Türk-İş Başkanı Atalay: Benim sırtımda milyonların vebali var
Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, asgari ücreti değerlendirdi. Masada olmama nedenlerini açıklayan Atalay, "9 bin TL’ye gelirseniz beni çağırın ama vermeyecekseniz ben gelmeyeceğim" dediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan asgari ücreti değerlendiren Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, ücretin belirlenme sürecinde yaşanan sıkıntılara ve kendisine yönelik eleştirilere yanıt verdi.
Asgari ücretin geçmiş yıllara göre daha fazla gündem olmasına değinen Atalay, "İki nedeni var. Bir, enflasyon yüksek değildi. İki, hiçbir seçimde ülke böyle gerilmemişti. Geçmişte gündem olması için bir engelli arkadaşımızı, bir kadın arkadaşımızı, bir erkek arkadaşımızı koyuyorduk. Ama bugün baktığımızda ağustos ayından beri iktidar da muhalefet de asgari ücret konuşuyor. Bir tek biz konuşmadık. 1 Aralık’a kadar asgari ücretle ilgili ağzımı hiç açmadım. Ev kiraları asgari ücret artacak diye artmaya, zamlar gelmeye başladı" dedi.
'3 GÜN SONRA BAKAN ARADI VE AYNI NOKTADA OLUP OLMADIĞIMI SORDU'
Cumhuriyet'ten İklim Öngel'in sorularını yanıtlayan Atalay, "Türk-İş, 37 yıldır açlık yoksulluk rakamlarını açıklıyor. Açlık 7 bin 785 TL. Bana soruldu 'Nereden başlayacaksınız?', dedim ki 'Asgari ücret 5 bin 500 TL. Türk-İş açlık sınırından yani 7 bin 785 TL’den başlayacak'. Ertesi gün ‘Bu kadar zam mı istenir?' diye olay oldu. Ben zam istemiyorum ki. Açlık sınırından itibaren konuşmayı istiyorum. Yani bunun üstünü konuşacağız. İki gün sonra başkanlar kurulu yaptık. Açlık sınırının üzerinde konuşacağımızı, kabul edeceğimiz bir rakam olmazsa masada olmayacağımızı söyledik. 15 bin TL, 20 bin TL diyen oldu. Geçen yıl partilerin büyük bölümü 400 dolar diyordu. Ben ne doları konuşurum ne de Avro’yu. Türk-İş başkanı Türkiye’de Türk parasını konuşur. Bu arada 20 gün içinde iki kez başkanlar kurulu yaptık. Ayın 20’sinde beni bakanlığa çağırdılar. Komisyon sürüyordu. Bakana 9 bin TL talebimizi ilettim. Sonra basının önünde bu rakamı duyurdum. 3 gün sonra bakan tekrar aradı ve aynı noktada olup olmadığımı sordu. 'Aynı noktadayım' dedim. Türk-İş Başkanı söyler ve söylediği noktada durur" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın asgari ücreti açıklarken o masada olmama nedenine dair konuşan Atalay, "Ben dediğime ve aldığımız karara bakıyorum. 8 bin 500 TL kötü oldu demiyorum. Ama 9 bin TL bizim içimize sinen, toplumun kabul edeceği bir rakamdı. Ben açıklama sırasında yoktum. Bunu bakan da işveren başkanı da biliyor. 9 bin TL’ye gelirseniz beni çağırın ama bunu vermeyecekseniz ben gelmeyeceğim. Sonuç olarak orada değildim" dedi.
Hak-İş Başkanı Mahmut Aslan'ın “TÜRK-İŞ, masadan kalkmasaydı rakam belki de daha yüksek olabilirdi” ifadelerini değerlendiren Atalay, "Ben sendikalarla ilgili olumsuz bir şey söylememeye gayret ediyorum. Bir dolu sıkıntımız var zaten. Bizi kapı önüne koyan işverenler, patronlar var. Benim onlara bir şeyler söylemem gerekir. Mahmut Bey kendi kendine öyle düşünüyor. O zaman masaya geldiğinde o öyle yapar. Biz yoğurdu böyle yiyoruz" diye konuştu.
'TAYYİP BEY BENİM HUYUMU BİLİR, BEN ONUN HUYUNU BİLİRİM'
Atalay, bu süreçte Cumhurbaşkanı ile telefonda veya yüz yüze bir görüşmelerinin olmadığını söyledi.
"Cumhurbaşkanı 'Sırtında küfe olmayanlar rahat konuşuyor' dedi. Sizin aranızın iyi olduğunu kamuoyu biliyor, bu kez ters mi düştünüz, size miydi bu sözler?" sorusunu yanıtlayan Atalay, "Benim Kemal Bey ile de aram iyi. Türk-İş başkanı olarak ben aradaki mesafeyi tutmaya gayret ediyorum. Tayyip Bey’i daha eski tanıyorum ama hepsiyle bir hukukum var. Tayyip Bey benim huyumu bilir, ben onun huyunu bilirim. Bana mı, başkasına mı dedi bilmiyorum. Dikkatli dinledim, ertesi gün de imzalarken genelde de söyledi. Bana mı dedi bilmiyorum. Benim için bir mahsuru yok. O işini yapıyor ben işimi yapıyorum. O devletin Cumhurbaşkanı ben de Türk-İş başkanıyım. Ben 100 gram kıyma alanların, ekmek arası köfte yiyenlerin değil, ekmek arası patates yiyenlerin temsilcisiyim. Ben öyle yaşadım, geldim. Benim sırtımda milyonların vebali var. Küçük esnafın durumunu da biliyorum. Onları da savunuyorum. “Bu rakamı ödeyemez” diyorum. Ben sermaye düşmanlığı yapmam. Büyük firmalara bir itirazım yok ama Anadolu’da kasaplar, terziler, ayakkabı tamircileri, üç beş kişinin çalıştığı yerler var. Onların da desteklenmesi gerektiğini de ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.