Peker'den Kıraç'a: Uyarımı dikkate almazsan hedefim sen olacaksın
Sedat Peker iş insanı İnan Kıraç'ı hedef alarak bazı paylaşımlar yaptı. Peker, "Nasıl çıktığının görüntüleri ortaya çıkacak" dedi.
Sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla gündemde olan Sedat Peker, iş insanı İnan Kıraç'a yönelik açıklamalarda bulundu. Basın danışmanı Emre Olur’un Twitter hesabından paylaşım yapan Peker, "Karanlıkların Lordu İnan Kıraç, Yanlış işler yapıyorsun! Yapma! İlerleyen saatlerde sana küçük bir ziyarete geleceğim. Orada yazılanları anlarsan ne ala, eğer ki anlamazsan bu işin sonu çok kötü VALLAHİ!” diye seslendi.
Peker daha sonra bir dizi tweet atarak, "Seni bu sefer uyarmakla yetinecem. Eğer bu uyarıyı dikkate almayıp yine el altından film çevirmeye devam edersen, yeni hedefim sen olacaksın. 1977 yılından 1980 yılana kadar süren, ülkeyi o dönem büyük ekonomik felakete uğratan kurduğun otomobil karaborsasından başlayıp Aydın Doğan’ın gizli ortağı olduğun Eminönü’ndeki doğan Otomativ üzerinden çevirdiğiniz filmleri konuşacağız" dedi.
'DEDİKODULAR FISILDIYORMUŞSUN'
Olur'un Twitter hesabından Peker adına paylaşılan mesajlar şöyle:
"Karanlıkların lordu İnan Kıraç, son birkaç gündür bazı yakınlarına 'Sedat Peker’in geçmişteki açıklamaları iyi oldu ancak böyle giderse gelecek dönemlerde de ülkenin başına bela olur olur' diyerek, alttan alttan dedikodular fısıldıyormuşsun. Ancak galiba sen duymadın, 40 yaşından genç kardeşlerim bana karanlıkların şerifi unvanının yanında bir de fısıltıların efendisi unvanını da bahşettiler. Karanlıkların lordu, şeytanın vücut bulmuş hali öncelikle ben sizin gibi değilim.
40 yaşından genç kardeşlerime verdiğim sözü yerine getirdikten sonra eğer ki hayatta kalmayı başarabilirsem kitaplarımla beraber sessizliğe bürüneceğim. Beni kendin gibi sırtlanlarla karıştırma.
Ayrıca beni Sezgin Baran Korkmaz ile hiç karıştırma. Dünyadan bir haber olan büyük iş adamlarına, Türk Devleti’nin akil adamı rollerini oynayabilirsin. Encümeni Danış’ın gizli başkanıyım yalanına onları inandırabilirsin. Ben bu yolları yemem.
Benim Levent Göktaş olayına bakışım şundan ibarettir; Yüce Allah korusun belki ben de bir gün suikaste uğrayabilirim.
Devletin bazı yetkilileri, eşime katillerimle ilgili yalan yanlış bilgiler verirse, ben kabrimde acı çekerken, eşim de bu dünyada acı çeker. Benim Levent Göktaş olayına bakışım budur. Bence şehit olan cennet mekan Necip Hablemitoğlu’nun saygıdeğer eşi Şengül Hablemitoğlu’nun yaşadığı psikoloji budur. Ben bu olayın sadece bu kısmındayım. Elime aldığım kişilerin canlarını parça parça kopararak acı çektirmeyi severim. Yaşlılara karşı özel bir affediciliğim yoktur. Sen bu işlere karışma evinde edebinle otur.
Koç ailesine olan saygımdan dolayı seni bu sefer uyarmakla yetineceğim. Eğer bu uyarıyı dikkate almayıp yine el altından film çevirmeye devam edersen, yeni hedefim sen olacaksın.
1977 yılından 1980 yılana kadar süren, ülkeyi o dönem büyük ekonomik felakete uğratan kurduğun otomobil karaborsasından başlayıp Aydın Doğan’ın gizli ortağı olduğun Eminönü’ndeki doğan otomotiv üzerinden çevirdiğiniz filmleri konuşacağız. Milliyet gibi, Hürriyet gibi büyük gazetelerin satış işlemlerine devletin manevi olarak icazet vermesini bir gereklilik olduğunu bütün herkes bilir. Bu gazetelerin aydın doğan’a satılması için devlet içinde yaptığın kulislerin bilgilerinin de tamamı bende.
