Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Maraş'ta meydana gelen ve 10 kenti etkileyen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremden dolayı bölgede bulunan cezaevlerine yönelik yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, meclis tutanakları ve internet taramalarında elde edilen ve cezaevi kapasitelerinin temel alınmasıyla; Maraş Açık Cezaevi’nde 3 bin 830, Antep, İslahiye, Şehitkamil ve Cezaevi’nde 7 bin 600, Osmaniye ve Toprakkale Açık Cezaevi’nde bin 240, Hatay’da 3 bin 500, Adıyaman Açık Cezaevi’nde 60, Malatya Akçadağ Açık Cezaevi’nde bin 370, tutuklu olmak üzere deprem bölgesinde açık ceza infaz kurumları hariç yaklaşık 17 bin 600 tutuklunun depremden direkt olarak etkilendiği ve buna bağlı olarak yaklaşık 70 bin tutuklu yakınının da bu depremden direkt olarak etkilendiğini bilgisi paylaşıldı.
'CEZAEVLERİNE İLİŞKİN BİLGİ VERİLMELİ'
Mezopotamya Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, yaşanan depremin etki ve sonuçlarına ilişkin 6 Şubat 2023’te bu yana Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü resmi internet sitesinde yalnızca üç basın duyurusu yayımlandığı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “6 Şubat 2023’te yayınlanan duyuruda depremden etkilenen bölgedeki ceza infaz kurumlarında kalan mahpuslardan yaralanan ya da yahut hayatını kaybeden bulunmadığı, mahpusların aileleri ile görüşmesi konusunda gerekli kolaylığın sağlandığı belirtilmiştir. Yapılan açıklamadan sonraki günlerde çeşitli sosyal medya platformlarından Malatya E Tipi, Türkoğlu 1 No’lu L Tipi, Hatay T Tipi, Elbistan E Tipi Kapalı Hapishanelerinde mahpusların ailelerine ulaşamamaları sonrasında isyanlar çıktığına, bazı mahpusların firar ettiğine, bazılarının da güvenlik güçleri tarafından yaralandığına ve öldürüldüğüne dair bilgiler paylaşılmıştır. Ayrıca bazı hapishanelerin tamamen tahliye edildiği, bazı hapishanelerdeki mahpusların da bir kısmının başka hapishanelere sevk edildiği belirtilmiştir.”
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü resmi internet sitesinde 9 Şubat’ta yapılan duyuruda sosyal medya platformlarında Hatay T Tipi Kapalı Cezaevine ilişkin paylaşılan görüntülerin, Maraş Türkoğlu 1 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’ne ait olduğu belirtilen açıklamada, “Yaşanan olayda, Türkoğlu 1 No’lu L Tipi Kapalı Hapishanesi’ndeki mahpusların dışarıya çıkmaya çalıştığı, güvenlik güçlerinin mevzuat çerçevesindeki müdahalesiyle bunun engellendiği, müdahale esnasında ölüm meydana gelmediği, olayla ilgili soruşturma yapılmak üzere görevlendirmelerin gerçekleştiği belirtilmiştir. Aynı tarihte yapılan ikinci duyuruda; olaylara müdahale esnasında yaralanan 12 mahpustan 3’ünün hastanede yaşamını yitirdiği, olaylar esnasında kadın mahpuslara yönelik tecavüz iddialarının gerçek dışı olduğu, hapishanenin kullanılamaz duruma gelmiş olması sebebiyle mahpusların başka hapishanelere sevk edildiği belirtilmiştir” denildi.
İDARİ VE YARGISAL SÜREÇ YÜRÜTÜLMELİ
Uluslararası insan hakları metinlerinde de düzenlendiği gibi, devletler kişileri özgürlüğünden mahrum bıraktığında bu kişilerin hayatlarını, güvenliklerini ve sağlıklarını korumakla yükümlü olduğu hatırlatılan açıklamada, “Dolayısıyla hapishane yetkilileri; güvenlikleri kendi sorumluluklarında bulunan mahpusların haklarının afet dönemlerinde de korunması için riskleri öngörmeli ve bu riskleri ortadan kaldırmak için gerekli önlemleri almalıdır. Mahpusların haklarına yönelik ihlallerin ise önüne geçmeli ve bu ihlallerin sorumlularının cezalandırılmasında etkili idari ve yargısal süreçleri yürütmelidir” ifadelerine yer verildi.
BAKANLIĞA ÇAĞRI
Söz konusu iddiaların açıklığa kavuşması için Adalet Bakanlığı’na şu çağrıda bulunuldu:
“*Deprem sırasında ve sonrasında hapishanelerde alınan önlemlere ilişkin kamuoyunu bilgilendirmeye,
*Hapishanelerde yaşandığı iddia edilen isyanlara ve bu isyanlara müdahale edilmesi sürecinde yaşanan yaşam hakkı ve işkence yasağı ihlallerine ilişkin kamuoyunu bilgilendirmeye,
*Hapishanelerin tahliyesi ve mahpusların başka hapishanelere sevk edilmelerine ilişkin kamuoyunu ve mahpus yakınlarını ivedilikle bilgilendirmeye,
*Mahpusların sağlık, ısınma, temiz suya erişim, beslenme, iletişim gibi ihtiyaçlarını karşılamaya ve buna ilişkin kamuoyu ile şeffaf ve düzenli bilgi paylaşmaya,
*Bu süreçte bilgi akışının aksamaması için hükümlü ve tutuklu ayrımı gözetmeksizin hapishanelere yapılacak avukat ziyaretlerinde, avukatlara vekaletname ve yetki belgesi zorunluluğunu kaldırmaya ve görüş hakkı sınırı olmaksızın mahpuslarla görüşme hakkı vermeye çağırıyoruz.”