Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Partisinin kuruluşunun ikinci yıl dönümünü kutlayan Babacan’ın gündeminde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hekimlere yönelik, "Giderlerse gitsinler" sözleri vardı.
Erdoğan’a tepki gösteren Babacan, "Dikkat edin, her defasında sayısı sınırlı bir toplum kesimini hedef alıyor. 84 milyon vatandaşı, sayısı sınırlı olan gruba karşı kışkırtıyor. Neymiş? Doktorlar özel sektöre geçmek istiyormuş. Özel sektörü bırakın. Bu ülkenin doktorları mümkünse başka bir ülkede çalışmak istiyorlar. Kendilerine ve mesleklerine saygı duyan hükûmetlerin olduğu ülkelere gitmek istiyorlar. 'Giderlerse gitsinler’ diyor. Düşün şu doktorların yakasından. Bu ülkede 'sağlıkta şiddet' diye bir sorun varsa, bunun en önemli sebeplerinden birisi Sayın Erdoğan’ın sürekli doktorlarımızı ve hekimlik mesleğini küçümseyen tutumudur" ifadelerini kullandı.
DEVA Partisi lideri Babacan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
HEKİMLERE DÖNÜP BİR TEŞEKKÜR ET: "Biz, hekimlerimizi ve tüm sağlık çalışanlarımızı, onurlu bir hayat için verdikleri bu mücadelede, sonuna kadar destekliyoruz. Uzun nöbetlerle, ağır çalışma koşullarıyla sistemin tüm yükünün sağlık çalışanlarımızın omuzlarında olduğunu biliyoruz. Dönüp bir teşekkür et. Bu insanlar pandemi döneminde gece gündüz demedi. Kendi canını, ailesinin, küçük çocuğunun sağlığını riske atarak hayat kurtarmak için mücadele etti.
CUMHURBAŞKANI’NA İNSANLARIN ÇOCUĞUYLA VAKİT GEÇİRECEK ZAMANI OLMASI GEREKTİĞİNİ ANLATIYORUZ: Doktorlar dahil olmak üzere tüm vatandaşlarımızın, maddi ve manevi kaygılar hissetmeden yaşama hakkı vardır. Sene olmuş 2022. Biz, ülkenin Cumhurbaşkanı’na, insanların hayat pahalılığı karşısında ezilmeden yaşaması, işinden zevk alarak çalışması, çoluğuyla çocuğuyla vakit geçirecek zamanın da olması gerektiğini anlatıyoruz. Gidecek olan hekimler değil, kendisi.
28 ŞUBATÇIYI SAĞINDA SOLUNDA TAŞIYAN SENSİN: 28 Şubat ittifakı diye bir şey uydurdu. Sağına Bahçeli’yi, soluna Perinçek’i alan sensin. 28 Şubatçıyı sağında solunda taşıyan sensin. Hatta 'Bu ittifakın rotasını biz çiziyoruz' diyorlar. AK Parti yanına Bahçeli’yi almasa iktidar olabiliyor mu? Koalisyona laf ediyor, kendisi koalisyonla idare ediyor. Sadece algı yönetimi.
ÜLKEYİ BATIRMA PROJESİNİ BÜYÜTMÜŞ: 'Kur korumalı mevduat hesaplarında 550 milyar liraya ulaştık' diyor. Aferin, bu ülkeyi batırma projesini büyütmüş… Kur korumalı mevduat hesabı diye davul zurna çala çala getirdikleri sistem. Yüzde 6’lık kur artışı sebebiyle mevduat sahiplerine ödenecek para 33 milyar. Bu ülkenin bütün tarımına verilecek desteğin tamamı 29 milyar. Niye az sayıda mevduat sahibini koruyorsunuz da çiftçimizi koruyamıyorsunuz?
VATANDAŞ SİZİN FİYATLARI İNDİREMEYECEĞİNİZİ BİLİYOR: Çıkmış hâlâ stokçularla kavga ediyor. Her gün enflasyonun suçlusunu arıyor. Aynaya baksa yetecek. Sayın Erdoğan, eğri oturup doğru konuşalım. Farkında olmayabilirsiniz ama vatandaşlarımız bu kadar pahalanmış ürünleri almaya meraklı değil. Sadece daha fazla zam geleceğinden korktukları için kuyruklar oluşturuyorlar. Bugün raflarda var, yarın bulamazsam diye endişe ettikleri için sırada bekliyorlar. Cebinde parası olmayan, kuyrukta bekleyenlere imreniyor. Vatandaş sizin fiyatları indiremeyeceğinizi biliyor. Güvenini kaybettiğiniz insanlar seçimlerde, sizi müsait bir yerde indirecekler.
TEK ADAM REJİMLERİ; İSTİKRARSIZLIK VE YOKSULLUK ANLAMINA GELİR: Putin’i kendine rol model olarak alan Sayın Erdoğan’ı gözledik. Bugün geldiğimiz noktada Putin, iktidarın bir kişinin elinde toplanmasının ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığının bir örneği oldu. İstihbarat biriminin başındaki kişiyi kendi istediğini söyletene kadar yerin dibine batırdı. Tek adam rejimlerinin, istikrarsızlık ve yoksulluk anlamına geldiği bir kez daha gözler önüne sermiş durumdayız. Sözüm ona güçlü liderlerin, kendi ülkesine, halkına ve dünyaya ne büyük bedeller ödettiğini çok net, canlı olarak gördük, görüyoruz. İşte o yüzden biz bu sisteme format atacağız. Bu sistemi silip, özgür ve demokratik bir hukuk devleti kuracağız."