Derinleşen ekonomik krizle birlikte yüzlerce yurttaşın intihar ettiği bir yıl olarak hafızalara kazınan 2020’nin son ayında milyonlarca çalışanın gözü, 2021 yılında geçerli olacak asgari ücretin belirleneceği Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na çevrilmiş durumda. Yarın toplanacak Komisyon’da hükümet temsilcilerinin yanı sıra işçileri Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), işverenleri ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil edecek.
Masada yer alacak olan TÜRK-İŞ’in araştırmasına göre; 2020 Kasım ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması (açlık sınırı) tutarı 2 bin 516 lira 67 kuruş.
Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının (yoksulluk sınırı) toplam tutarı ise 8 bin 197 lira 62 kuruş.
Kimi sendika ve emek örgütlerine göre; gerçek açlık ve yoksulluk sınırı bu rakamların çok çok üstünde. Öyle ki pandemi ile birlikte tüm “faturaların” kendilerine kesildiği düşüncesindeki emekçiler için “bıçak kemiğe dayanmış” durumda.
PAYLAN: İŞÇİ ESAS ALINMIYOR
2021 yılına dair asgari ücretin, işçilerin açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşam mücadelesi verdiği bir süreçte belirleneceğini söyleyen HDP’nin Ekonomiden Sorumlu Eş Genel Yardımcısı Garo Paylan, komisyon toplantısının işverenlerin ve onlardan yana olan iktidarın sözünün etkili olacağı görüşmelere sahne olacağını dile getirdi.
SENDİKALARA ELEŞTİRİ
Açlık ve yoksulluk sınırının TÜRK-İŞ’in sunduğu rakamların çok üstünde olduğunu ifade eden Paylan, bu tablo içerisinde gerçek anlamda işçilerin sorunları için mücadele eden sendikaların olmadığı eleştirisinde bulundu.
Zor şartlarda yaşam mücadelesi veren işçi ve emekçilerin taleplerinin komisyonda kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Paylan, “Ancak bu komisyonun işçi sözünü esas alan bir yapısı yok. İşveren ve iktidar temsilcileri sonuç olarak sermayeden yana bir ağırlık ortaya koyuyor” dedi.
4 BİN TL OLMALI
Paylan, parti olarak asgari ücretin vergilerden muaf en az 4 bin TL olması gerektiğini açıkladıklarını ve bu anlamda çalışmalar yaptıklarını da hatırlattı.
Fakat bu yılki komisyonda enflasyon oranında bir artış yapılarak asgari ücretin yaklaşık 2 bin 600 TL olarak belirleneceği öngörüsünde bulunan Paylan, şunları söyledi: “Bunun olmaması için işçilerin ve emekçilerin kamuoyu baskısı yaratması lazım. Yoksa emekçilere yine düşecek olan açlık ve yoksulluk olacaktır.”
BAŞ: GERÇEKLİK ORTADA
TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise, asgari ücretin belirlemesinde yıllardır işçi ve emekçilerin çıkarlarını gözetmeyen bir politika izleyen iktidarın bu sene de asgari ücreti en alt sınırda tutma çabası içinde olacağını belirtti. Ülkede işçi sınıfının yaşadığı gerçekliğin ortada olduğunu ve yeni asgari ücret belirlemesinde ilk olarak emekçinin vergiden muaf tutulması gerektiğini söyleyen Baş, komisyonda yer alacak TÜRK-İŞ’e, işçilerin gerçekliğini gözeten bir tutum alması çağrısında bulundu.
Baş, “Aksi durumda işçi sınıfını temsil etme durumları yok. Zaten ölümle burun buruna yaşamak zorunda kalan emekçiler masada ihanete uğramak istemeyecektir. İşçi sınıfının gücü birliğinden gelir. Bu anlamda bütün sendikaların asgari ücret talebinde yana yana gelmeleri gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Pandemi süreciyle birlikte işçi ve emekçinin halinin daha da kötüye gittiği vurgulayan Baş, “Üreten ve alın teri döken emekçiler daha maaşlarını almadan vergiye maruz kalıyor. Bizler de gerçek anlamda işçileri temsil eden sendikaların taleplerin karşılanması gerektiğini noktadayız. Bugüne kadar patronların taleplerinin merkeze alıp, komisyon görüşmeleri yapılıyordu. Yarın da bu olacaktır. Bunu nedenle tüm toplumsal muhalefetin insanca yaşam için mücadele süreci içerisinde olması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.