Gökçen, 17 Temmuz’da Twitter’da şunu yazdı: “Cemaat soru çalarak, hayat kaydırarak, akademiye ve yayınlara ambargo koyarak, maddi manevi gücü arkasına alarak yıllarca uğraştı. Buna rağmen nitelikli ve entelektüel kadrolar değil, aşağılık kompleksiyle dolu, kendini nitelikli ve entelektüel sanan insanlar yetiştirebildi.
Evinin yakınında ateş açtı
Bu paylaşımın ardından Gökçen, aralarında ‘FETÖ’ üyeliğinden hapis cezası alan F.G.’nin de yer aldığı kişilerce tehdit edildi.
Sözcü’den Fırat Fıstık’ın haberine göre F.G., ilki 19 Temmuz’da olmak üzere hem Gökçen’in sosyal medya hesabı üzerinden hem mesaj atarak, hem de Gökçen’in araştırma görevlisi olarak çalıştığı Marmara Üniversitesi’ni arayarak tehditlerine devam etti.
Mermi fotoğrafları attı
Bununla yetinmeyen F.G., “Yıllardır söylerim ben birini öldüreceğim”, “Bir gün kitapları satmak zorunda kalırsam bilin ki ben birini öldüreceğim” diye tweet atıp sildi.
Tehditler bununla da sınırlı kalmadı. F.G.’nin aynı günlerde Gökçen’in evinin yakınındaki bir poligonda atış talimi yaptığı ortaya çıktı ve Gökçen’e mermili fotoğraflar gönderdi.
Mahkeme adresi vermiş
F.G., bu süreçte gözaltına dahi alınmazken Gökçen’in adres bilgileri, daha önce adres bilgilerinin gizlenme kararı alınsa da mahkeme tarafından paylaşıldı.
F.G. savcılıktaki ifadesinde şunları söyledi: “Daha önce elime hiç silah almadım. Poligona gidip atış yaptığımda da ‘Kimse kendini bulunamaz sanmasın‘ şeklindeki tweet’i attım. Ben dahil birçok insanın öldürülebilir olduğu düşüncesi aklıma geldiği için bu tweet’i attım. Devamında attığım tweet ve paylaşımları ruh halimin vermiş olduğu stres ve öfkeyle bir anda attım.”
Gökçen konuyla ilgili İstanbul Anadolu başsavcılığına başvurarak adli tedbir kararı alınmasını talep etti. Mahkeme, tehdit suçundan dolayı adli kontrol kararı verirken, hakaret ve ısrarlı takip suçlarından adli kontrol verilmesinde hukuki yarar bulunmadığına hükmetti. Elektronik kelepçe talebi de reddedildi.