
Yüksekova: İHD ve kayıp yakınları Nurettin Turgut için adalet istedi
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde bir araya gelen İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları, 1993 yılında gözaltında kaybedilen Nurettin Turgut’un faillerinin yargılanmasını talep etti.
İHD Hakkâri Şubesi ve kayıp yakınları, Yüksekova Sanat Sokağı’nda düzenlenen basın açıklamasında Nurettin Turgut için adalet çağrısında bulundu. Açıklamaya Özgür Hukukçular Derneği (ÖHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Yüksekova Belediye Eş Başkanları Şadiye Kırmızıgül ve Şoreş Diri ile DEM Parti Yüksekova İlçe Örgütü temsilcileri katıldı.
Basın açıklamasını İHD Kayıplar Komisyonu adına okuyan Eren Baskın, Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta buluşmasına yönelik yasağın hukuka aykırı olduğunu belirterek şunları söyledi:
“5 yıl önce, Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta buluşmasının hukuka aykırı bir şekilde yasaklanmasının ardından 46 arkadaşımız gözaltına alınmış ve 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçlamasıyla haklarında dava açılmıştı. 5 yıl süren yargılamanın ardından dün, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı doğrultusunda tüm arkadaşlarımız beraat etti. Her bireyin önceden haber vermeksizin gösteri ve yürüyüş yapma hakkı Anayasa güvencesi altındadır. Hükümetler ya da siyasi ideolojiler bu hakkı keyfi şekilde ortadan kaldıramaz. Kayıplarımız için verdiğimiz mücadelemiz, tüm haksız ve hukuksuz kararlara rağmen daha da güçlenerek sürecektir. Bugün bir kez daha yüksek sesle söylüyoruz: Kayıplarımız bulunsun, failler yargılansın!” dedi.
166. hafta buluşmasını Nurettin Turgut için gerçekleştirdiklerini ifade eden Baskın, Turgut’un gözaltında kaybedilme sürecini şöyle anlattı:
“Nurettin Turgut, Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde taksicilik yaparak hayatını sürdüren bir yurttaştı. 1993 yılının Şubat ayında evinden çıktı ve bir daha geri dönmedi. Ailesi, iş gereği şehir dışına çıktığını düşünerek önce bekledi ancak iki hafta boyunca kendisinden haber alamayınca tüm ilgili makamlara başvuruda bulundu. Bu sırada aileye Tatvan’daki güvenlik güçlerinden bir telefon geldi ve Nurettin Turgut’un yanında bulunan biriyle birlikte araçta silah bulundurduğu gerekçesiyle gözaltına alındığı bildirildi. Ancak amcası Cemil Turgut’un Tatvan’a giderek savcıyla yaptığı görüşmede, herhangi bir gözaltı işleminin olmadığı söylendi.
Amcasının kendi çabalarıyla yürüttüğü araştırma sonucu, Tatvan yolunda işkence edilmiş bir cesedin bulunduğu ve kimsesizler mezarlığına gömüldüğü bilgisine ulaşıldı. Bu bilgiyle Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran aileye, cesedin otopsi fotoğrafları gösterildi. Tespit edilen cansız bedenin Nurettin Turgut’a ait olduğu anlaşıldı. Nurettin Turgut’un vücudunda ağır işkence izleri ve çok sayıda kurşun yarası bulunuyordu. Tespit edilen cenaze ailesine gösterildi ve teşhis edildi. Bunun ardından, Turgut’un aracı Malatya’da bulundu.”
Baskın, ailenin tüm çabalarına rağmen adaletin sağlanmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Tatvan’da başlatılan soruşturmada, aracın güzergâhı ve kimlik kontrolleri incelenmeden, ‘soruşturma açılmasına gerek yoktur’ kararı verilerek dosya faili meçhul cinayet olarak kapatıldı. Ailenin avukatları aracın kayıtlarının incelenmesi için defalarca başvuruda bulundu ancak talepler reddedildi. Aileye teslim edilmeyen cenaze, Van’daki kimsesizler mezarlığına gömüldü. Ailenin ısrarlı çabaları sonucunda Nurettin Turgut’un naaşı Yüksekova’ya getirilerek defnedildi. Ancak Nurettin Turgut’un failleri hiçbir zaman yargılanmadı.”
Eren Baskın, gözaltında kaybetme suçlarının 1990’lı yıllarda Türkiye’de bir devlet politikası olarak yürütüldüğünü vurgulayarak şunları belirtti:
“90’lı yıllarda devlet eliyle yürütülen bu politika, yıllardır kayıp yakınlarının mücadelesiyle ifşa edildi. Annelerimiz ve destekçilerimiz, tam 30 yıldır kaybedilen yakınlarının akıbetini sormaktan, faillerin yargılanmasını istemekten vazgeçmedi. Gözaltında kaybetme insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu suçların cezasız kalması, devletin sorumluluklarını yerine getirmemesi anlamına gelir. Yetkililere bir kez daha sesleniyoruz: Nurettin Turgut’un failleri yargılansın, akıbeti açığa çıkarılsın!”
