11 yıl önce Ağrı'nın Tutak ilçesine 20 kilometre uzaklıkta bulunan Dağlıca köyüne öğretmenlik yapmaya giden Eren Oruç'un hayatı, çocukların öğretmen sevgisiyle değişti. Öğrencilerin kendisine olan sevgisiyle köyden gitmekten vazgeçen Oruç, hem köy halkı hem de öğrenciler için kolları sıvadı. Su bulunmayan köyü, köylülerle beraber yaptıkları çalışmaların ardından suya kavuşturduktan sonra okul bahçesinde bulunan atıl haldeki bahçeyi organik tarım alanına çeviren Eren Oruç, bölgede yetişmez denilen sebze ve meyveleri öğrencileriyle beraber yetiştirmeye başladı. Daha sonra yetiştirdikleri ürünleri öğrencileriyle beraber turşu yapan ve bu turşuları satıp geliriyle hem öğrencilerin kırtasiye malzemelerini hem de okulun eksiklerini tamamlamaya başlayan Oruç, öğrencilerin gönlüne kurduğu tahtla ve yaptığı işlerle büyük bir fedakarlık örneği gösteriyor.
'Burada yetişmez denilen bütün meyve sebzeleri yetiştirdik'
7 yıldır yeniden kullanılabilir hale getirdikleri organik tarım alanında üretim yaptıklarını söyleyen Dağlıca Köyü İlköğretim Okulunda öğretmenlik yapan Eren Oruç, yaptıkları çalışmalarla öğrencilerin geleceğine de katkıda bulunmayı amaçladıklarını belirterek, "1 yıl önce Dağlıca köyüne yolum düştü. Bu güzel köyümüzle gelip tanıştık. O zamanalar su sıkıntımız vardı. Okulumuzun bahçesi bu şekilde değildi. Su olmadığı için imkansızlıklarla baş başa olan bir köydü. Daha sonra kendi çabalarımızla, köylülerle birlikte sondaj vurarak hem köyümüzün hemde okulumuzun su sorununu hallettik. Bu sorunu hallettikten sonra atıl halde bulunan organik bahçemizde ne yapabiliriz diye düşündük. Hem çocuklarımıza bir katkıda bulunmak hemde köylülere örnek olmak amacıyla okulumuzun bahçesinde organik tarım alanı kurduk. Çok büyük bir alan değil ama burada yetişmez denilen bütün meyve sebzeleri yetiştirdik. Biz ektikten sonra mahsul çok oldu. Bunların hepsini yiyemezdik. Bir kısmını çocuklarla beraber köye dağıttık. Burada çalışan anasınıfı öğretmeni Altun hocamız, Eren turşu yapalım daha sonra bu turşuları satıp çocuklarımızın kırtasiye ihtiyaçlarını ve okul ihtiyaçlarını karşılayalım dedi. Onun fikriyle çocuklarla beraber turşu yapmaya başladık. Organik tarım alanımızda acur, kornişon salata, biber ekip kendi turşumuzu yapıp satmaya başladık. Buradan elde ettiğimiz gelirle maddi durumu iyi olmayan çocuklarımızın ve okulumuzun bazı ihtiyaçlarını karşılamaya başladık. Yaklaşık 7 yıldır organik tarım faaliyetimizi devam ettiriyoruz. Burada hem organik tarım yapıyoruz, hemde çocuklar öğreniyor. Saat 2 buçukta ders bitiyor. Ders bittikten sonra çocuklarım köyde yapabileceği pek bir şey yok. Heryer dağlık, taşlık. Burası çocukların hem vakit geçirmeleri hemde gelişimleri için çok önemli. Biz çocuklarımızın geleceğine de katkı sunmak istiyoruz. Mesela buradan çıkacak bir çocuk ileride kendi organik tarım alanını kurup çilek yetiştirebilir, karpuz yetiştirebilir. Kendi işini bu yönde kurabilir. Tabi ki biz bu işi yaptığımız zaman, bilgisiz de yapmıyoruz. Araştırıyoruz. Ben bir tarım mühendisi değilim. Ama internetten, işte ilçemizdeki tarım müdürlüğünden ve işin uzanmalarıyla görüşüp neler yapabileceğimizi araştırıyoruz" dedi.