Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 949'uncu hafta eylemlerinde yine polis tarafından engellendi.
Anayasa Mahkemesi’nin Galatasaray’daki oturma eylemlerinin yasaklanmasıyla ilgili verdiği “ihlal” kararının ardından Cumartesi Anneleri, 8 haftadır her cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda karanfil bırakarak basın açıklaması yapmak istiyor.
8 haftadır polis saldırısına maruz kalan Cumartesi Anneleri ters kelepçeyle gözaltına alındı.
Gözaltına alınanların isimleri şöyle: Hanife Yıldız, İrfan Bilgin, Besna Tosun, Ali Ocak, Ali Tosun, Eren Keskin, Gülseren Yoleri, Leman Yurtsever, Nazım Dikbaş, Cihan Kaplan, Aslı Takanay, Hünkar Hüdai Yurtsever, Taylan Bekin.
'İSTANBUL VALİSİ VE BEYOĞLU KAYMAKAMI ANAYASA’YI YOK SAYIYOR'
Cumartesi Anneleri'nin okumalarına engel olunan 946'ncı hafta açıklaması şöyle:
"Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları olarak 949 haftadır gözaltında kaybetmeleri gündemde tutmak için sesimizi yükseltiyoruz. “Kayıplar konuşamazlar ama geride kalanlar yaşanan zulmü anlatabilirler” diyerek susmuyoruz.
949 haftadır ısrarla söylüyoruz: Gözaltında kaybetmeler dahil ağır insan hakları ihlalleri bu topraklarda örgütlü bir biçimde gerçekleşti ve örtbas edildi. Bu örgütlü kötülüğe; örgütlü bir vicdan dayanışması ile karşı çıkılmadığı için de inkâr ve cezasızlık egemen oldu.
Tam da bu nedenle 949 haftadır örgütlü kötülüğün kaba şiddetine itiraz etmek için, kötülüğün örgütlü hali karşısında; vicdanı, iyiliği hatırlatmak için susmuyoruz.
949 haftadır tüm etkinliklerimizi Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına ilişkin içtihatlarını esas alarak yapıyoruz.
Ancak iktidar anayasal ilkeleri, uluslararası hukuk belgelerini ve yargı organlarının kararlarını yok sayarak bizi susturmak istiyor. Bu yüzden sesimizin, sözümüzün mekânı Galatasaray’a çıkmamızı engelliyor.
Anayasa Mahkemesi bu engellemenin hak ihlali olduğuna, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına hükmetti. Ancak Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi olarak görev yapan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve Beyoğlu Kaymakamı Mustafa Demirelli, Anayasa’yı yok sayıyor. Sekiz haftadır somut bir dayanak olmadan engelleniyor ve gözaltına alınıyoruz.
Anayasa Mahkemesi kararları siyasi iktidarı ve idareyi bağlar. Zira Anayasal devlet, anayasanın, bireylerin hak ve özgürlüklerini korumak üzere, siyasal yönetim üzerinde kısıtlayıcı olarak işlev gördüğü devlettir.
949. haftamızda bir kez daha iktidarı Anayasaya ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uygun hareket etmeye çağırıyoruz. Kararlıyız, bizi insan kılan hak ve özgürlüklerimizi savunmaktan, kayıplarımızı aramaktan ve adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz. Hukukta, vicdanda ve iyilikte ısrar edeceğiz."