Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı öncesinde Türkçe dışında kullanılan anadillerin kullanımı ve mevcut resmi eğitim içindeki yerine dair eğilim, algı ve önerilere dair kapsamlı bir anket çalışmasına imza attı. 16-28 Nisan 2021 tarihlerinde yapılan araştırma, “Türkçe dışındaki Anadillerin Kullanım Yaygınlığı, Anadillerin Korunması ve Eğitimi” ile esas olarak ortaokul düzeyindeki okullarda “Yaşayan Diller ve Lehçeler Seçmeli Dersi” kapsamında yerel anadillerin öğretilmesine ilişkin programın gidişatına dair olmak üzere iki ayrı başlıkta yürütüldü.
Online ortamda yürütülen anket çalışmasının ilki; Adıyaman, Ağrı, Ankara, Antalya, Batman, Bitlis, Dersim, Diyarbakır, Hakkâri, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Mardin, Mersin, Urfa, Şırnak ve Van kentlerinde 1047 kişinin katılımı ile gerçekleştirildi.
I. ÇALIŞMA
17 kentten katılımın sağlandığı 1. çalışmanın soruları üç bölümden oluştu. İlk bölümde katılımcıların eğitim, cinsiyet, yaş ve çalışma durumlarına odaklanan demografik sorular yer alırken; ikinci bölümde sahip olunan anadili, anadilini kullanım yaygınlığı, anadilini kullanımı ve gelişim sorunları ve çözümlerine dair tercih ve algılarına; üçüncü bölüm ise hanelerinde 0-18 yaş grubunda çocuk bulunan katılımcıları kapsamış ve ilgili yaş grubundaki çocukların anadil öğrenme, konuşma koşullarının yanı sıra okullu olanların başta “Yaşayan Diller ve Lehçeler Seçmeli Dersi” olmak üzere mevcut anadil eğitimlerini nasıl değerlendirdiklerini anlamaya yönelik sorular yöneltildi.
Yüzde 62,8’i erkek, yüzde 37,2’si kadın görüşmecilerden oluşan ilk çalışmaya katılan yaş gruplarının yoğunlukları incelendiğinde yüzde 32,6’sı 25-34 yaş grubunda, yüzde 27,1’i 35-44 yaş grubunda; yüzde 57,1’i üniversite ve yüzde 11,2’si de lisansüstü mezunlarından oluştu. Katılımcıların yüzde 86,3’ü anadilinin Kurmancî, yüzde 10,2’si Kırmanckî/Zazakî, yüzde 0,9’u Arapça ve yüzde 0,8’i Ermenice olduğunu söylerken, çalışmaya anadilinin Türkçe olduğunu söyleyen yüzde 1,8’’lik bir kesimin de katıldığı görüldü.
‘Anadil’ ve ‘Cinsiyet’ karşılaştırmasına bakıldığında erkek görüşmecilerin yüzde 70,5’i Kurmancî, yüzde 23,6’sı Türkçe, yüzde 5,2’si Kırmanckî/Zazakî; kadın görüşmecilerin yüzde 56,7’si Kurmancî, yüzde 37,9’u Türkçe, yüzde 4,6’sı Kırmanckî/Zazakî anadillerine ait olduklarını belirtti.
EVDE HANGİ DİLİ KONUŞUYORSUNUZ?
Ayrıca katılımcıların yüzde 66,6’sı hane içinde anadillerini sıklıkla konuştuklarını, yüzde 24,4’ü ise ara sıra konuştuklarını söylerken; anadili Arapça olanların yüzde 33,3’ü, Ermenice olanların yüzde 37,5’i, Kırmanckî/Zazakî olanların yüzde 45,8’i, Kurmancî olanların yüzde 69,1’i her zaman hanelerinde anadillerini konuştuklarını belirtti.
