DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV’de gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Babacan, şu ifadeleri kullandı;
- Şu anda ülkenin karşı karşıya kalmış olduğu tablo hakikaten oldukca can can sıkan ve üzücü bir tablo. Çete, mafya, kabahat örgütü şeklinde yapılar devletin zayıfladığı, kamu görevlileriyle bu tür yapılar arasındaki ilişkilerin güçlendiği durumlarda bu şekilde tezahür eder. Bunlar 1990’lı yılların karanlığında bu şekilde vardı. Bunların yine tezahür etmesi ülkemiz adına oldukca üzücü bir durum” değerlendirmesi yapmış oldu.
- Daha yakın bir zamanda bir kabahat örgütünün hapiste olan bir lideri, iktidarın minik ortağının açık desteğiyle, açık bir halde mecliste hususi bir yasal düzenlemeyle özgür bırakıldı. Türkiye’de siyasal sertlik tekrardan sokaklara döndü. Gazeteciler ismen hedef gösteriliyor ve sokakta sertlik görüyorlar. Buradaki üzücü durum, bu ülkedeki tüm yetki tek elde toplandı. Sayın Cumhurbaşkanının da nihai bir sorumluluğu var. Gazeteciler, siyasetçiler sokak ortasında sertlik görmüş oldu. Sayın Cumhurbaşkanının en küçük bir ifadesini duymadım bu mevzularda. Bu şekilde durumlarda devlet, devlet bulunduğunu gösterir.
- 3 tane video yayımlanmış, ben ilkinin 2-3 dakikası seyredip dayanamadım, kapattım. Şu sebeple ülkem adına üzülüyorum…Şu anda yapılması ihtiyaç duyulan nedir? Bu iddialar var mı? Savcılığın derhal resen hareket etmesi lazım. Burada bir sürü iddia var. Düzgüsel işleyen bir devlet yapısında bu tarz şeyleri değerlendirmek siyasal partilerin işi olmamalı. Savcılıkların derhal harekete geçip bu iddiaların doğru olup olmadığını araştırması lazım. Düzgüsel bir devlette, işleyen bir devlet yapısında olması ihtiyaç duyulan budur. Bu kadar iddia var ise, bu iddiaların doğruluğu, yanlışlığı açık bir halde ortaya konmalıdır. Bunun doğru adresi yargıdır.
- Şu anda devlet yapısı ve yönetim sistemi batkı etmiş durumda Türkiye’de. Aynı şeyleri daha önceki dönemlerde de yaşıyorduk. Bir Bitcoin vakası var. Paraları toplayıp yok olan insanoğlu var. Biz bu tarz şeyleri banker faciasında gördük. 2000-2001 krizinde 20 tane banka battı, orada gördük. Bir de şimdi görüyoruz. Banker krizinin olduğu tarihte de çeteler mafyalar var. 90’ların sonlarına bakınca da aynı şeyi görüyoruz. Şu anda da aynı şeyi görüyoruz Türkiye’de. Ne oldu bizim cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine? Niye böylesine mühim vakalarda sistem çalışıp da gereğini yapmıyor? Şu anda batkı etmiş bir sistemden bahsediyoruz.
- O dönemlerde biz uzunca bir süre hem İçişleri Bakanlığı hem Hakkaniyet Bakanlığı tarafınca sıkı bir duruş gördük. Mafyaya, çeteye, kabahat örgütlerine göz açtırmayacağız diyen İçişleri Bakanlarımız vardı bizim o dönem… Bugünkü Hakkaniyet Bakanı, bugünkü İçişleri Bakanı niye bu mevzularla ilgili susuyorlar? Mahkemeler bir sinyal alsa hükümetten derhal adım atar süreç. Yargı sistemini o şekilde bir hale getirdiler ki savcılar, hakimler de çekiniyor. ‘Kabahat örgütlerine göz açtırmam, bu ülkede bu tarz şeyleri yaşatmam’ dersiniz, bu tür örgütlere alanı daraltırsınız. En azından açıkca ortada olmalarını engellersiniz. Bunların bir kahraman şeklinde bazı siyasal partiler tarafınca ortaya konmasını engellersiniz.
Piyasaya sürülen videoların çocuklar ve gençler tarafınca da izlenebildiğine dikkat çeken Babacan, “O gençler diyorlar ki ‘Benim çalışacağım, hayatımı geçireceğim ülke bu ülke mi…’ Siyasal partinin genel başkanı hedef gösteriyor, sokak çeteleri gereğini yapıyor. Gençlerimiz bu şekilde bir ülkede yaşamak istemiyor. Devlet sert olsa bu mevzuda, devlet enerjisini bu noktalarda gösterir. Bir ülkede hakkaniyet yoksa, asayiş yoksa, hak yerini bulmuyorsa devlet niye var o süre? Yapamıyorlarsa bu işleri bırakmaları lazım” dedi.
Babacan şöyle devam etti:
- Kişisel menfaatler ve grup menfaatleri olunca, kamu görevlileri ile dışardaki insanların beraberce çıkar ilişkileri oluştuğu sürece bir süre sonrasında bu çıkar ilişkileri, çıkar çatışmasına dönmüş. 3 videodaki iddialara bakın, burada karşılıklı çıkarlar ve çıkar çatışması var. Hakikaten oldukca oldukca yazık. Bunların bu şekilde ortalığa dökülüp de hala adım atılmaması da bir başka yazık, bir başka ayıp.
Uyuşturucu ticareti bu ülkenin bir gerçeği. Yoktur diye bir şey yok. En mühim deposu Afganistan’dan süregelen coğrafyadır. Türkiye üstünden Avrupa’ya gider. Bu bir gerçek. Bunun iyice minimize olduğu dönemler, devletin enerjisini gösterdiği dönemler vardır…Bu ülkenin sokaklarında uyuşturucu satılıyorsa hala bugün, gittiğim illerde de bunlarla karşılaştım. Annelerin en büyük yarası bu. Alışkanlık veren uyuşturucu maddeler bu ülkede kullanılıyorsa Türkiye’nin bu işle ilgili tecim yolu bulunduğunun göstergesi. Devlet, devletliğini bu zamanda göstermeli.
2018'de ortak aday çıkmadı Türkiye 5 yıl kaybetti. Abdullah Gül'e teklif yapıldığında ben de masadaydım. Aday olsa kazanıyordu.