Buldan temaslarda bulunmak üzere gittiği Ardahan’da halk buluşmasına katıldı. HDP Ardahan il binası önünde partililere konuşan Buldan, Akşener’i hedef aldı.
Partisinin grup toplantısında AK Parti’nin anayasa değişikliği teklifine dair HDP’yi de kapsayan ziyaret programına değinen Akşener’in sözlerini eleştirdi.
Buldan şunları kaydetti: “İktidarı rahatsız ettiğimizin farkındayız. Bu saydıklarımdan dolayı bize saldırdıklarını biliyoruz. Çünkü onların amacı HDP’yi kriminalize etmek, siyaset arenasının dışına itmek, HDP’yi çalışmaktan yoksun bırakmaktır. Ama gittiğimiz her yerde görüyoruz ki halkımız kararlı, cesaretli, halkımız her yerde teveccühünü, samimiyetini ve kararlı duruşunu ortaya koyuyor. Halkımıza bize gösterdiği ilgi için teşekkür etmeyi borç biliyorum. Bizden o kadar çok korkuyorlar ki kumpas davalarını önümüze çıkarmaktan geri durmuyorlar. Kapatma davası bir kumpas davasıdır. Bizden korktukları için kapatma davasını açtılar. Kobani kumpas davasında Türkiye’de bir dönem siyaset yapan ve Türkiye’nin siyasetini belirleyen önemli aktivistleri yargılıyorlar. Bu da AKP-MHP koalisyonunun, HDP ve HDP geleneğinden ne kadar çok korktuğunun bir göstergesidir. Fezlekelerin, gözaltıların, her gün bir il ve ilçe yönetimimize saldırı düzenleyerek gözaltı furyası yapmalarının sebebi HDP’den korkmaları ve çekinmeleridir.
Bir taraf daha var bizden korkan ve aynı zamanda bize saldırıyı hiçbir zaman gündeminden çıkarmayan. Altılı masanın kadın başkanı var. O altılı masa içinde bulunan kadın başkan, her gün HDP’ye ve Kürtlere hakaret etmeyi kendisine görev edinmiş. Kürt belki gün yüzü görür diye nefret tohumları saçmaktan geri durmayan bir kadın başkan var. Bu altılı masadaki kadın başkanın son grup toplantısında yapmış olduğu açıklamalar bir kez daha Kürt düşmanlığını açık açık göstermiştir. Kürt anasını görmesin diye gelen ağaları giden paşaları oldu. Biz bunu biliyoruz. Bize kumpanya kuruyor diye de iftira attılar. Oysa HDP’liler kumpanya bilmezler, HDP’lilerin kumpanya bilmediğini cezaevlerinin HDP’lilerle dolu olduğunu göstererek ispat ederiz. Ancak onlar kumpanyanın ne demek olduğunu Susurluk’tan bilirler, onlar kumpanyanın ne demek olduğunu 28 Şubat’tan bilirler. Buradan ona vereceğimiz cevap şimdilik bununla sınırlı kalsın. Kürt düşmanlığı yaparak her gün birbiriyle yarışanlar şunu iyi bilsin ki kaybedecekler, kaybedecekler, kaybedecekler.”