Van depreminde yıkılan Bayram Oteli davasında zaman aşımı tehlikesi
Avukat Suat Çakan, Van'da meydana gelen depremde 24 kişinin yaşamını yitirdiği Bayram Oteli Davasının 12 yıldır sürdüğünü ve zaman aşımı riski olduğunu belirtti.
Van'da 23 Ekim depreminin ardından 9 Kasım 2011'de meydana gelen depremde yıkılan, 24 kişinin hayatını kaybettiği Bayram Oteli'nin sahibinin yargılandığı davada müşteki avukatlarından Suat Çakan, davanın 12 yıldır sürdüğünü ve zaman aşımı riski olduğunu belirtti. Çakan, "Türkiye'de deprem ihtisas mahkemelerinin ve bu mahkemelere bağlı olarak depremle ilgili soruşturma bürolarının kurulması kanaatindeyiz" dedi.
Van'da 9 Kasım 2011'de meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki depremde yıkılan, 24 kişinin hayatını kaybettiği Bayram Oteli'nin sahibi Tevfik Bayram'ın yargılandığı davada müşteki avukatlarından Suat Çakan, DHA'ya konuştu. Yargıtay'ın 2 kez bozma kararı verdiği davada henüz sanık hakkında kesinleşmiş karar olmadığını belirten Çakan davanın 12 yıldır sürdüğünü hatırlattı: "Ülkemizde ne yazık ki bir afet hukukunun olmadığı, deprem gibi afetlerde nasıl bir hukuki süreç izlenmesi gerektiğine dair geniş ve ayrıntılı bir mevzuatımızın bulunmadığı gözükmektedir. Bu gibi afet durumlarında gerek delillerin toplanması gerekse yaşanan durumlardan dolayı hukuki süreçlerin verimli olması için etkili yöntemlerin ve kurumların oluşturulması gerektiğini düşünmekteyiz. Biz, Türkiye’de deprem ihtisas mahkemelerinin ve bu mahkemelere bağlı olarak depremle ilgili soruşturma bürolarının kurulması kanaatindeyiz. Bu gibi kurumların kurulmasıyla afetlerde hukuki açıdan verimli çözümlerin olabileceğini düşünmekteyiz."
"VATANDAŞIMIZIN ADALETE İHTİYACI VAR"
Depremin yaşandığı illerde görevli hakim ve savcıların da depremden etkilendiğini dile getiren Çakan, "Onlar da depremzede. Biz daha önce deprem soruşturması yapmış hakim ve savcılardan oluşturulacak deprem ihtisas mahkemelerinin kurulması halinde deprem ile ilgili soruşturmaların ve yargılama süreçlerinin daha etkili olacağını düşünmekteyiz. Depremin yaşandığı illerdeki adliyeler de depremden etkilendiği için uzun bir süre kişilerin hukuki uyuşmazlıklarına çözüm bulunamamakta. Bunun için mobil mahkemelerin kurulması ya da yakın çevredeki illerde mahkemeler için fiziki imkan yaratılması gerekmekte. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımız öncelikli olarak sağlık açısından desteğe ihtiyaç duyuyorlarsa da adalete de her vatandaşımızın ihtiyacı var" dedi.
"DELİLLERİN TOPLANMASI GEREKİYOR"
Afet bölgesindeki hasar görmüş bina ve enkazlardan toplanacak delillerin hukuki açıdan önemini vurgulayan Çakan, "Deliller toplanmadığı takdirde ileride yapılacak yargılamalarda kişiler mağduriyetlerini giderememekte. Örneğin deprem bölgesindeki bazı binalarda kolon kesme iddiaları var. Kolon kesme iddialarının araştırılabilmesi için delillerin toplanması gerekiyor. Çünkü 'kolon kesme' hem cezai kararı etkileyecek bir durum hem de maddi manevi zararların tespitinde önem arz etmekte" diye konuştu.
