Memur ve memur emeklilerinin toplu sözleşme görüşmeleri başladı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "7. Dönem Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmesi çalışmalarımızı, tarafları optimal düzeyde memnun edecek şekilde sonuçlandırmayı hedefliyoruz." dedi.
Işıkhan, yaklaşık 4 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisinin, 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinin, Bakanlığın ev sahipliğinde yapılan ilk toplantısına katıldı.
Toplantının açılış konuşmasında, müzakerelerin ve sürecin hayırlı olması dileğinde bulunan Işıkhan, şunları söyledi:
"Bildiğiniz gibi 2019'da başlayan Kovid-19 salgını tüm dünya ile birlikte ülkemizi de ekonomik ve sosyal yönden olumsuz etkilemiştir. Salgın döneminde kamu görevlilerinin çalışma saatlerinde esneklik sağlayarak uzaktan çalışmalarına imkan sağladık. Kısa çalışma ödeneği ile çalışanlarımızı ekonomik anlamda destekledik. Sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere kamu çalışanlarının fedakar gayretleriyle yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ülkemize sağ salim getirilmesi, yine salgın döneminde tedavi imkanı sunulmayarak ölüme terk edilen kardeşlerimizin, ülkelerine, anavatanlarına, ambulans uçaklarla taşınarak tek kişilik odalarda tedavi ettirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin gücünü, etkinliğini ve vatandaşına verdiği değeri göstermektedir. Kriz olarak değerlendirilen salgın dönemi ve sonrasında sağlık ve sosyal güvenlik altyapımızın ne kadar güçlü olduğunu da test etme fırsatımız oldu."
Vedat Işıkhan, Kovid-19 salgınının ortadan kalkmasının ardından Türkiye'nin Kahramanmaraş merkezli depremlerle sarsıldığını anımsatarak, devletin, 11 ilde dört bir koldan derhal harekete geçip, deprem nedeniyle yıkılan, zarar gören tüm altyapı ve üstyapıyı depreme dayanıklı ve uygun şartlarda yeniden inşa etmek üzere harekete geçtiğini anlattı.
Toparlanma ve normalleşme sürecine, kısa sürede uyum sağladıklarını kaydeden Işıkhan, "Ancak bunu kamu çalışanlarımızla, devletin vatandaşa hizmet götüren sizin gibi kardeşlerimizle başardık." diye konuştu.
Kamu personeli ve kamu personel sisteminin, ülkenin kalkınma ve büyümesindeki rolünün son derece önemli olduğunu vurgulayan Işıkhan, bu doğrultuda eğitim, sağlık, adalet, güvenlik, din hizmetleri ve diğer kamusal alanlardaki kamu personel sayısını artırdıklarını belirtti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan, kamu çalışanlarını enflasyona ezdirmediklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Birlikte yönetim anlayışıyla karar mekanizmalarında daha fazla kamu personelinin yer almasını sağladık. Hükümetlerimizin iktidara geldiği 2002'de 2,5 milyon olan kamu personelimizin sayısı, bugün yaklaşık 5 milyon
Bakan Işıkhan, en düşük devlet memuru maaşında yapılan artışa da değinerek, "Son dönemde ise kamu görevlilerimizin aylık ve ücretlerinde toplu sözleşmede öngörülen aylık katsayı artışı ve enflasyon farkı ile yüzde 17,55 olan artışa ilaveten seyyanen net 8 bin 77 liralık refah payı artışı yaptık. 2002 yılında 392 lira olan en düşük memur maaşını reel olarak yüzde 266 artışla 22 bin 17 liraya çıkardık. En düşük devlet memuru maaşını temmuz ayında yüzde 86 oranında, 2023 yılında kümülatif olarak yüzde 141 arttırdık. Böylece, çalışan kesimi enflasyona ezdirmediğimiz gibi refah artışından ciddi oranda bir pay vermiş bulunuyoruz." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, geleceğin güçlü, müreffeh Türkiye'sini kamu görevlileri ile inşa edeceklerini dile getiren Işıkhan, "Çağımızın modern insan kaynakları yönetimlerinin kamu personel sistemimizde de hayata geçirilmesi, ileri demokrasilerin katılımcı bir yönetim anlayışının vazgeçilmez unsuru olan sosyal diyalog mekanizmalarının işletilmesi, bizim için çok önemlidir." görüşünü paylaştı.