SOKAKTA AZALMA
“Sokakta/Sosyal Hayatta Çoğunlukla Konuştuğunuz Dil Hangisidir?” sorusuna katılımcıların yüzde 57,5’i Türkçe, yüzde 40,5’i Kurmancî derken; erkek görüşmecilerin yüzde 49,2’si Türkçe, yüzde 48,4’ü Kurmancî; kadın görüşmecilerin ise yüzde 71,5’i Türkçe, yüzde 27,2’si Kurmancî yanıtlarını verdi. Bu yanıtlar haneden uzaklaşıldıkça anadili kullanımda ciddi azalmalar olduğunun yanı sıra kadınların erkeklere göre hane dışında daha çok Türkçe konuşmayı tercih ettiğini gösterdi.
Ayrıca Anadili Ermenice olanların tamamı, Arapça olanların yüzde 88,9’u, Kırmanckî/Zazakî olanların yüzde 71’i, Kurmancî olanların yüzde 54,4’ü sokakta Türkçe konuştuklarını söylerken; Anadili Türkçe olan yüzde 5,3’lük kesim Kurmancî konuştuklarını bildirdi.
Yine katılımcılarımızın yüzde 53,6’sı anadillerine dair “Hem konuşuyorum hem anlıyorum hem de okuyup yazabiliyorum” derken, yüzde 32,3’ü “Konuşuyorum, anlıyorum ama okuyup yazamıyorum” yanıtı verdi. Erkeklerin kadın görüşmecilere göre daha çok hem konuşup hem okuyup hem yazdığı görülürken, Türkçe dışında anadilini en fazla “Hem anlayıp, konuşup, okuyup, yazabilenlerin” Ermenice anadiline sahip olanlardan olduğu (yüzde 87,5’i); en az “Hem konuşup, anlayıp, okuyup, yazabilen” anadili grubunun ise Kırmanckî/Zazakî anadilinden olanların (yüzde 43’ü) olduğu ortaya çıktı.
“Anadilimi Bilmiyorum/Konuşamıyorum” diyenlere “Niçin Bilmiyorsunuz/Konuşamıyorsunuz?” sorusu da yöneltilmiş; katılımcıların yüzde 57,1’i “Anadilimi öğrenebileceğim bir okul ve kaynak olmadığı için”, yüzde 20,6’sı “Ailemde konuşan olmadığı için/Ailem öğretmediği için”, yüzde 13,5’i “Yasak olduğu için”, yüzde 8,6’sı “Dışlanmamak için sadece resmi dili öğrendim/sadece resmi dil öğretildi” yanıtlarını verdi.
YAŞ AZALDIKÇA SAYI DA AZALIYOR
Katılımcılara yöneltilen “Hane İçinde Kimler Ne Sıklıkla Anadilini Konuşuyor?” sorusuna verilen yanıtlara göre ise; annelerin yüzde 82,4’ü; babaların yüzde 82,5’i; 0-5 yaş grubu çocukların yüzde 39,6’sı; 6-11 yaş grubu çocukların yüzde 37,2’si; 12-17 yaş grubu çocukların yüzde 40,6’sı; 18-24 yaş grubunun yüzde 49,8’i; 25-34 yaş grubunun yüzde 61,3’ü; 35-44 yaş grubunun yüzde 71’i; 45-54 yaş grubunun yüzde 80,9’u; 55-64 yaş grubunun yüzde 87,2’si; 65 ve üstü yaş grubunun ise yüzde 92,7’si hanelerinde sık sık anadillerini konuşurken; yaş küçüldükçe hanede anadili konuşanların sayısının azaldığı görüldü.
“Anadilinizi Öğrenmek İçin Çaba Harcıyor Musunuz?” sorusuna katılımcılarımızın yüzde 78,6’sı ‘Evet’, yüzde 5,9’u ‘Hayır’, yüzde 15,5’i ‘Kısmen’ yanıtlarını verdi. Anadillerini öğrenmek için en çok çaba harcayan anadil grubunun Kurmancî (yüzde 80,3) ve Kırmanckî/Zazakî (yüzde 71,6’sı) olanlardan olduğu görüldü.
