Anayasa Mahkemesi, çocuğunun ismini "Ciwan" koymasına nüfus müdürlüğünün izin vermemesi ve çocuk için kimlik çıkarmamasında ihlal bulmadı.
Oysa, birçok yabancı ve yerli şirket ile bazı televizyonların ticaret tescil belgeleri gibi resmi işlemlerde içinde "w, x ve q" harfinin bulunmasına herhangi bir kısıtlama yok.
MA'daki habere göre, Abdullah Yılmaz, 2014'te doğan yeni çocuğunu Kürtçe "genç" anlamına gelen "Ciwan" ismiyle kaydetti.
Ancak, İzmir Çiğli Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü, "w" harfinin "Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun"a uygun olmadığı gerekçesiyle kimlik düzenlemeyi reddetti.
Nüfus Müdürlüğü, "Ciwan" adının "Civan" olarak düzenlenmesi için 4 Aralık 2014'te ihbarda bulundu. Savcılık da zaman kaybetmeden 15 Aralık 2014'te Karşıyaka 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı.
Mahkeme, "Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun"a uygun olmadığına karar verdi. Mahkeme "w" harfinin resmi iş ve idarelerde kullanılamayacağına hükmetti. Mahkeme, "Ciwan" isminin Türkçeleştirilerek "Civan" olarak yazılmasına karar verdi.
Önce yerel mahkeme
Yerel mahkemenin kararına karşı Yılmaz, Yargıtay'a temyiz yoluna gitti. Yılmaz, temyiz başvurusunda, ulusal ve uluslararası mevzuatta çocuğa isim koyma hakkının ana ve babanın olduğunu, devletin anılan hakka müdahalesinin demokratik toplum düzenine uygun olmadığını belirtti. Yargıtay 8'inci Hukuk Dairesi, 5 Kasım 2017'de kararın yasa ve usule uygun olduğuna karar vererek, yerel mahkemenin kararını onadı. 8'inci Hukuk Dairesi, somut düzeltme talebi bulunmadığı gerekçesiyle, isim düzeltme talebini de 20 Ekim 2018'de reddetti.
İtiraz sürecinin tamamlanmasının ardından Yılmaz, "özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı"yla bununla bağlantılı olarak "Anayasa'nın eşitlik ilkesinin ihlali edildiği", bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye aleyhine verdiği kararlara işaret ederek, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.
Yılmaz başvurusunda, AİHM'in Tahir Canan "Kürtlerin çocuklarına Kürtçe isim vermemesi nedeniyle yaptığı başvurudaki" ihlal kararına işaret ederek, Kürt kültürünün yaşatılmasının engellenmesi amacıyla çocuğuna Kürtçe isim koymasının engellendiğini kaydetti.
Başvuruyu demokratik toplum değerlerine uygunluk açısından başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, yasa ve uluslararası hukukta resmi dile ilişkin maddelere işaret ederek, harf değişiminin fonetik yapıya uygun yapıldığını, Kürt kültürel yapısı içerisinde Civan isminin kullanılmasında ciddi bir engel bulunduğuna bir bilginin mevcut olmadığını belirtti.
“Uygulama düzenin gereklerine uygun”
Anayasa Mahkemesi, kamusal makamların taktir yetkisini keyfi bir şekilde kullanmadığı ve resmi dilin kullanılması çerçevesinde tedbirler aldığı değerlendirildiğine uygulamanın demokratik toplum düzenin gereklerine uygun olduğu sonucuna vardı.
Başvurucunun, çocuğuna kendi kültüründe isim konulmasının engellenmediğini öne süren Anayasa Mahkemesi, çocuğa isim koyma hakkının Türk alfabesinde olmayan bir harfin kullanılmasında sınırlandırılma yapıldığını, anılan müdahalenin ölçülü olduğunu değerlendirdi.
“Ayrımcılık yok”
Ayrımcılık yasağını iddiasını inceleyen Anayasa Mahkemesi, ayrımcılık yasağının ihlalinin tartışılabilmesi için ihlal iddiasının kişinin hangi temel hak ve özgürlüğünün hangi temele dayalı olarak ayrımcılığa maruz kaldığının gösterilmesi gerektiğini görüşünü dile getirdi.
Başvurucunun yalnızca Kürt olması nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını, bu iddiasını temellendirecek somut bir açıklama yapmadığını belirten Anayasa Mahkemesi, şu ifadeleri kullandı:
"Ayrımcılık iddiasının ciddiye alınabilmesi için başvurucunun kendisiyle benzer durumdaki başka kişilere yapılan muamele ile kendisine yapılan muamele arasında bir farklılığın bulunduğunu ve bu farklılığın meşru temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayrımcı bir nedenle dayandığını makul delillerle ortaya koyması gerekir.
"Buna karşın başvurucunun ayrımcılık uygulandığına iddiasını temellendirecek bir argüman sunmadığı, kendisiyle aynı statüde bulunan kişiler arasında farklı muamelede bulunduğuna ilişkin açıklama yapmaksızın isim düzeltme işleminin Kürt olması nedeniyle yapıldığını iddia etmekle yetindiği anlaşılmıştır.
"Açıklanan gerekçelerle ihlal iddiaları temellendirilmediğinden başvurucunun bu kısmı açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir."
"Anayasa'nın eşitlik ilkesinin ihlali" başvurusunu kabul edilemez bulan Anayasa Mahkemesi, "özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlali" başvurusunu kabul edilebilir bularak, Yılmaz'ın bu hakkının da engellenmediğine hükmetti.
Anayasa Mahkemesi kararı oybirliği ile aldı.