Sendikaları, sosyal taraf olarak değil, sosyal ortak olarak gördüklerini aktaran Işıkhan, "Ülkemizi büyütmek ve refahını artırmak için sizlerle birlikte çalışıyoruz. Bu anlamda çalışma hayatımızın en önemli aktörlerinden biri olan kamu görevlileri sendikaları ve konfederasyonlarıyla yapacağımız, 7. Dönem Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmesi çalışmalarımızı, tarafları optimal düzeyde memnun edecek şekilde sonuçlandırmayı hedefliyoruz." sözlerini sarf etti.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi görüşmelerinin uzlaşmayla tamamlanacağına ve tekliflerinin kabul göreceğine inandığını söyledi.
Yalçın, memur ve memur emeklilerinin 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığındaki ilk toplantının açılışında konuştu.
Kamu görevlilerinin ve memur emeklilerinin yüksek enflasyonun olumsuz etkilerini yaşadığını belirten Yalçın, kamu görevlileri ve sabit gelirlilerin 6 ayda bir gerçekleştirilen ücret artışıyla ayakta durmasına göz yummanın Türkiye'nin büyüklüğüne ve gücüne yakışmadığını ifade etti.
Orta Vadeli Programda enflasyonun, bu yıl yüzde 24,9 ve 2024 yılı için yüzde 13,8 öngörüldüğünü anımsatan Yalçın, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının enflasyon tahminini, bu yıl için yüzde 58, 2024 yılı için yüzde 33 olarak yukarı yönlü güncellediğine dikkati çekti.
Ali Yalçın, 2021 yılının Ağustos ayında 8 lira 30 kuruş seviyelerinde olan dolar kurunun yüzde 225 artışla bugün 27 lira seviyesine, 490 lira düzeyinde olan gram altının ise yüzde 250 artışla 1700 liraya yükseldiğini belirterek, son bir aylık süreçte akaryakıta yüzde 40'ın üzerinde gelen zammın piyasaya yansıyacağı ve taşıma maliyetinin enflasyonu güçlü şekilde tetikleyeceğinin unutulmaması gerektiğini vurguladı.
MTV, KDV, ÖTV gibi vergilerdeki artışların masanın sorumluluklarını artırdığını dile getiren Yalçın, temmuzdaki düzenlemeyle düşük yüzdelik, yüksek seyyanen artışın, ücret dengesini bozduğunu, ek ders, nöbet ücreti ve diğer katsayılara bağlı olarak ödenen kalemleri de olumsuz etkilediğini ifade etti.
Yalçın, temmuz ayı enflasyon rakamının, en yüksek aylık enflasyon oranı olarak çıkacağına kesin gözle bakıldığını belirterek, iki gün sonra açıklanacak temmuz ayı enflasyon rakamlarının sadece emekçilerin değil, kamu işverenin de gündemi olması gerektiğini kaydetti.
Öngörülebilirliğin zorlaştığı bir süreçte toplu sözleşme masasına oturduklarını dile getiren Yalçın, "Tam bu noktada toplu sözleşme masası, eksikliklerin ve eşitsizliklerin giderilmesi, emeğin hakkının verilmesi için en etkili mekanizmadır. Sosyal tarafları devre dışı bırakarak toplu sözleşme masası dışında yapılan ara düzenlemeler, kamudaki ücret dengesini baypas etmiştir. Bu eşitsizliklerin ve çarpık uygulamaların telafisi, 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşme masasında giderilmelidir." dedi.
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, emeğin değerinden tasarruf olmayacağını, emekçinin alın terinden artırılanlarla bütçenin büyümeyeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Tutmayan hesapların maliyetini kamu görevlilerinin sırtına yüklemek Türkiye'nin vizyonuyla da misyonuyla da uyuşmaz. Günün sonunda, 'Memur-Sen haklıydı' gerçeğini bir kez daha tekrarlamamak için işi doğru tamamlamak ve eksiksiz uygulamak gerekiyor. Bu noktada, tutmayan hedeflerin, gerçekleşmeyen beklentilerin ve gerçeği yansıtmayan tahminlerin yerine hepimiz menzili doğru belirlemek için doğru rakamları, gerçek oranları ve cüzdanlarımıza yansıyan fiyatları dikkate almalıyız. Teklifimizin gerekçesi daha önce ifade etmiş olduğum verilerin ve 2024 yılına ilişkin beklentilerin temelinde yatmaktadır."
Bu sebeple kayıpları en aza indirmek için 2024'te maaş/ücret artışlarının üçer aylık dönemlerle yansıtılmasını teklif ettiklerini hatırlatan Yalçın, bu tekliflerinin haklılığı ve makuliyetinin kamu görevlilerince takdir edildiğini söyledi.