Katılımcılara yöneltilen “Hanenizde 0-18 Yaş Grubundan Çocuk Var Mı?” sorusuna yüzde 68,6’sı ‘Evet’, yüzde 31,4’ü ‘Hayır’ yanıtlarını verdi. Hanelerinde bu yaş grubundan çocuk bulunanlara onlarla “Anadilinizi Konuşuyor Musunuz?” sorusu da yöneltilmesi üzerine alınan yanıtlar yüzde 75,5’i ‘Evet’, yüzde 24,5’i ‘Hayır’ şekline oldu. “Hayır” diyen yüzde 24,5’lik kesime yöneltilen “Hanedeki Çocuklarla Anadilinizde Konuşmama Nedeniniz Nedir?” sorusuna, katılımcıların yüzde 45,5’i “Çevremiz hep Türkçe konuştuğu için”, yüzde 20,5’i “Öğretecek kadar iyi bilmediğim için”, yüzde 18,8’i “Anadilimi bilmediğim için”, yüzde 12,5’i de “Okul hayatında zorlanmaması için” yanıtlarını verdi.
ANADİLDE EĞİTİM TALEBİ
Bu soru ile bağlantılı olarak yöneltilen “Hanede Bulunan Bu Yaş Grubundaki Çocuklara, Anadillerini Öğretmek İçin Ne Kadar Çaba Sahibisiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 80’i “çabaladığı” yanıtı verirken, “Hanenizde Yaşayan ve Okul Çağındaki Çocuklar İçin Hiç Anadilde Eğitim Talebinde Bulundunuz Mu?” sorusuna verilen yanıtlar ise yüzde 50,6’sı ‘Hayır’, yüzde 49,4’ü ‘Evet’ şeklinde oldu.
SEÇMELİ DERS TALEPLERİ
“Hanenizde Yaşayan ve Okul Çağında Olan Çocuklar İçin; Okullarda Verilen ve Seçmeli Olan “Yaşayan Diller ve Lehçeler” Dersi Talebinde Bulundunuz Mu?” sorusuna katılımcıların yüzde 54,5’i ‘Hayır’, yüzde 45,5’i ‘Evet’ yanıtlarını verdi. Yine okuldan seçmeli ders talebinde bulunanlara “Sonuç Ne Oldu?” diye sorulmuş; yüzde 44,2’si “Talep ettiğimiz halde hiçbir sınıf açılmadı, gerekçe de bildirilmedi”, yüzde 21,5’i “Talep ettiğimiz halde talep sayısı sınırlı denerek hiçbir sınıf açılmadı”, yüzde 16,6’sı “Talep ettiğimiz halde öğretmen olmadığı gerekçesiyle sınıf açılmadı” dedi.
Başvuranların sadece yüzde 16,3’ü “Talep ettiğimiz anadilde çocuklar için sınıf açıldı” yanıtını verdi.
İSTEYENLERİN ORANI YÜZDE 99,1
Okuldan seçmeli ders talebinde bulunmayanlara “Neden Talepte Bulunmadığı” sorulduğunda ise; yüzde 27,9’u “Böyle bir seçmeli ders olduğunu bilmiyorduk”, yüzde 18,9’u “Yaşayan diller kapsamında anadilimizde eğitim tercih ettiğimizde değişik gerekçelerle reddedildiği için”, yüzde 18,7’si “Bu konudaki tercihlerimiz dikkate alınmayıp okul idaresi tarafından çocuklar farklı bölümlerde eğitimlere tabi tutulduğu için”, yüzde 11’i “Yaşayan diller ve lehçeler kapsamındaki seçmeli derslerin anadil öğrenimine katkı sunmadığına inandığım için”, yüzde 10,5’i ise “Çocuklar okulda ayrımcılığa maruz kalmasın diye” şeklinde yanıtlar alındı. Buna yanıtları vermelerine rağmen “Çocukların Anadillerinde Eğitim Görmelerini İster Misiniz?” diye sorulduğunda katılımcıların yüzde 99,1’inin yanıtı ‘Evet’ oldu.
