"Cumhuriyet; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir" sözleriyle tepkilere neden olan AK Parti Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, Grup Başkanvekilliği görevinden istifa ettiğini açıkladı.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Ünal, “Bugün itibarıyla Grup Başkan Vekilliği görevimden affımı talep ettim. Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a bugüne kadar şahsıma duyduğu güven ve verdiği sorumluluklar için müteşekkirim. Kamuoyunun bilgisine saygılarımla sunarım” dedi.
Mahir Ünal'ın istifasının ardından AK Parti Grup Başkanvekilliği'ne Tokat Milletvekili Özlem Zengin getirildi.
MHP lideri Bahçeli grup toplantısında isim vermeden Ünal'ı eleştirmişti. Ünal ise sözlerinin gündem olmasının ardından yaptığı açıklamada “sözlerinin bağlamından koparıldığını” iddia etmişti.
Ne olmuştu?
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Kahramanmaraş Uluslararası 8. Kitap ve Kültür Fuarı'nda yaptığı konuşmada, "Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye’de yaşanmıştır. Mesela Fransız devrimi her şeyi yıkmıştır ama lügate dokunmamıştır. Yine en sert devrimlerden bir tanesi Mao’nun Çin kültür devrimidir. Lügate dokunmamıştır. Ama maalesef bir kültür devrimi olarak Cumhuriyet; bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir" ifadelerini kullanmıştı.
Konuşmanın sosyal medyada gündem olmasının ardından Ünal, "Sözlerim bağlamından koparılıyor. Ben siyasi bir demeç vermek için o açıklamayı yapmış değilim. Bir kitaptan bahsediyoruz, Cemil Meriç'in kitabından" demişti.
MHP lideri Devlet Bahçeli ise grup toplantısında isim vermeden Ünal'a tepki göstermiş ve "Bizim tarih anlayışımız devrevi, coğrafya algımız dönemsel değildir. Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıllık Türk tarihinin ana güzergâhından kategorik bir kopuş, kesif bir ayrılış, keskin bir sapış olarak görülemeyecek, asla gösterilemeyecektir. Yani Cumhuriyet şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir. Cumhuriyet’in Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler talihsiz, tarifsiz ve temelsiz bir yanlışın pençesindedir. Önyargıların hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyet’in anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir. Bugünkü Türkçe’mizle düşünce oluşturamayacağımızı söylemek gerçekleri çarpıtmaktır, nesnel gelişmelere aykırıdır, dilimizi karalamaktır, nihayetinde özgüven eksikliğidir" ifadelerini kullanmıştı.