Oluç: Operasyonlarla HDP'nin siyasi faaliyetlerini engelleyemezsiniz
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, son iki haftada bine yakın kişinin gözaltına alındığını söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Oluç, asgari ücret tespit komisyonunun 4 Aralık günü toplanacağını anımsatarak, asgari ücretin bütün yoksulları ve emekçileri ilgilendirdiğini belirtti. İktidarın her zamanki gibi cüzi bir artışla “sefalet ücreti” uygulamasına devam edeceğinin işaretini verdiğini söyleyen Oluç, “Asgari ücret 2 bin 320 TL. Buna talim eden milyonlarca asgari ücretli var. İstihdamın yaklaşık yüzde 40’ı asgari ücretle çalışıyor. Son derece vahim bir durum ile karşı karşıya kalındığı açık” dedi.
‘ZAM YÜZDE 40’IN ALTINDA OLMAMALI’
Asgari ücrete yapılacak zammın yüzde 40’ın altında olmaması gerektiğini vurgulayan Oluç, “Yandaş sermayedarlar olduğu zaman, yolsuzlukla zimmetine para geçirenler olduğu zaman vergi afları gündeme geldiği zaman iktidar son derece bonkör. İşçilere emekçilere ise bonkörlük yok. Bakın 2020 Ocak ve Aralık ayları arasında alım gücü farkı yüzde 30 aşmış durumda. Enflasyon ve döviz kurundaki artışları zaten herkes izliyor, görüyor. Ama 2010 yılından bu yana baktığımızda bunun ortalaması yüze 14 - 15 oranlarında olmuş. Yani böyle bir oranda zam yapılması halinde asgari ücret açlık ve yoksulluk sınırını çok altında olacaktır. Bu kabul edilebilir bir durum değildir” diye belirtti.
‘ASGARİ ÜCRET 4 BİN TL OLMALI’
Doğru kullanıldığı takdirde asgari ücretin makul düzeyde artırılması için yeterli kaynak olduğunu kaydeden Oluç, şunları ekledi: “Yeter ki terciler, kaynaklar doğru kullanılsın. Yeter ki işçiden, emekçiden, dar gelirliden yana tercih yapılsın. Asgari ücret komisyonu toplanmadan önce bir kez daha görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmak istedik. Şu anda bizim hesaplamalarımıza göre asgari ücret 4 bin lira düzeyinde saptandığı takdirde işçilere, emekçilere, dar gelirlilere bir ferahlama sağlayacaktır. Bunun altındaki her saptama asgari ücretle geçinenler açısından baktığımızda ihtiyaca cevap vermeyen bir sonuç ortaya çıkaracaktır.”
‘SARAYIN BÜTÇESİ’
Bütçenin komisyon görüşmelerinde işçi, esnaf, çiftçi ve gençler için verdikleri önergelerin AKP-MHP oylarıyla reddedildiğini hatırlatan Oluç, “Neydi bu önergeler? Hepsini sıralamayacağım ama özellikle ekonomi konuştuğumuz için değinmek istiyorum bunlara. MEB'de atanmayan öğretmenlerin atanması için önerge verdik ve reddedildi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tartışılırken EYT’lilerin emekli olması için önerge verdik reddedildi. Bu iktidar EYT'lilere ve atanması yapılmayan öğretmenlere yönelik önergeleri reddetti. İstihdamda yer almayan ev emekçisi kadınları primlerinin bütçeden karşılanması için önerge verdik tabi ki reddedildi. Ücretsiz ve nitelikli Kovid aşısı için önerge verdik reddedildi. Bu retlerin hepsi işçi, emekçi, yoksul, genç kadın, emeklilerin ihtiyaçlarını karşılamak için bir bütçe olmadığını, halkın değil sarayın bütçesi olduğunu bir kez daha gösterdi” şeklinde konuştu.
‘ŞUANKİ VAKA SAYISI DA GERÇEK DEĞİL’
İktidarın pandemi sürecini yönetemediğini vurgulayan Oluç, şöyle devam etti: “Dünyada herhalde bir tek bu iktidarın aklına geldi. Yalan rakamlarla, sahte rakamlarla, bir algı yönetimi ile salgını yönetebileceklerini düşündüler. Dünyada başka hiç kimsenin aklına gelmedi bu kadar irrasyonel, akıldışı bir tutum. Ama Türkiye’de iktidar böyle yapabiliriz diye düşündü. Ortaya çıkan tabloyu halkımız izliyor. Dünya sıralamasında 24 sırada iken birden ilk üçe girdi. Üstelik TTB’nin verilerine göre biliyoruz ki şu anda açıklanan 31-32 bin bandındaki vaka sayısı da gerçek değil. Daha yüksek bir rakamla karşı karşıyayız. Büyükşehir belediyelerinin rakamlarından da biliyoruz ki pandemiden dolayı yaşanan ölüm rakamları sahte ve doğru değil. Yani pandemi yönetimindeki fiyaskolar aynen devam ediyor.”