ZAMAN AŞIMI TEHLİKESİ
Depremzedelerin kusur raporlarında sorumlu tutulacak kişilere karşı dava açabileceğini belirten Çakan, "Bu konuda önemli olan bir husus da zaman aşımı konusu. Deprem ihtisas mahkemeleri kurulursa bu yargılamalar hızlı bir şekilde ilerler ve zaman aşımı riskini de ortadan kaldırır. Van depremindeki bazı dosyalarda yargılamalar uzun süredir devam etmekte. Bu dosyalarda zaman aşımı tehlikesi var. Zaman aşımından dolayı sorumlular ne yazık ki ceza almaktan kurtulabilecekler" dedi. Avukat Suat Çakan, 24 kişiye mezar olan Bayram Oteli'nin sahibi Tevfik Bayram hakkında 1 Ekim 2015 tarihinde verilen 15 yıl 5 ay 50 gün hapis cezasından sonra dosyanın 2 kez Yargıtay'a gittiğini ve bozma kararı çıktığını anlatarak, "Yargıtay'ın bozma kararından sonra ilk derece mahkemesinde yargılama devam etmekte. Bilinçli taksir halinde zaman aşımını kesme nedenleri yoksa 15 yıllık bir zaman aşımı durumu söz konusu. 2011 tarihinde olayın gerçekleştiği göz önüne alınırsa dosyanın zaman aşımına uğraması kuvvetle muhtemel" diye konuştu.
DAVADA NE OLMUŞTU?
Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ceza davasında otelin sahibi Tevfik Bayram, 7 Ekim 2013'te 11 yıl 1 ay hapis cezası almasının ardından cezayı az bulan aileler karara itiraz etmiş, Yargıtay olayda "bilinçli taksir" bulunduğu tespitiyle sanığa daha üst sınırdan ceza verilmesi gerekçesiyle kararı bozmuştu.
Mahkeme, 1 Ekim 2015'te Bayram'ı 15 yıl 5 ay 50 gün hapis cezasına mahkûm ederken sanık ailelerinin karara tekrar itiraz etmesinin ardından Yargıtay bu kez önceki görüşünden dönerek olayda "bilinçli taksir" olmadığı ve sanığa daha az ceza verilmesi gerektiği gerekçesiyle 17 Haziran 2016'da kararı sanık lehine bozdu.
Van 2. Ağır Cezası Mahkemesi’nde 1 Aralık 2016'da Yargıtay'ın sanık lehine verdiği bozma kararına uyulmamasına ve önceki kararda direnilmesine hükmetti.
Yargıtay 17 Ocak 2019'da karar duruşmasında son sözün sanığa verilmediği gerekçesiyle kararı üçüncü defa bozdu.
Yerel mahkeme Yargıtay'ın sanık lehine bozma kararına uyarak 22 Mart 2019'da olayda bilinçli taksir hükümleri uygulanmaksızın sanık Tevfik Bayram'ın 11 yıl 8 ay hapis cezasıyla mahkumiyetine karar verdi. Yargıtay son olarak Şubat 2022'de cezanın arttırılmasını isteyerek, dosyayı tekrar yerel mahkemeye gönderdi.
KAMU YETKİLİLERİNİN SORUŞTURULMASINA İZİN VERİLMEDİ
Ölümlerde sorumluluğu olan kamu yetkilileri hakkında ise İçişleri Bakanlığı ve Başbakanlık'tan soruşturma izni çıkmadı. Depremden sonra binalarda hasar tespiti yapmayan Valilik, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) gibi kurumların yetkilileri hiçbir zaman yargılanmadı. Daha sonra Van Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığı soruşturma sonucunda Van Valisi, yerel ve merkezi AFAD yetkilileri hakkındaki soruşturma dosyası ayrıldı ve Yargıtay Başsavcılığı'na gönderildi. Yargıtay Başsavcılığı, soruşturma şüphelileri Van Valisi, yerel ve merkezi AFAD yetkilileri hakkında şikâyetin işleme konulmamasına karar verdi. Danıştay nezdinde bu duruma itiraz edilirken, aileler ise AYM bireysel başvuru yaptı. AYM, yaşam hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle söz konusu yetkililerin yargılanmasına karar verdi. Ancak İçişleri Bakanlığı, valinin soruşturulmasını reddetti. AFAD yetkilileri hakkında ise Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun görevlendirdiği müfettişler yargılamaya izin verilmemesi kararı verdi. Yaşanılanların ardından AYM’ye ikinci kez başvuran ailelerin başvuruları reddedildi ve aileler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuruda bulundu. Aileler, AİHM'in kararını bekliyor.