Van’da bin 800 günlük yasak protesto edildi
Van'da sivil toplum örgütleri, bin 800 gündür devam eden eylem ve etkinlik yasağını yaptıkları açıklama ile protesto etti.
Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edildiği 21 Temmuz 2016’dan bu yana Van’da, bin 800 gündür eylem etkinliklere izin verilmiyor. Van Valiliği’nin sürekli tekrarlanan “Yasak” kararlarına ilişkin bir çok basın açıklaması, eylem ve etkinliğe polis tarafından izin verilmiyor. En son ise 25 Ekim’de Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Temsilcisi Sevim Çiçek, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaşı Hastanesi önünde açıklama yapmak isterken Valiliğin “Eylem ve Etkinlik yasağı” gerekçesiyle gözaltına alındı. Van’da bulunan birçok Sivil Toplum Örgütü (STÖ) katılımı ile Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda kentte devam eden yasaklara karşı basın açıklaması yapıldı.
Açıklamaya Van Barosu, Van-Hakkari Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı(TİHV) Van Temsilciliği, KESK Şubeler Platformu, Özgürlükler İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi, STAR Kadın Derneği, Özgür Kadın Hareketi(TJA) Aktivistleri, Van Çevre Derneği, Van Diş Hekimleri Odası, Tutuklu ve Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma Derneği Van Şubesi (TUHAY-DER), İnsan Hakları Derneği(İHD) Van Şubesi ve Serhat Göç Araştırma Derneği yöneticileri katıldı. Destek amaçlı Halkların Demokratik Partisi(HDP) İpekyolu İlçe Eşbaşkanları da katıldı.
KOLLUK GÖZALTI İŞLEMİ İLE SUÇ İŞLEDİ
STÖ’ler adına basın açıklamasını Van Baro Başkanı Zülküf Uçar okudu. Van’da 5 yılı aşkın süredir devam eden toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin Valiliğin süreklilik arz eden kararlarıyla yasaklandığını belirten Uçar, STÖ’lerin ve muhalif siyasi partilerin etkinlikleri yasak kararları kapsamında engellendiğini, yapılan etkinliklere karşı polisin orantısız güç kullanımı ile karşı karşıya kalındığını ve cezai işlemler uygulandığını ifade etti. Uçar, yasak kararlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa’ya ve kanuna açıkça aykırı şekilde verildiğini kaydetti. Uçar, “Türkiye’nin birçok ilinde aynı konu ile ilgili Tabip odaları tarafından yapılan açıklamayı, Van Hakkari Tabip Odası Başkanı ve değerli üyeleri kolluk kuvvetlerinin suç teşkil eden müdahaleleri nedeniyle yapamamıştır. Önemle vurgulamak isteriz ki, yapılan gözaltı işlemi hukuka aykırı olup, kişi hürriyetinden yoksun bırakma suçunun tüm unsurları oluşmuştur. Kolluk, Van Valiliğinin kamu kurumları önünde basın açıklaması yapılmasının yasaklandığına ve 15 Ekim’de Van ili çevresinde toplantı ve gösterilerin yasaklandığına dair kararı gerekçe göstermişlerdir. Bu kararların Anayasaya, AHİS’e ve AYM ile AİHM içtihatlarına açıkça aykırı olduğu unutulmamalıdır” dedi.
‘VALİLİK OLMAYAN TOPLANTIYI YASAKLIYOR’
Anayasa’nın "Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı" başlıklı 34’üncü maddesine vurgu yapan Uçar, “Anayasanın; ‘Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.’ AİHS’in Toplantı ve Dernek Kurma Özgürlüğü başlıklı 11. Maddesi şöyledir: ‘Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir.’ Valiliğin yasaklama kararı 2911 sayılı yasanın 17. Maddesine dayanarak yapıldığı ifade edilmiş ise de söz konusu yasa maddesi “millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı” yasaklama yetkisi vermektedir. Ancak valilik, belirli bir toplantıyı değil henüz var olmayan tüm toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yasaklamıştır. Bu kanunun lafzına, amacına ve ruhuna açıkça aykırıdır” diye konuştu.
AİHM KARARLARI
Kamu kurumları önündeki yasaklama kararları gerekçe gösterilerek barışçıl gösterilere yapılan müdahalelerin hak ihlali olarak değerlendirildiğini ifade eden Uçar, “AİHM; devletlerin yalnızca barışçıl toplantı hakkını korumakla değil aynı zamanda bu hakka yasaya aykırı nitelikte dolaylı sınırlamalar getirmekten kaçınmakla da yükümlü olduklarını hatırlatmıştır. AİHM, basın açıklamasının barışçıl özelliğine vurgu yapmış ve kamu makamlarının barışçıl biçimde yapılan bir gösteriye karşılık vermeleri gerektiğinde başvurucunun barışçıl şekilde gösteri yapma hakkı ile yerel makamların kamu düzenini koruma hakkı arasındaki dengeyi sağlamakla yükümlü olduğunu belirtmiştir” ifadelerini kullandı.
‘YASAKLARDAN DERHAL VAZGEÇİLMELİ’
OHAL ile birlikte “eylem ve etkinlik yasağının” kalıcı hale getirilmek istendiğini dile getiren Uçar, yasaklara karşı toplumun “artık yeter” dediği noktayı çoktan aştığını söyledi. Anayasa ile de güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin valilik kararlarıyla yok sayılmasını ve yasaklanmasını kabul edilmeyeceğini vurgulayan Uçar son olarak şöyle konuştu: “Hak ve özgürlükleri yasaklayarak yönetme anlayışın derhal son bulmasını, güvenlik tedbirlerinin temel hak ve özgürlüklerinin sonuna kadar kullanılabilmesi amacıyla alınması gerektiğini tekrar hatırlatmak isteriz. Uluslararası sözleşme ve ulusal mevzuat ile Yüksek yargı içtihatları birlikte değerlendirildiğinde Van-Hakkari Tabip Odası Başkanlığının yapmak istediği basın açıklamasına izin verilmeyerek ve suç teşkil edecek şekilde derdest edilmelerine yönelik eylemleri kınadığımızı, kanuna aykırı yasaklama kararları nedeniyle Van’daki toplantı ve gösteri yürüyüşlerine izin verilmemesi yönündeki yasakçı anlayıştan derhal vazgeçilmesini, yaşanan hukuki sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”