyasetten, akademiden dışlandığı bir sistem sadece eksik değildir. Böyle bir düzen aynı zamanda adaletsizdir, toplumun gücünün yarısını yok sayıyor demektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de son 22 yılda hayatlarına en fazla dokundukları kesimin başında kadınların geldiğini, geriye dönüp baktıklarında gurur duydukları mücadelelerinden birinin kadınların hak ve hürriyetlerini genişletme yolunda verdikleri kararlı, çetin ve sancılı mücadele olduğunu kaydetti.
Bu konuda çok zorluk çektiklerini anlatan Erdoğan, "22 yıl boyunca çok ciddi engellerle karşılaştık. Vesayetin, baskının, sistemin hücrelerine kadar işlemiş yasakçı zihniyetin her çeşidiyle muhatap olduk. Kadınları zaten sahip olmaları gereken haklara kavuşturma çabalarımızda muhalefeti yanımızda değil hep tam karşımızda bulduk." dedi.
Erdoğan, Anayasa'nın apaçık hükümlerine rağmen kadınların yıllarca bu ülkede sırf başörtüsünden dolayı eğitim ve çalışma hayatından dışlandığını vurgulayarak, "Özgürlüğün ve özgür düşüncenin merkezi olması gereken üniversitelerin kapısına faşizmin simgesi olan ikna odaları kuruldu. Sadece kamu kurumlarında değil, kraldan çok kralcı davranan özel sektör kuruluşlarımızda da kadınlar özgürce çalışamadı. Mesleği ve inancı arasında tercih yapmaya zorlandı." diye konuştu.
"Kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını Anayasa kuralı haline getirdik"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Başbakanlık görevlerinde eski Türkiye'nin dayatmalarıyla karşılaştıklarının altını çizen Erdoğan, bugün veya geçmişte beraber siyaset yaptığı yol arkadaşlarının kahir ekseriyetinin aynı sıkıntılarla yüzleştiğini belirtti.
Erdoğan, son 22 yılda verdikleri kararlı mücadele neticesinde tüm bunları Türk demokrasisine dair kötü birer hatıra olarak tamamen geride bıraktıklarına işaret eden Erdoğan, "Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere her alanda ülkemizin beşeri sermayesinin zenginleşmesinin önündeki tüm engelleri kaldırdık. Hayatın tüm alanlarında kadınlar arasındaki başörtülü ve başı açık ayrımına son verdik. Türkiye'yi yasakların, korkuların, baskıların ülkesi olmaktan çıkartıp, fırsat eşitliğinin, adaletin, özgürlüğün hakim olduğu bir yer haline dönüştürdük. Geçmişin hatalarını telafi etmek üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını Anayasa kuralı haline getirdik." değerlendirmesini yaptı.
Reform paketleriyle, destek mekanizmalarıyla, teşviklerle, yasal ve idari düzenlemelerle kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirdiklerini dile getiren Erdoğan, şiddete, özellikle kadına ve çocuğa yönelik kötü muameleye sıfır tolerans anlayışıyla yaklaştıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu doğrultuda Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM), kadın konuk evi, Kadın Destek Uygulaması (KADES), elektronik kelepçe gibi devrim niteliğinde uygulamaları hayata geçirdiklerini kaydetti.
Attıkları adımların istihdam başta olmak üzere olumlu yansımalarına her alanda şahit olduklarını belirten Erdoğan, kadınların iş gücüne katılım oranlarında önemli ilerlemeler yaşandığını söyledi.
Erdoğan, "Mesela 2002 yılında yüzde 27,9 olan kadınların iş gücüne katılım oranı 2024 yılı Ağustos ayı itibarıyla yüzde 37,3'e çıktı. Kadın istihdam oranı yüzde 25,3'ten yüzde 33'e yükseldi. Bu rakamları yeterli görmediğimizi her vesileyle söylüyoruz. Amacımız 2028 yılı sonuna kadar kadın iş gücüne katılım oranını yüzde 40'ın, istihdamı da yüzde 36'nın üzerine çıkarmaktır." şeklinde konuştu.
"Gazze'de katledilen 50 bini aşkın masumun üçte ikisini kadın ve çocuklar oluşturuyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son 13 ayda Gazze'de katledilen 50 bini aşkın masumun üçte ikisini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Gazze'de bombaların altında çocuklarına, ailesine, yurtlarına, davasına kol kanat geren Filistin'in yiğit kadınları ümmetin iftihar anıtı olarak devleşiyor. Gazze'de ve Lübnan'da katliam durana, ateşkes ve barış tesis edilene kadar kardeşlerimize sahip çıkmayı sürdüreceğiz" dedi.
Erdoğan, "Değerli dostum Trump'tan ikinci başkanlık döneminde eski yönetimin hatalı politikalarını terk etmesini bekliyoruz. Sayın Başkan'ın savaşları sonlandırma noktasında elini taşın altına koyacağına yürekten inanıyor, bunu da samimiyetle temenni ediyoruz" diye ekledi.