“Genel Olarak, Okullarda Verilen Yaşayan Diller ve Lehçeler Kapsamındaki Anadil Eğitimlerini Nasıl Değerlendiriyorsunuz?” sorusuna katılımcıların toplamda yüzde 80’i ‘Yetersiz’, derken, yüzde 13,7’si ‘Fikrim Yok’ diyerek yanıt verdi. “Anadilde Eğitim Eğitim/Öğretim İçin Düşünceniz Nedir?” sorusuna katılımcıların yüzde 87,9 gibi ezici çoğunluğu “Okul öncesinden başlayarak öğretim anadilde olmalı”, yüzde 8,4’ü “İlkokuldan itibaren öğretim anadilde olmalı” ve yüzde 2,9’u “Anadil kursları veya anadil öğreten seçmeli dersler yeterli” yanıtlarını verdi.
ANADİLİN ÖNÜNDEKİ TEHDİTLER
“Anadilinizin Korunması ve Geliştirilmesi Gerektiğini Düşünüyor Musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 99,2’si ‘Evet’, “Anadilinizin Varlığını Sürdürmesi Önünde En Büyük Tehlike Sizce Nedir?” sorusuna ise katılımcıların yüzde 46,5’i ‘Anadilde eğitimin olmaması’, yüzde 24,1’i ‘Baskı ve asimilasyon politikaları’, yüzde 14,3’ü “Ailelerin çocuklarıyla Türkçe konuşması’, yüzde 9,1’i ‘Yasal statünün olmaması’ yanıtlarını verdi.
Yine “Anadilinizin Korunması ve Geliştirilmesi İçin Öncelikli Olarak Neler Yapılmasını Önerirsiniz?” sorusu yöneltilip, çoklu yanıtlar alınan katılımcılar; ‘Aileler çocuklarına anadillerini öğretmeli’ seçeneğini yüzde 88’i, “Yasal/Anayasal güvencelere kavuşmalı’ seçeneğini yüzde 87,9’u, ‘Anadilin gündelik hayatın her alanında kullanımı güvenceye kavuşmalı’ seçeneğini yüzde 86,9, ‘Eğitim/öğretim dili olmalı’ seçeneğini yüzde 84,1’i, ‘Farklı anadil nedeniyle ayrımcılık yapanlara etkin yasal işlem yapılmalı’ seçeneğini yüzde 81’i, ‘Resmi dil olarak kabul edilmeli’ seçeneğini ise yüzde 77,9’u 1’inci öncelik olarak işaretledi.
II. ÇALIŞMA
Okullarda Türkçe dışında farklı anadillere mensup öğrencilere ve “Yaşayan Diller ve Lehçeler Seçmeli Dersine” ilişkin yapılan ikinci çalışma ise; İstanbul, Van, Diyarbakır, Şırnak, Kocaeli, Urfa, Hakkâri, Siirt, Bingöl, Batman, Ağrı ve Mardin kentlerinden 138 öğretmenin katılımıyla online yapıldı.
YÜZDE 89,1’İ ‘HAYIR’ DEDİ
Araştırma grubunda yer alan öğretmenlerin görev yaptıkları “Okul Düzeyi” dağılımına bakıldığında yüzde 33,3’ü ‘Lise’, yüzde 34,8’i ‘Ortaokul’ ve yüzde 31,9’u ise ‘İlkokul’da görev yapan öğretmenlerden oluştu. Katılımcılara yöneltilen ilk soru “Görev Yaptığınız Okulda Seçmeli Olan ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ Dersi Verilmekte Midir?” oldu. Katılımcıların yüzde 89,1’inin ‘Hayır’, yüzde 10,9’unun ise ‘Evet’ dediği bu soruya ilkokul düzeyinde öğretmenlik yapanların yüzde 6,8’i, lise düzeyinde öğretmenlik yapanların yüzde 4,3’ü, ortaokul düzeyinde öğretmenlik yapanların ise yüzde 20,8’i ‘Evet’ dedi.
