Maraş merkezli depremde Diyarbakır'da yıkılan ve 89 kişinin enkazında hayatını kaybettiği Diyar Galeria duruşması Diyarbakır 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Müteahhitler Sedat Eser, Mehmet Şirin Yiğit, Şeyhmus Yiğit, inşaat mühendisi fenni mesul Tevfik Demir ile yakalama kararı bulunan Murat Eser, H. M. Y. ve İ. H. Y.’nin "Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasının istendiği davanın duruşmasında tanıklar dinlendi.
Mezopotamya Haber Ajansı'nda alan habere göre, yıkılan binada iş yeri bulunan avukat Feride Laçin, yıkılan binaların yanında yapılan Oryıl My Office binalarının inşaatı sırasında kazılan temelin Diyar Galeria’nın temellerine zarar verdiğini söyledi. Laçin, kendisinin kaldığı D Blok’un altında kalan marketin de bir kolonunun kesildiğini belirterek, sorumluların yargılanmasını istedi.
MÜHENDİS: ZEMİNİN ZAYIF OLDUĞUNU TESPİT ETTİK
İlk müteahhittin zemin etüdü yaptırarak inşaattan vazgeçtiği dönmede inceleme yapan inşaat mühendisi Suat Ezber de yaptıkları incelemede zeminin zayıf olduğunu tespit ettiklerini belirtti. Ezber, “Bizim önerimiz 3 şekildeydi. Bu haliyle temellerin yapılmamasıydı. Temellerin yer altı sularından uzaklaşması gerekiyordu. Maliyetli işlerdi bunlar. ‘Taşıma gücü zayıf’ dedik sıkıntı olacağı belliydi. Sonradan bilgimiz olmadı. Sonradan Mücahit Can’ın işi bıraktığını duydum. Benden istenmesi üzerine rapor yazdım. Temel’in bir kısmını Mücahit Can kazmıştı. Bu yerde risk olduğunu söylemiştik. Rapor kaybolmuş. Malzemeler de önemli, ama en önemli aktör kolon kesilmesi” ifadelerini kullandı.
JEOLOJİ MÜHENDİSİ: ZEMİN ZAYIFTI
Jeoloji Yüksek Mühendisi Halis Dabas da zemin etüdüne ilişkin rapor hazırladıklarını ifade ederek, “Zemin zayıf bir zemindi, taşıma gücü düşüktü. Temel yapısının olmayacağını söyledik. Temel’in derinleşmesi gerektiğini söyledik. Biz raporu İnşaat Mühendisleri Odasına teslim ettik. Zemin kirliydi, taşıma gücü ve radyatemel yapılmasını yazdık. O dönem bu raporlar zorunlu değildi. İnşaatı yapacak olan işi odadan o rapor alıp projeyi de ona göre hazırlaması lazımdı. Kısmen binanın temeli kazılmıştı. Temel’in derinleştirilmesi gerektiğini söyledik ve yazdık. Temelde bir değişim yok ise zeminden kaynaklı bir sorun olmaz, üst yapısı ile olmuştur o zaman” diye konuştu.
ÇALIŞANLAR ANLATTI
Tanık Burhan Akalı ise inşaat sırasında çaycı olarak inşaatta çalıştığını işin başında Murat ve Sedat Eser’in bulunduğunu ifade etti. Ödeme ve işin kontrolünün Murat Eser’de olduğunu, Sedat Eser’in 15 günde ya da ayda bir inşaata geldiğini söyledi. Şirin Yiğit ise o dönem Ticaret Odası Başkanı olduğunu ve kontrol amaçlı arada bir geldiğini ifade eden Akalı, “Mehmet Şirin Yiğit’in de işle ilgili söz sahibi olduğunu duydum” dedi.
Galeria’nın inşaatında kalıpçı olarak çalışan tanık Mehmet Ali İpek ise “İnşaatı Eser ve Yiğitler yapıyordu. Ben oradayken 12 metrede 2 blok arasında bir yandan demir bağlanırken diğer yandan beton dökülmesi nedeniyle kayma oldu. Binalarla ilgili bir şey yoktu. Tekrar söküldü bir daha yapıldı. En küçük kolon 70-70 boyutunda kare kolon vardı. İki blok arasında da silindir kolonlar vardı. Nasıl çöktü hayret ettim” şeklinde konuştu.
SAVCI SANIKLAR İÇİN CEZALANDIRMA TALEP ETTİ
Tanıkların beyanlarının ardından mütalaasını mahkemeye sunan iddia makamı, hakkında yakalama kararı bulunan ve şu ana kadar yakalanamayan sanıkların dosyasının ayrılmasını talep ederek yakalanan sanıklar müteahhitler Sedat Eser, Mehmet Şirin Yiğit, Şeyhmus Yiğit, inşaat mühendisi fenni mesul Tevfik Demir’in ayrı ayrı “bilinçli taksirle ölüme neden olmaktan” ayrı ayrı alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasını istedi.
Sanık ve avukatları, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını yapmak üzere süre talebinde bulundu. Talebi dikkate alan mahkeme, duruşmayı 22 Mart'a erteledi.
İDDİANAMEDEN
İddianamede yer verilen bilirkişi raporunda şunlar kaydedildi: "Binanın yapı ruhsatlarının gerekli ekleri olan mimari, statik betonarme ve tesisat projeleri tam olmadan düzenlenmiş olması, temel üstü vizesi alınmadığı halde inşaata devam edilmesi, binada yapılan mühürleme sonrası resmi izin olmadan inşaata devam edilmesi, ruhsat eki projelere uygun olarak yapılmaması, mevcut beton ve donatı özelliklerinin 1995 tarihli ek onaylı statik betonarme projede öngörülen beton sağlamamasından fenni mesulün ve müteahhitlerinin sorumlu olduğu görüş ve kanaatlerine varılmıştır."
İddianamenin değerlendirme ve sonuç kısmında, "Şüphelilerin binaların yıkılmasına neden olan imalat hatalarından sorumlu oldukları, yıkılan binanın proje, yapım ve iş bitim aşamasında üzerlerine düşen görev ve yükümlülükleri yerine getirmedikleri, mesleki bilgi, birikim ve tecrübe dikkate alındığında öngörülebilen bu netice bakımından dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı hareket ettikleri tespit edilmiştir. Dolayısıyla sorumlu oldukları anlaşılan şüphelilerin 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olma' suçundan ayrı ayrı cezalandırılmaları kamu adına iddia ve talep olunur" ifadeleri kullanıldı.
Sanıkların müteahhitlik ve inşaat mühendisliği mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermedikleri belirtilen iddianamede, bu nedenle haklarında TCK 53/6 maddesi gereğince "belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması" hükmünün uygulanması da talep edildi.
İddianamede, soruşturma kapsamında daha önce tutuklanan ve dosyaya bilirkişi raporunun sunulmasıyla, Nöbetçi 2. Sulh Ceza Hakimliğince kusurlarının olmadığı tespit edilen, tutuklulukta geçirdikleri süre ve delillerin toplanmış olması gerekçe gösterilerek, tahliye edilen Bahattin Yıldırım, Ender Tazgel, Mehmet Tazgel, Muhammed Aziz Kadri Özyıldız, Nihat Yıldırım, Rojhat Şenyiğit ve Selahattin Özyıldız'ın aralarında bulunduğu 20 şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği belirtildi.