Yardım örgütlerinden "açlık krizi" uyarısı
Yardım örgütleri, sadece bu yıl 300 milyon insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek G7 ülkelerini baş gösteren açlık krizine karşı yılda 14 milyar dolarlık ek kaynak ayırmaya çağırdı.
Dünya Açlıkla Mücadele Örgütü (Welthungerhilfe) ve çocuk hakları örgütü Terre des Hommes, dünyanın en gelişmiş yedi ülkesinden oluşan Yediler Grubu'nu (G7) yoksul ülkeler için daha fazla kaynak ayırmaya çağırdı.
26-28 Haziran'da dönem başkanı Almanya'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilecek G7 zirvesi öncesinde ortak açıklama yapan iki örgüt, Ukrayna savaşının da etkisiyle bu yıl dünya çapında 300 milyon insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısı yaptı.
Welthungerhilfe Genel Sekreteri Mathias Mogge, G7 ülkelerinin gıda güvenliği için yılda 14 milyar dolar ek kaynak ayırması gerektiğini vurguladı. G7 dönem başkanı Almanya'ya da seslenen Mogge, bu miktardan Almanya'nın payının en az 1,4 milyar dolara çıkarılması çağrısı yaptı.
Orduya ayrılan 100 milyar euroya gönderme
Terre des Hommes yetkilisi Joshua Hofert de iklim değişikliği, açlık krizi ve Covid-19 pandemisi olmak üzere krizlerin eş zamanlı yaşandığına işaret ederek krizlerden yoksullar, sığınmacılar ve ülkesinden sürülenler gibi en zayıf durumdaki kesimlerin en ağır şekilde etkilendiğini belirtti.
Hofert, Alman hükümetinin ordunun modernizasyonu ve yeni silah alımları için ayırdığı 100 milyar euroluk kaynağa işaret ederek "Alman ordusuna hızlı bir şekilde 100 milyar euroluk özel kaynak ayrılıyorsa, bu büyüklükte bir kaynağın da özellikle sivil amaçlar için tahsis edilmesi gerekiyor" dedi. Hofert, örnek olarak tahrip edilen okul ve sağlık kuruluşlarının yeniden inşası ile çocuklar ve gelecek nesiller için çevrenin korunması önlemlerini gösterdi.
Kalkınma politikaları çocuklara odaklanmalı
İki örgüt, Almanya'nın kalkınma politikalarını eleştirel bir şekilde mercek altına alan yıllık "Kompass" (Pusula) raporunu da açıkladı. Raporda "Uluslararası toplum, siyasete yönelik yeni talepleri beraberinde getiren küresel bir sistem kriziyle karşı karşıya. Ve bu durum savaş nedeniyle daha da zor hale geldi" tespitinde bulunulurken Alman hükümetinin "savaş, sağlık felaketleri, iklim değişikliği ve gıda fiyatlarındaki artıştan oluşan zehirli bileşim"e karşı daha hızlı ve somut tepkiler vermesi ve yapısal nedenlere eğilmesi gerektiği kaydedildi.
Kalkınma politikalarında çocuklar için yaşamsal önem taşıyan alanlara yapılan yatırımların artırılmasını talep eden örgütler, çocuk hakları ihlallerinin üzerine daha kararlı bir şekilde gidilmesini istedi. Raporda, "Bu, sağlıklı bir çevre hakkı gibi, çocukların savaşlardan ve çocuk işçiliği sömürüsünden korunmasını da kapsamaktadır" denildi.