‘TTB VE SES HAKLI ÇIKTI’
Bugüne kadar aşı konusunda büyük “fiyasko” yaşandığını ifade eden Oluç, “Çünkü bu iktidarın halk sağlığı, toplum sağlığı gibi bir derdi yok. Bakın hastaneler son derece yüklü vaziyetteler. Özellikle büyükşehirler başta olmak üzere yoğun bakımlar tıkanmış durumda. TTB yaptığı bütün uyarılarda haklı çıktı. SES yaptığı tüm açıklamalarda haklı çıktı. Ama onlar gerçekleri açıkladıkları için bu iktidarın hedef tahtasına oturturdular, hain ilan edildiler, kapatılma tehdidi ile karşı karşıya kaldılar. Neden? Çünkü iktidarın pandemi yalanlarına itiraz ettiler ve gerçekleri açıkladılar. Çin aşısı eğer Türkiye’ye getirilip kullanılacak olursa ihtiyaca cevap vermeyecektir. Çin aşısının koruyucu olup olmadığı henüz bilinmiyor. Sonuçları olumlu çıkarsa elbette bütün test farzları tamamlanırsa Türkiye’de de uygulanmalıdır. Ama bunun böyle olup olmadığı henüz belli değildir. DSÖ tarafından da teyit edilmemiş bir durumdur. 11 Aralık’ta sağlık çalışanlarına aşı yapılacak denilmişti ama bugün 2 Aralık ortada bir şey yok” ifadelerinde bulundu.
‘BİNE YAKIN KİŞİ GÖZALTINA ALINDI’
HDP’lilere dönük gözaltı furyasının devam ettiğini belirten Oluç, son iki haftada bine yakın insanın gözaltına alındığını ifade etti. Gözaltına alınanlar arasında koronavirüse yakalananların da olduğunu sözlerine ekleyen Oluç, şunları söyledi: “Bu gözaltılar tamamen hukuksuzdur. Demokratik siyaseti sürdürenlere yönelik gözaltılardır, bunları kınıyoruz. HDP'nin çalışmasını engellemek için, HDP'nin siyasi faaliyetlerini engellemek için yapılan gözaltılardır. En son dün Şırnak'ta gözaltılar yapıldı. Daha önce 2 hafta içinde yapılanlara bunlar da eklendi. Şırnak, İçişleri Bakanlığı ve iktidarın özel olarak seçtiği bir yer. Her türlü seçim hilesini Şırnak'ta gerçekleştirdiler, seçmen kaydırdılar. Bunu zamanında belgeleriyle ortaya koyduk. Bu yetmedi, Şırnak ve ilçelerine kayyım atadılar, belediyelere el koydular, seçmen iradesini gasp ettiler. Bütün amaçları HDP'nin siyasi faaliyetini sürdürmesini engellemektir. İktidarın gündemi hala operasyonlardır, saldırılardır, HDP'yi tasfiye etme çabalarıdır.
‘POLİSLER KESİLEN CEZALARDAN PRİM ALIYOR’
Yıl sonu yaklaşırken biliyorsunuz polisler ne kadar ceza keserlerse, kesilen cezalardan prim alıyorlar. Demek ki şimdi savcılar da yıl sonu gelirken 'ne kadar çok gözaltı yaparsak o kadar çok terfi şansına sahip oluruz' anlayışına kendilerini kaptırmışlar. Hızla gözaltı yapmaya devam ediyorlar. Gözaltı ve tutuklamalarla HDP'nin siyasi faaliyetlerini engelleyemezsiniz. HDP'nin demokratik siyasetteki kararlılığını ve taviz vermez tutumunu değiştiremezsiniz. Ne kadar gözaltı ve tutuklama yaparsanız yapın HDP Kürt halkı başta olmak üzere tüm bileşenler, ittifaklarıyla, Türkiye demokrasi güçleriyle beraber demokrasi, özgürlük, adalet, barış mücadelesini sürdürmeye devam edecektir.”