Sırrı Sakık: İktidarlar değişse de Kürt siyasetine dönük saldırı politikaları değişmiyor
Bütün iktidarların bir “Türklük Sözleşmesi var” diyen Sırrı Sakık’a göre, iktidarlar değişse bile Kürt siyasetine dönük saldırı politikaları değişmiyor.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) tutuklu Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in 22 Aralık’ta dokunulmazlığının kaldırılmasının ertesi günü Diyarbakır merkezli yürütülen soruşturma kapsamında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Genel Merkezi ve 9 il örgütü binalarına 23 Aralık’ta baskın yapıldı. Soruşturma kapsamında DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ve 14 siyasetçi gözaltına alındı.
2 Mart 1994 tarihli Demokrasi Partisi (DEP) Darbesi’nde milletvekilliği düşürülerek, tutuklanan Kürt siyasetçi Sırrı Sakık, Kürt siyasetine dönük saldırıları MA'ya değerlendirdi.
Sakık, “Hakkari’de HDP Milletvekili Habip Eksik’e yönelik polis saldırısı gerçekleşmesi, HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encu’nun tartaklanması, Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesi, ondan önce de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın alelacele hazine yardımıyla ilgili operasyonunu yan yana koyduğumuzda iktidarlar açısından Kürt siyasetine hayat hakkı yok” dedi.
Muhalefet İmamoğlu için kıyamet kopardı
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili mahkeme tarafından verilen karar sonrası muhalefetin “kıyameti kopardığını” vurgulayan Sakık, “Kürt coğrafyasında olup bitenler sonrası ise iktidarla yan yana gözükmekten çekinmiyorlar. Asıl vahim olan da bu. Diyarbakır’da olanların İstanbul’u çok ilgilendirmediğini görüyoruz ama biz her şeye rağmen demokrasi mücadelesini büyütmeye adayız. Yolumuza devam edeceğiz” mesajı verdi.
‘Herkes dönüp muhasebe yapmalı’
Sakık, şöyle devam etti: “2 Mart 1994 darbe sürecinde yüzde 3’lerde olan bir siyasi hareket, bugün yüzde 17-18’lerin üzerinde. Asit kuyularına, 20 bin faili meçhul cinayetlerine, Roboski’lere rağmen nasıl büyük bir buluşma sağlandı. Halkımız bedenini yatırarak bu mücadeleyi yürüttüler. Sıra Kürt halkına uygulanan zulümlere sessiz kalanlara geldi. Bu iktidar sonuç almak adına benzer politikalarını sadece Kürt coğrafyasında değil, batıda da sürdürecek. Türkiye bunun bedelini Kürtlere seyirci kaldığı için ağır bir şekilde ödemeye başladı. O yüzden bugün feryat etmenin anlamı yok. Herkesin bir dönüp muhasebe yapması gerekiyor. Altılı Masa’nın, ‘Biz iktidar olduğumuzda yeni bir toplumsal sözleşme yapacak mıyız? Türkiye’nin yüzyıllık acı dönemini yaşayan halklara özgürlük alanı açacak mıyız?’ söylemlerini yüksek sesle seslendirmesi gerekiyor ki herkes demokratik saflarda yerini alsın ama gördüğümüz kadarıyla onlarda böylesi bir dert yok.”