Sözleşme masasında genel hükümler bakımından 129, hizmet kollarıyla ilgili toplam 936 teklifi görüşeceklerini bildiren Ali Yalçın, şunları kaydetti:
"Bu toplu sözleşmenin Hakem Kuruluna gidilmeden, uzlaşma ile tamamlanacağına, tekliflerimizin kabul göreceğine ve Türkiye Yüzyılı'nın, emeğin yüzyılı olacağına inanıyorum. Görüşülen tekliflerin, uzlaşılan ve uzlaşılmayan maddelerin her bir hizmet kolu ve genel hükümlerin ayrı ayrı tutanak halinde tutulması, emek örgütü olarak bizlerin garanti belgesidir. Bu konuda, heyet temsilcilerinden oluşan bir ekibin kurulmasına yönelik olumlu adım bekliyoruz. Bu ekip, öncelikle çalışma takvimini ortak belirlemek suretiyle uzlaşılan veya uzlaşılamayan tekliflere ilişkin toplantı tutanağına yönelik hazırlık yapmalıdır."
Türkiye Kamu-Sen ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyeleri memur ve memur emeklisinin 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi'ne ilişkin görüşlerini kamuoyuyla paylaştı.
Kahveci, Türkiye Kamu-Sen olarak birinci altı ay için yüzde 40 artış istediklerini bildirerek, şöyle konuştu:
"Bu yüzde 40'la beraber yüzde 10'luk refah payı ilave edilmesini talep ediyoruz. İkinci altı ay için de yüzde 30'luk bir artış talep ediyoruz. Tabii ki bu yıla yönelik taleplerimizin toplamının kümülatifi yüzde 100,2'ye tekabül ediyor. 2025 yılı için ise birinci altı aya yüzde 20, ikinci altı aya yüzde 20, artı birinci altı aylık yüzde 20'lik zam yapıldıktan sonra yüzde 10 refah payı talep ediyoruz.
Taleplerimiz gerçekleşirse 2024 yılı itibarıyla ocak temmuz arasında en düşük devlet memuru maaşı 32 bin 148 lira olacak. Yıl sonu itibarıyla da yani temmuz-aralık dönemi itibarıyla 41 bin liraya ulaşacak."
Kahveci, yoksulluk sınırının 35 bin liranın üzerine çıktığını ifade ederek, "Bu ücret taleplerimiz karşılık bulduğu zaman ortalama memur maaşı 38 bin 578 lira, yıl sonu itibarıyla da 50 bin 152 liraya yükselecek." diye konuştu.
Yeni göreve başlayan bekar bir memurun maaşının da 22 bin liraya tamamlanmasını beklediklerini belirten Kahveci, enflasyon farkının her ay memur maaşlarına, emeklilerin maaşlarına yansıtılmasını, lojmanda oturmayan tüm kamu çalışanlarına 7 bin 851 lira aylık kira yardımı yapılmasını, nöbet, ek ders, fazla çalışma ücretlerinin artırılmasını talep etti.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik de enflasyonun her geçen gün arttığını ifade ederek, "Sayın Maliye Bakanı'nın ifade ettiği gibi emekçilere yoksullara ve işçilere bir kemer sıkma politikasının neo-liberal politikaların daha fazla dayatılacağı bir döneme girmek üzereyiz. Biz bu politikalara teslim olmayacağız." diye konuştu.
Bozgeyik, kamu emekçilerin sorunlarına değinerek, şunları kaydetti:
"Toplu sözleşme masasında özelleştirmenin durdurulması ve kamusal hizmetlerin güçlendirilmesi noktasındaki taleplerimizi ifade edeceğiz. Özellikle kamu-özel işbirliği projeleriyle şehir hastanelerine, köprülere, tünellere aktarılan kaynaklarımızın durdurularak buraların kamulaştırılması ve kamu emekçilerinin de yönetimde söz ve karar sahibi olduğu yeni bir çalışma yaşamının inşa edilmesi ile ilgili taleplerimizi ileteceğiz."
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, memur ve memur emeklilerinin 2024-2025 yıllarındaki mali ve sosyal haklarının belirleneceği 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında yapılan ilk toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Toplantıda genel olarak tekliflerine ilişkin bir çerçeve çizildiğini belirten Yalçın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın, 3600 ek gösterge düzenlemesinde eksik kalan birinci dereceye yükselmiş tüm kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verilmesine ilişkin düzenlemenin yasal metnine çalıştıklarını söylediğini aktardı.
