Küresel tıbbi cihaz pazarının büyüklüğünün 2030'a kadar 800 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor
Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir, tıbbi cihaz sektörünün küresel pazar büyüklüğünün 2030'a kadar 799,67 milyar dolara çıkacağının tahmin edildiğini söyledi.
Demir, AA muhabirine, tıbbi cihaz sektörünün sadece sağlık kesimi için değil, ekonomi için de önem taşıdığını söyledi.
Sektörün, binlerce kişiye istihdam imkanı sunduğunu ve küresel pazar büyüklüğünün 2022 yılında 512,29 milyar dolar olduğunu belirten Demir, bu rakamın 2030'a kadar 799,67 milyar dolara çıkacağının tahmin edildiğini kaydetti.
Demir, Kovid-19 salgınının başlangıcında basit tıbbi ürünlere erişimin zorlaştığını ve bu durumun tıbbi cihaz stratejisi oluşturmanın önemini gösterdiğini belirtti.
Türkiye'nin salgın sürecini diğer ülkelere kıyasla daha iyi yönettiğine dikkati çeken Demir, "Yoğun bakım ürünleri üretimi ve tedarikinde sektör, dinamik hareket ederek güçlü işbirlikleri ile önemli adımlar atmış ve bu ürünler diğer ülkelere de ihraç edilmiştir. Bu sayede ülkeye döviz girdisi ve ekonomiye önemli katkılar sağlanmıştır. Biz de sektör temsilcileri olarak bu gelişmeleri yakından takip ediyor ve gerekli adımları atarak, Türkiye'nin tıbbi cihaz sektöründeki gücünü artırmak için çalışıyoruz." dedi.
Demir, Türkiye tıbbi cihaz pazarının ise dünya pazarı ile paralel şekilde büyüdüğünü ifade ederek, "Dünya pazarında yüzde 0,85 paya sahip olan Türkiye, bu payı artırmak için yerli üretime, AR-GE yatırımlarına, inovasyona ve ihracata önem vermelidir." diye konuştu.
Ülkenin, nitelikli iş gücü, stratejik coğrafi konum ve gelişmiş üretim altyapısı ile önemli avantajlara sahip olduğunun altını çizen Demir, Türkiye'nin sektörde robotik fizyoterapi aletleri, göz içi lensler, biyobozunur implantlar gibi katma değeri yüksek ürünler ile öne çıktığını söyledi.
Demir, Türkiye'nin, sağlık endüstrisindeki rekabetçi gücünü artırmak için sektörün finansmana erişiminin kolaylaştırılması, finansman maliyetinin düşürülmesi, sağlığa ayrılan bütçenin artırılması ve piyasadaki kalite ve fiyat algısını bozan ürünlerin ülkeye girmesinin engellenmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye'nin tıbbi cihaz ihracatında önemli bir yere sahip olduğuna da dikkati çeken Demir, Almanya, ABD, Fransa, Hollanda ve İtalya'nın ihracatta öne çıkan ülkeler olduğunu belirtti.
Demir, bu ülkelerin dışında Irak, İspanya, Belçika, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya'nın önemli pazarlar arasında yer aldığını dile getirerek, "CE mevzuatı ile tam uyumlu olduğumuz için Avrupa Birliği (AB) gibi gelişmiş pazarlarda Türk malı kendisine yer bulabiliyor. Türk Cumhuriyetleri ve uzak ülkelerdeki varlığımızı geliştirmek de hedeflerimiz arasında." dedi.
Vergi indirimleri ve finansman imkanları gibi teşviklerin, Türkiye'nin, bu alanda, dünya pazarındaki payını artırmasına ve girişimciliğin gelişmesine katkıda bulunacağını dile getiren Demir, şöyle konuştu:
"Sağlığa ayrılan bütçenin artırılması ve bütçe içinde tıbbi cihazların payının da yükseltilmesi, yeni ürünlerin geliştirilmesine ve üretilmesine katkıda bulunacaktır. Ödemelerin, sözleşme vadelerinde yapılması kamu maliyesi ve sektörün kaynak planlaması açısından da çok önemlidir. Bu şekilde sağlık sektöründe yeni yatırımlar ve yenilikçi ürünlere uygun bir zemin oluşturabiliriz."
Son dönemde sağlık sektöründe teşhis, tedavi ve hasta takibinde önemli gelişmelerin yaşandığını da vurgulayan Demir, şunları kaydetti:
"Yapay zeka tıbbi görüntülerin analizinden ilaç geliştirmeye ve kişiselleştirilmiş tedavi planları oluşturmaya kadar birçok alanda kullanılıyor. Robotik cerrahi daha hassas ameliyatlar yapılmasını sağlıyor. Sanal gerçeklik hastalara ameliyat öncesi eğitim ve simülasyonlar sunmak için kullanılıyor. Artırılmış gerçeklik ise cerrahlara ameliyat sırasında ek bilgiler ve rehberlik sağlayarak ameliyatların daha güvenli ve başarılı geçmesine katkı sunuyor. Bu yeni teknolojilerin sağlık endüstrisini topyekün değiştireceği aşikar. Türkiye de bu teknoloji yarışında hiç de kötü bir başlangıç yapmadı. Sağlıkta yapay zeka kullanımı açısından bakıldığında Türkiye, çok ileride. Umuyoruz, bu rekabetçi üstünlüğümüzü kaybetmeden, küresel çapta, güçlü sağlık teknolojisi şirketlerinin adını duyacağız."