Türkiye’de 4 milyon astım hastası var
Dünya Astım Günü nedeniyle bir açıklama yapan Solunum Derneği TÜSAD, “Her 7-8 çocuktan birinin ve her 12-13 yetişkinden birinin astım hastası” olduğuna dikkat çekti.
Mayıs ayının ilk Salı günü, Dünya Sağlık Örgütü ortak kuruluşu olan Küresel Astım Girişimi (GINA) tarafından Dünya Astım Günü olarak kabul ediliyor.
Çünkü dünyada 340 milyona yakın kişiyi etkileyen bu hastalık için farkındalık oluşturmak çok önemli.
Çok yaygın bir hastalık olmasına karşın astıma dair pek çok eksiklik bulunuyor. Bu bilgileri paylaşan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker, astımla mücadelede de ilaçların düzenli kullanımına dikkat çekti.
Özşeker, astımın dünyada en sık görülen bulaşıcı olmayan kronik solunum hastalıklarından biri olduğunu, Türkiye’de de yaklaşık 4 milyonu aşkın kişide görüldüğünü belirtirken, şu tavsiyelerde bulundu:
- · Astım, tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösteren kronik bir hastalık. Belirti ve şikayetler kendiliğinden veya çeşitli tetikleyicilerin neden olduğu hava yollarındaki daralma sonucu ortaya çıkıyor. Atak sıklığı ve şiddeti kişiden kişiye veya aynı kişide zaman içinde değişkenlik gösteriyor. Ataklar (krizler) halinde seyrediyor ve hastalar atak dönemleri dışında kendilerini iyi hissedebiliyor.
- · Astım tamamen tedavi edilebilen bir hastalık olmamakla birlikte düzenli ilaç tedavisiyle ataklar kontrol altına alınabiliyor. Astım hastalığının tedavisinde ilaçların hekim kontrolünde ve düzenli kullanımının önemi büyük.
- · Astım tedavisinde genellikle inhaler steroid ilaçlar kullanılmakla beraber damar yoluyla ya da ağızdan alınan tabletlerden de yararlanılıyor. Tedavide etkili sonuçlar alınabilmesi için ilaçların doğru alınması çok önemli. İlaçlar kesilir, düzensiz kullanılır ya da dozları doğru uygulanmazsa astım kontrol altına alınamaz ve şiddetli ataklar ortaya çıkabilir.
- · Her halükarda astım tedavisi mutlaka uzman hekimin gözetiminde planlanmalı, ilaçların kontrolü adına tedavi süresince hekim-hasta işbirliği kurulmalı. Hastalar solunum yoluyla kullanılacak ilaç ve cihazların doğru ve etkili kullanımı konusunda mutlaka uzmanlardan yardım alınmalı.”
Bu yıl GINA’nın Dünya Astım Günü’nde “Astım Tedavisinde Boşlukları Kapatıyoruz” temasının belirlendiğine vurgu yapan Özşeker, bu konuda şu bilgileri verdi:
“Dünya çapında bu kadar yaygın görülmesine rağmen, astım tedavi ve kontrolünde halen tamamlanması gereken çok sayıda eksik var. Astım konusundaki eksiklerin giderilmesi için küresel çapta yenilik ve çözümlerin geliştirilmesi için çaba gösteriliyor. Astım konusunda yaşanan zorlukların en başında elbette hastalığın tanı ve tedavisinde karşılaşılan eşitsizlikler geliyor. Bunun yanı sıra, tanı ve tedaviye eşit erişim, zengin ve fakir ülkelerin arasındaki eşitsizlik, astım hakkındaki farkındalık ve eğitim çalışmaları konusundaki eksiklikler, astımla diğer uzun vadeli hastalıklar arasında önceliklendirme ve sağlık profesyonellerinin astım konusundaki bilgi ve becerileri gibi konularda da boşlukların giderilmesi amacıyla stratejiler geliştiriliyor.”
TÜSAD HAKKINDA
Göğüs hastalıkları alanında ülkemizin ilk bilimsel meslek kuruluşu olarak 22 Haziran 1970 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), halen Türkiye genelindeki 4.500’ün üzerindeki üyeleri ile “halkın akciğer sağlığını korumak” amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor.
Toplumsal ve mesleki eğitimi, araştırmaları destekleyerek halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetler yürüten TÜSAD, “Tükenmeyen bir nefesle” sloganı ile 52 yıllık geçmişinde 43 ulusal kongre, sayısız bilimsel toplantı, sempozyum, iki dünya kongresi ile bilinçlendirme ve farkındalık projelerine imza attı.