İlgili soruya ‘Hayır’ diyenlere, “Görev Yaptığınız Okulda Yaşayan Diller Dersi Neden Verilmemektedir?” diye sorulmuş ve yüzde 26,8’i ‘idari/politik tutumlardan dolayı’, yüzde 16,3’ü ‘İlkokul ve lise düzeyinde bu seçmeli ders yok’, yüzde 13’ü ‘Talep/istek yok’, yüzde 11,4’ü ‘uzman/öğretmeni bulunmadığı için’, yüzde 8,1’i ‘bilgim yok’, yüzde 5,7’si de ‘idareci/veli korkuyor’ yanıtlarını verdi.
“Görev Yaptığınız Okulda, Yaşayan Diller ve Lehçeler Seçmeli Dersleri, Kapsamında Hangi Dillerde Öğretim Verilmektedir?” sorusuna katılımcıların yanıtlar ise şöyle: yüzde 77,5’i “hiçbiri verilmemektedir” derken, yüzde 11,6’ı “cevap yok/fikrim yok”, yüzde 8’i “Kürtçe/Kurmancî”, yüzde 2,2’si “Kürtçe/Zazakî” ve yüzde 0,7’si ise “Ermenice”.
KÜRTÇE EĞİTİME İLGİ FAZLA
Ayrıca katılımcılara “Gözlemleyebildiğiniz Kadarıyla; Yaşayan Diller Dersinde Öğrenciler En Çok Hangi Dillerde Öğretim Görmeyi İstemektedir?” diye de soruldu. Yanıtlar yüzde 61,6’sı “Kürtçe/Kurmancî”, yüzde 18,8’i “hiçbiri”, yüzde 10,9’u “cevap yok/fikrim yok”, yüzde 6,5’i “Kürtçe/Zazakî”, yüzde 0,7’si “Arapça”, yüzde 0,7’si “Çerkesce” ve yüzde 0,7’si ise “Ermenice” şeklinde oldu.
Bu defa katılımcılara “Okulunuzda Öğrenciler “Yaşayan Diller ve Lehçeler” kapsamında kendi Seçtikleri Dillerde Öğretim Görebilmekte Midirler?” sorusu yöneltildi. Buna göre katılımcıların yüzde 79’u “hayır”, yüzde 10,1’i “cevap yok/fikrim yok”, yüzde 7,2’si “kısmen” ve yüzde 3,6’sı ise “Evet” yanıtlarını verdi. Ardından “Sizce Neden Seçtikleri Dilde Öğretim Görememektedirler?” diye sorulmuş; katılımcıların yüzde 34,1’i “okul idaresi bu konuda isteksiz davranmaktadır”, yüzde 21’i “okulda ilgili dersleri verecek uzmanlar/öğretmenler bulunmamaktadır.”, yüzde 12,3’ü “az sayıda talep olunca sınıf açılmamaktadır.” yanıtlarını verdi.
Katılımcılara “Genel Olarak Öğrencilerin ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ Seçmeli Dersi Kapsamında Aldıkları Anadil Öğretimlerini Verimli Buluyor Musunuz?” sorusu da yöneltildi. Bu soruya verilen yanıtlar yüzde 37’si “fikrim yok/bilmiyorum” yanıtını verirken; yüzde 34,1’i “hayır”, yüzde 18,1’i “evet” ve yüzde 10,9’u ise “kısmen” oldu.
“Uygulanmakta Olan Anadili Eğitimlerini Verimli Bulmuyorsanız Neden?” sorusuna katılımcıların yüzde 45,5’i “uzman öğretici ve materyal eksikliğinden dolayı”, yüzde 30,3’ü “anadilde eğitim olmadığı için”, yüzde 2,9’u “böyle bir uygulama yok”, yüzde 12,1’i “müfredat dersi olmadığı için” şeklinde yanıt verdi.
“Okulunuzda “Yaşayan Diller ve Lehçeler” Seçmeli Dersi Kapsamında Konumlandırılan Öğretmenler Var Mı?” sorusuna ise katılımcıların sadece yüzde 10,9’u “evet” dedi.
