Anayasa Mahkemesi, İstanbul Üniversitesi'ndeki bir eylemi takip ederken ters kelepçeyle gözaltına alınan Beyza Kural için 15 bin lira tazminat ödenmesine hükmetti.
6 Kasım 2015 tarihinde İstanbul Üniversitesi önünde yapılmak istenen YÖK protestosuna polis müdahale etti. Polis, müdahale sırasında bianet muhabiri Beyza Kural'ı da ters kelepçeyle gözaltına almaya çalıştı. Bir polis, gazeteci olduğunu söyleyen Beyza Kural’a "Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi değil artık, bunu öğreteceğiz size" derken polis aracına kadar sürüklenen Kural, diğer muhabirlerin müdahalesi sonucu gözaltına alınmadan serbest bırakıldı.
Tüm süreci kamerasıyla kayda alan Kural, 'kolluk görevlilerinin güç kullanarak müdahale etmesi', 'insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele', 'ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edilmesi' gerekçeleriyle hukuki süreç başlattı.
ANAYASA MAHKEMESİ'NE BAŞVURDU
Savcılık, polis memuru şüpheliler Y.Ş., N.D. ve K.A hakkında atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. İtirazları da reddedilince Beyza Kural, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.
'İNSAN HAYSİYETİYLE BAĞDAŞMAYAN MUAMELE' VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALİ
Anayasa Mahkemesi, yapılan başvuruda insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ile ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Beyza Kural’a 15 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmeden mahkeme, polisler hakkında kapatılan soruşturmanın yeniden açılması için de kararın örneğini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
Kararın gerekçesinde şunlar kaydedildi:
"Gazetecilik görevini yapan başvurucunun olayları haberleştirmek dışında bir maksatla gösterinin yapıldığı bir yerde bulunduğu, polisin o sırada devam etmekte olan gösteriye ilişkin görevlerini yapmasını engellediği, bir gösterici gibi davranarak polise karşı şiddet kullandığı ya da polis için herhangi bir tehdit oluşturduğu ileri sürülmemiştir. Soruşturma dosyasında ve neticesinde verilen takipsizlik kararında başvurucunun haber yapmasının engellenmesinin ve başvurucuya yapılan fiziksel müdahalesinin kesinlikle gerekli olduğuna dair herhangi bir tespit ya da açıklama yapılmamıştır. Bunun aksine kamera görüntüleri dikkatle incelendiğinde başvurucunun keyfi olarak gözaltına alındığı ve kelepçelendiği kanaatine ulaşılmıştır.
İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine, İfade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine, Anayasa’nın 17.maddesinde güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının maddi ve usul boyutunun ihlal edildiğine, Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ve Anayasa’nın 28′ maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğünün ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verildi.
İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır.
MANEVİ TAZMİNAT ÖDENMESİNE OYBİRLİĞİYLE
Öte yandan somut olayda ihlalin tespit edilmesinin başvurucunun uğradığı zararların giderilmesi bakımından yetersiz olacağı açıktır. Dolayısıyla eski hale getirme kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılabilmesi için insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 15 bin TL manevi tazminat ödenmesine oybirliğiyle karar verildi."