Hakkari Milletvekili Öznur Bartın, cezaevlerinde son yıllarda yaşanan şüpheli ölümleri detaylı bir şekilde incelemek amacıyla Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
Bartın’ın sunduğu araştırma önergesinde, İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre, bu yıl içinde en az 42 mahpusun hayatını kaybettiği, bu ölümlerden 10’unun şüpheli olduğu ve 4’ünün cezaevi idareleri tarafından intihar olarak kayıtlara geçtiği vurgulandı.
Öznur Bartın, özellikle 11 Mayıs 2024 tarihinde Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda meydana gelen Yüksekova nüfusuna kayıtlı Reber Soydan’ın şüpheli ölümüne dikkat çekti. Soydan’ın cezaevinde kendini astığı iddia edilse de, bu olayın cezaevi güvenlik ve denetim koşulları açısından sorgulanması gerektiği ifade edildi.
Bartın, bu bağlamda, Reber Soydan’ın ölümü ve diğer şüpheli ölümler hakkında kapsamlı bir inceleme yapılması için bir Araştırma Komisyonu kurulmasını ve Anayasa’nın 98’inci maddesi ile İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını önerdi.
Önergenin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:
“11 Mayıs 2024 tarihinde Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda meydana gelen Reber Soydan’ın şüpheli ölümü, cezaevlerinde mahpusların güvenliği ve haklarının korunması açısından ciddi soru işaretleri ve endişeler doğurmuştur. Soydan’ın intihar ettiği iddia edilen bu olay, cezaevlerinde yaşanan benzer şüpheli ölümler ve cezaevi koşullarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.
“Aile, olayın gerçek nedenlerinin aydınlatılmasını talep ediyor”
Soydan’ın ailesi, olayın ardından çeşitli endişelerini dile getirmiştir. Soydan’ın babası, oğlunun intiharına inanmadığını ve cezaevindeki koşulların oğlunun moral durumunu etkileyip etkilemediğini sorgulamaktadır. Aile, olayın gerçek nedenlerinin aydınlatılması ve adaletin sağlanması amacıyla kapsamlı bir araştırma yapılmasını talep etmektedir.
Reber Soydan’ın intihar ettiğine ilişkin iddialar, birçok şüpheli unsuru beraberinde getirmektedir. Öncelikle, Soydan’ın ölümünden önce ailesiyle gerçekleştirdiği görüşmelerde, kendisinin neşeli ve olumlu bir tavır sergilediği, ayrıca televizyon talebinde bulunduğu iletilmiştir. Bu durum, Soydan’ın ruhsal durumunun intihar etme eğiliminde olmadığına dair işaretler sunmaktadır ve ölümünün intihar olup olmadığı konusundaki şüpheleri artırmaktadır.
Cenaze, 12 Mayıs 2024 tarihinde Van Adli Tıp Grup Başkanlığı'na gönderilmiştir. Yapılan ölü muayene ve otopsi işlemlerinde, Soydan’ın boynunda âdem elmasının hemen altından başlayıp sağ ve sola doğru yükselen, yüzeysel ancak belirgin şekilde derinlik göstermeyen izler bulunmuştur. Bu izler, 23 cm uzunluğunda ve ortalama 1 cm kalınlığında olup, bazı bölgelerde milimetrik abrazyonlar ve ekimozlar içermektedir. Ayrıca, akciğerlerde hava boşluğu tespit edilmemiştir, bu da pnömotoraks (akciğerde hava birikimi) bulgusunu ortadan kaldırmaktadır.
“İntiharın fiziksel olarak mümkün olmadığı ifade edilmiştir”
Soydan’ın kendisini ranzaya asarak intihar ettiği iddialarının fiziksel olarak mümkün olup olmadığı sorgulanmaktadır. Soydan’ın boyunun, ranzayı aştığı belirtilmiş ve bu nedenle intiharın fiziksel olarak mümkün olmadığı ifade edilmiştir. Bu bulgu, intihar iddialarını sorgulayan önemli bir detaydır. Ayrıca, ranzanın yüksekliği ve Soydan’ın fiziksel özellikleri dikkate alındığında, bu tür bir intiharın uygulanabilirliği konusunda ciddi şüpheler bulunmaktadır.
Soydan’ın ölümünün tüm yönleriyle aydınlatılması ve cezaevi yönetiminin bu olayda sorumluluğu varsa açığa çıkarılması, adaletin sağlanması için elzemdir.”