ENGELLER
“Türkiye’de Var Olan Anadillerde Eğitim ve Öğretimin Önündeki En Önemli Birinci Engelin Ne Olduğunu Düşünüyorsunuz?” sorusuna; yüzde 31,9’u “idari ve politik açıdan ayrımcılık ve dışlayıcılık”, yüzde 24,6’sı “asimilasyon/devlet politikaları”, yüzde 10,9’u “yasal ve anayasal düzeyde tanınmaması”, yüzde 7,2’si “uzman ve materyal yetersizliği”, yüzde 6,5’i “anti demokratik eğitim sistemi” yanıtını verdi.
İLETİŞİM ZORLUĞU
Yine öğretmenlere “Okulunuzda Türkçe Dışında Anadili Olan Öğrenciniz Oldu Mu?” sorusu yöneltildi. Bu soruya yüzde 85,5’i “Evet” derken; bu defa “Türkçe Dışında Anadili Olan Öğrencilerinizle İletişim/Anlama/Anlatma Sorunu Yaşadınız Mı?” sorusu yöneltildi. Buna katılımcıların; yüzde 40,6’sı “hem iletişim kurmada ve hem de dersi kavratmada oldukça zorlandım”, yüzde 27,5’i “çoğunun dilini bildiğim için iletişimde ve kavratmada zorlanmadım”, yüzde 16,7’si “hayır yaşamadım”, yüzde 8’i “sadece dersi kavratmakta zorlandım”, yüzde 4,3’ü “resmi dil zorunluluğu nedeniyle çocukların anadilleri ile pek ilgilenmedim, dersimi anlattım geçtim” demiştir.
“Öğrencilerinizin Okulda Türkçe Dışında, Sahip Olduğu Anadilinde Rahatlıkla Konuşabildiğini düşünüyor Musunuz?” sorusuna katılımcıların; yüzde 54,3’ü “Hayır”, yüzde 31,2’si “Kısmen”, yüzde 13,8’i “Evet” derken; “Öğrencinizin Okulda, Türkçe Dışında, Anadilinde Konuştuğunda Ayrımcılığa Uğradığını Düşünüyor Musunuz?” sorusuna katılımcıların; yüzde 47,8’i “evet”, yüzde 30,4’ü “kısmen”, yüzde 18,1’i “hayır” yanıtını verdi.
“En Çok Hangi Anadiline Mensup Öğrencilerin Ayrımcılığa Uğradığını Düşünüyorsunuz?” sorusuna toplamda yüzde 67,4’ü “Kürtçe”, yüzde 20,3’ü “Hepsi” dedi.
Yine “Öğrenci, Okulda Türkçe Dışında Anadilinde Konuştuğunda Okul İdaresi veya Öğretmenler Arasında Olumsuz Bir Tutuma Maruz Kaldığı Oluyor Mu?” sorusu yöneltilmiş, katılımcıların yüzde 39,9’u “kısmen”, yüzde 37’si “evet”, yüzde 23,2’si “hayır” dedi.
Ardından “Öğrenci, Okulda Türkçe Dışında Anadilinde Konuştuğunda Okulda Herhangi Bir Yaptırıma Uğruyor Mu? Uğruyorsa Ne Tür Bir Yaptırıma Uğruyor?” sorusu yöneltildi. Buna katılımcıların; yüzde 42’si “hayır”, yüzde 6,5’i “cevap yok/fikrim yok” derken; geriye kalan toplam yüzde 51,5’i öğrencinin “disiplin uyarılarından” “ötekileştirilmeye” kadar değişik yaptırımlara maruz kalabildiğinden bahsetti.
“Türkçe Dışındaki Anadillerin Korunması ve Geliştirilmesi İçin Sizce Birinci Öncelikli Olarak Neler Yapılmalı?” sorusu ise katılımcıların; yüzde 34,8’i “eğitim dili anadilde olmalı”, yüzde 21,7’si “anadil eğitimi yasal/anayasal güvence altına alınmalı”, yüzde 8,7’si “anadillere karşı önyargı ve ayrımcılığın giderilmesi için politikalar üretilmeli” yanıtlarını verdi.