Son olarak, Erzerom Dumlu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tek kişilik hücrelerin pencerelerinin kalın tellerle kapatılması ve hak ihlallerine karşı tutuklular, 10’ar günlük dönüşümlü açlık grevi başlattı. Yine Iğdır S, Erzurum H ve Van’da bulunan cezaevlerinde de hak ihlalleri giderek artıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu Üyesi avukat Nedim Sarısaç, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin farklı bir boyuta ulaştığını söyledi.
YAŞAM HAKKI
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin süreklileştiğini ifade eden Sarısaç, yaşanan ihlallerinin nedeninin tutukluların sindirilmeye çalışılmasından kaynaklandığını belirtti. Cezaevlerine gelen her yeni yönetimin hukuktan ziyade, kendilerince “kendi yöntemlerini” kullandığını ifade eden Sarısaç, “Gelen hiçbir yönetim maalesef hukuku işletmiyor. Cezaevlerine dair var olan mevzuatlar işlenseydi eğer, bugün cezaevlerinde bu kadar hak ihlali yaşanıyor olmazdı. Öyle bir yere geldik ki, son 1 yıldır en az 70 tutuklu cezaevinde ya da tahliye edildikten kısa bir süre sonra yaşamını yitirmiş. Artık hak ihlallerinin ötesinde bizler daha çok tutukluların yaşam hakkını savunmaya başladık. Çünkü cezaevlerindeki hak ihlalleri artık daha çok tutukluların yaşamlarına etki ediyor. Bu da cezaevi yönetiminin, iktidarın menfaatleri doğrultusunda hareket etmesinden kaynaklanıyor” diye belirtti.
İHLALLER
Tutukluların yemek porsiyonlarının az verildiğini, suyun kotalı verilmeye başlanıldığını, tutukluların keyfi şekilde sevk edildiği ve odalarının değiştirildiğini söyleyen Sarısaç, yaşanan diğer ihlalleri şöyle sıraladı: “İdare siyasi tutukluların bulundukları koğuşların arasına DAİŞ'li ya da FETÖ'cü tutukluları bırakıyor. Türkiye'nin tüm cezaevlerinde olduğu gibi Serhat Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde de bu durum yaşanıyor. Bunu yaparak siyasi tutukluların birbirleri ile olan iletişimi koparılmak isteniyor. Bir diğer sorun ise, tutukluların aileleri ile görüşme saatlerinde sorun yaratılıyor. Mesela, Hakkari'den sabah kalkıp Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde olan tutuklularının görüşüne gelen aileler, görüş saatine yetişme durumları yok. Ancak, idare bunu bildiği halde bu tutukluların görüşme saatlerini sabahın ilk saatlerine alarak görüşmelerini engellemeye çalışıyor. Pandemi bitmesine rağmen, halen sosyal aktivitelerin yapılmasına izin verilmiyor. Özellikle Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde spora çıkan tutuklular artık sadece kendi odalarındaki tutuklularla gitmek zorunda. Bir diğer sorun ise, gardiyanların sürekli provoke etme yaklaşımları söz konusu. Telefon görüşmeleri mevzuata göre 1,5 saat olmasına karşın, cezaevi yönetimleri bunu 40 dakikaya indirmiş.”
SAĞLIĞA ERİŞİLEMİYOR
Cezaevlerinde yaşanan en temel sorunlardan biri de tutukların sağlığa erişim hakkı olduğuna dikkat çeken Sarısaç, “Tutukluların sağlığa erişim hakları neredeyse sağlanmıyor. Özellikle son dönemlerde tutuklular revire bile götürülmemeye başlandı. Tutuklular hastane veya revire götürüldüklerinde ise kelepçeli muayene dayatılıyor. Bu şekilde birçok kez hastane veya revire götürülen tutuklular, muayene olmadan geri dönmek zorunda kalıyor. Bu şekilde sağlığa erişim hakları ellerinden alınıyor. Temiz suya erişim, kantin fiyatları, kantinde bulunan ürünlerin kalitesiz olmasına karşın fiyatlarının yüksek olması, sıklaştırılan oda aramaları, aramalarda kantinden alınan radyolara bile el konulması gibi durumlar da yaşanıyor. Hatta el konulan radyolar bozdurulup tekrar tutuklulara geri veriliyor. Tutukluların yazdıkları dilekçeler gönderilmiyor, giden dilekçelere ise cevap verilmiyor. Tutuklara gelen kimi mektuplar 7-8 ay sonra teslim ediliyor” dedi.
Cezaevlerinde hak ihlallerinin artmasına karşı ihlalleri ortadan kaldıracak hukukun sağlanmadığına vurgu yapan Sarısaç, “Bakıldığı zaman bunlar savcılık ve iktidarın istekleri doğrultusunda bu ihlalleri yapıyorlar. Dolayısıyla yargı iktidarın eline geçmiş ve iktidarın görüşlerine göre hareket ediyor. Bu ihlallerinin sürmesinin nedeni budur. Cezaevlerinde artık bu ihlallerin son bulması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken temel şey; hukukun işlemesi ve temel insan haklarına riayet edilmesidir” diye konuştu.