Ergenekon dosyasına dahil edilmemek içine FETÖ'cülerle çevirdiğin film fırıldakları konuşmaya başlarsak bunların sonu hiç gelmez. En efsanesi de hükûmeti bir ufak eleştirdin diye Sayın Cumhurbaşkanı’ndan zılgıt yiyince, kendisinden randevu alıp kendisinden özürler dileyip affedilmen karşılığında da mensubu olduğun beyaz yakalı Türkler ile ilgili yaptığın ajanlıkları da tek tek konuşuruz.
Yaptığın bu ajanlıklar sayesinde şimdiki iktidarın da vazgeçilmezi olduğunu görüyoruz.( Eskiden de askeriyenin vazgeçilmeziydin) İktidar için o kadar değerli kulis çalışmaları yapmışsın ki, senden alacaklı olan Sezgin Baran Korkmaz’ı İçişleri Bakanlığı’na çağırıp parayı sildirdiler.
Karalıkların lordu İnan Kıraç, beni Sezgin Baran Korkmaz ile sakın karıştırma. Levent Göktaş’ın kaldığı yere baskın yapılınca ordan nasıl çıktığının görüntüleri dava açılınca ortaya çıkacak. En son senin yanına geliyor ancak senin holdingdeki kameralar o gün çalışmıyor, görüntü yok. Sen bir tek kendini akıllı, milleti aptal mı zannediyorsun?
Benim 40 yaşından genç kardeşlerime verilmiş sözüm var. Kendim dahil, herkesin işlediği suçları onlara anlatacağım. Değil sen, mezardan babam çıksa onu bile ezer geçerim. Çünkü verilen söz namustur.
Koç ailesi için seni bir kez affettim. Bir dahaki sefere çok ağır gelirim. Hele seçime 2 ay kala çekeceğim videolarda, seni tüm dünyaya rezil eder, kont drakuladan daha büyük bir nefret objesi haline getiririm.
Bak Levent Göktaş nasıl parça parça kopuyor. Ama ilerleyen zamanlarda daha çok kopartacağım. Göreceksiniz; bir tripoda, bir kameraya yenileceksiniz. Zekâya saygı duymayı hep birlikte öğreneceksiniz. Yaşından dolayı seninle dalga geçmedim. Hataya devam edersen, bir dahaki sefer için söz vermiyorum.
Muktedirlere nasıl ajanlık yapıp yararlı bilgiler sağladıysan, İçişleri Bakanı’nın bizzat söylemesi ile senin borcunu sildirmek için en alttan en üstte kadar birlikte karar almışlar. ( SBK konusu) Yaşlı kurt Türk Devleti'nin sadece bir yüzü yoktur, başka bir yüzü daha vardır. Orada da herkesin doğduğu günden, öleceği ana kadar yaptığı her şeyin kaydı vardır.
Tekrardan söylüyorum; beni SBK ile karıştırma seni mahvederim. Edebinle yerinde otur, ağzını kapat. Yerli Frankenstein, savaşta bir kural vardır “Kim düşmanıma cephane taşıyorsa, artık o da düşmanımdır.” Şu tartışmada artık beni çok yordu; “Levent Göktaş cephesi Sedat Peker’i aradı mı, aramadı mı?” tartışması. Bunu öğrenmek çok kolay. Beni yalanlasınlar. Beni yalanlayanların başına neler geldiğini de asla unutmasınlar. Söz namus.
40 yaşından genç kardeşlerim seçim yaklaşıyor, benim çalışmam lazım. Ancak beni rahat bırakmıyorlar. Karanlıklar şerifi ünvanını şahsıma bahşettiğiniz için mecburen dahil olup, suçluları yakalıyorum. Ancak takdir edersiniz ki gazeteciliği de iyi yapıyorum. Ancak en çok da YouTube’un şahsıma bahşettiği YouTuber ünvanımı seviyorum. Kendimi genç hissetmemi sağlıyor.
Gerçi Can Ataklı abi de kendini genç zannediyor. Demek ki insanlar yaşlandıkça bu psikolojiye giriyorlar. (ancak ben genç Youtuber’ım onlar değil) YouTube günlerine az kaldı.
Beni bekleyin kardeşlerim. Gerçi sizin bir kötü huyunuz var; olayları hemen unutuyorsunuz. Akit yapmak, namus sözü vermektir. Siz de sözünüzü lütfen tutun. Geçmişe yönelik her şeyi lütfen baştan okuyun ve duymayan, bilmeyen insanlara lütfen anlatın. Söz namus."