Yalçın, bu sözün toplu sözleşme metnine geçeceğine inandığını belirterek bunun olmaması halinde sözün boşlukta kalacağını ifade etti.
Görüşmelerin yoğun bir tempoda geçeceğini dile getiren Yalçın, bir aylık zaman diliminin yeterli olmadığını ve bu sürede görüşmelerin bitirilecek olmasının en büyük dezavantaj olduğunu kaydetti.
Yalçın, toplantıya ilişkin "Ekonominin sabit gelirliler üzerindeki durumunun özet tablosunu geçtik. 2024 yılı için beklenen enflasyon ve ekonomik verilerin, özellikle Merkez Bankasının güncellemelerinin altını çizdik. Enflasyonist ortam dikkate alındığında tekliflerimizin abartılı olmadığını ve mütevazı teklifler olduğunun görüleceğini bir kez daha ifade ettik." diye konuştu.
Perşembe günü temmuz ayı enflasyonunun açıklanacağını anımsatan Yalçın, açıklanacak enflasyonun, bu konudaki beklentilerinin makuliyetini teyit edeceğine inandığını dile getirdi.
Toplantıda, kamu personel sisteminde bozulan ücret skalasına özellikle dikkat çektiklerini bildiren Yalçın, toplu sözleşmeyi baypas edip Meclis'ten çıkarılan tekil, özel düzenlemelerin toplu sözleşmeyi hükümsüzleştirdiğini ve kamu personel sistemini içinden çıkılmaz hale getirdiğini söyledi.
Yalçın, çalışanlar arasındaki ücret makasının kapatılması ve gelir adaletinin sağlanması konusunda toplu sözleşmeyi bir fırsat olarak gördüklerini kaydetti.
Toplu sözleşmenin tam da bunun çözüm noktası olduğunu kaydeden Yalçın, Türkiye'nin, kamu görevlilerine verilen ücret artışlarını külfet olarak görmeyecek büyüklükte olduğunu söyledi.
Yalçın, toplu sözleşme görüşmelerine ilişkin taslak takvimi netleştirdiklerini belirterek şunları kaydetti:
"Bugün başlamış olduk. Süreç, hizmet kollarına ilişkin toplu sözleşme tekliflerinin tasnifiyle devam edecek, daha sonra genele ilişkin tekliflerin tasnifiyle ilerleyecek. 14 Ağustos Pazartesi günü heyet, geniş olarak bugünkü gibi tekrar bir araya gelecek ve kamu işveren heyeti teklifini sunmuş olacak. Devamında yine hizmet koluna ve genele ilişkin müzakereler muhataplarıyla sürecek. 17 Ağustos Perşembe günü ikinci bir toplantı yapılacak ve yeni teklifler bekliyoruz. Orada da gene geniş bir şekilde tüm heyet bir araya gelmiş olacak. Peşinden müzakere süreci sürecek ve 21 Ağustos Pazartesi günü bu anlamda sürecin nihayete ereceği, 22 Ağustos Salı günü ise sürecin mutabakatla sonuçlanıp sonuçlanmayacağı konusunun netleşeceği bir zemin olacak. Peşinden 23 ila 25'i arasında eğer konu mutabakatsızlıkla sonuçlanırsa Hakem'e kalırsa Konfederasyonun ve ilgili sendikaların 3 günlük düşünme süreci olacak. Peşinden başvuru süreci tamamlanmış olacak ve 26-31 Ağustos arasında da Kamu Görevlileri Hakem Kurulu eğer kendisine görev düşecekse o görevi yerine getirecek ve 31 Ağustos itibarıyla toplu sözleşme süreci tamamlanmış olacak."
Sürecin hayırlara vesile olmasını temenni eden Yalçın, enflasyonist ortamda kamu görevlilerini ayakta tutacak bir toplu sözleşmeyle bu sürecin bitmesini arzu ettiklerini söyledi.
un üzerine çıkmış bulunmaktadır. Sadece niceliksel değil, niteliksel olarak da hem kamu personel sistemimizi hem de kamu personelimizi geliştirmeyi hedefledik. İktidara geldiğimiz günden bu yana milli gelir artışıyla birlikte bütçeden kamu görevlilerine ayırdığımız payı da artırdık. 2002'de toplam personel giderlerinin bütçe içindeki payı yüzde 18 iken, bugün bu rakam yüzde 27'yi aşmış durumdadır."