Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan ve Zayed'e: Satarsanız burnunuzdan getiririm
Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Birleşik Arap Emirlikleri veliaht prensi Muhammed bin Zayed'e seslendi: "HAVELSAN'ı, ROKETSAN'ı, ASELSAN'ı satarsanız fitil fitil burnunuzdan getiririm."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ekonomi için 5 maddelik çağrı yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Birleşik Arap Emirlikleri veliaht prensi Muhammed bin Zayed'e, "Ordunun HAVELSAN'ına, ROKETSAN'ına ASELSAN'ına el koyarsanız, satarsanız fitil fitil burnunuzdan getiririm" diye seslenen Kılıçdaroğlu, konuşmasına geçirdiği trafik kazası sonrası vefat eden Sivas İmranlı Belediye Başkanı Murat Açıl ve hastalığı nedeniyle vefat eden Galatasaray eski Başkanı Mustafa Cengiz için başsağlığı dileyerek başladı.
Tahir Elçi'nin vefat yıldönümünü de hatırlatan Kılıçdaroğlu, "O bir barış elçisiydi. Kendisinin ailesiyle görüştüm, arkadaşlarım da olayı yakından izliyorlar. Kendisini saygıyla anmak hepimizin ortak görevi olmalı" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
UMUDU YEŞERTMEK ZORUNDAYIZ: Ekonominin içinde olduğu durumu sadece televizyon ekranlarından değil alandan da gözlüyoruz. Türkiye genelinde bütün arkadaşlarım çaba harcıyorlar. Türkiye coğrafyasının her bölgesine gidiyorlar, vatandaşı dinliyorlar. Çözümlerimizi de anlatıyorlar. Bütün il başkanları, ilçe başkanları, kadın kolları, gençlik kollarından ortak talebim söylediğimiz sözleri gittiğiniz her yerde dillendireceksiniz. Ortak bir ses Türkiye coğrafyasında yankılanmalı. Biz çözümlerimizi anlatmak zorundayız. Umutsuzluğu değil umudu yeşertmek zorundayız. 'Biz Türkiye'nin bütün sorunlarını çözmeye hazırız' diyeceksiniz.
HER HAFTA ARTAN FİYATLARIN DIŞ GÜÇLERLE NE İLGİSİ VAR: Ciddi bir sorun ekonomideki sorun. Mutfaklarda yangın olduğunu hepimiz biliyoruz. 30 milletvekili arkadaşımız Nevşehir'e gitti. Bir anne, 'Kapı kapı para dileniyorum. Aylardır pazar yüzü görmedim. Çocuğumu kurtarın. Hurda topluyorum. Millet öldü öldü. Yokluk, yokluk, yokluk' diyor. Saray duyar mı, duyamaz. Saray bunu anlamaz. 16 milletvekilimiz de Iğdır, Kars, Ardahan'a gittiler. Bir tekstilci, 'Bugüne kadar AK Partiye oy vermiştim. Artık oy vermeyeceğim. 15 liraya aldığım ipi artık 40 liraya alıyorum. Müşterinin alım gücü kalmamış' diyor. Her hafta artan fiyatların dış güçlerle ne alakası var? Biz daha işin başından itibaren, bu zamlar daha gelmeden öngörerek, 'Üst üste zamlar gelecek, üstelik bu zamlar her hafta olacak. Bir Kara Kış Fonu kurun en azından vatandaş zammı çok fazla hissetmesin. Bunu yaparsan senin oyun artar, niye bunu yapmıyorsun' dedim. Yapmadılar. TRT payını kaldırdılar asıl kaldırılması gereken KDV idi. Ben belediye başkanlarımıza çağrı yaptım. Bölgenizde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, muhtaç ailelere yardım edeceksiniz dedim.
ALTI AYDA BÜTÜN ÇARKLAR DÖNECEK: Allah nasip eder 'Geliyor gelmekte olan' iktidar olduğumuzda göreceksiniz bütün Türkiye'de ilk bir ay içinde herkes 'İyi oldu, güzel oldu. Bu memlekete huzur geldi' diyecek. Altı ayda bütün çarklar dönecek. Herkes üretecek, kazanacak. Ülke kazanacak. Bir çiftçimiz hapse girdi. İbrahim Kara. Tarım Kredi Kooperatifinden mazot ve gübre alıyor fakat parasını ödeyemiyor. Bankadan kredi çekiyor. Fakat yapılandırma istiyor, Ankara'ya geliyor yardım için. Otelde yakalanıyor. Taahhütü ihlal suçuyla tutuklanıyor. Avukatlar devreye giriyor ve hapisten çıkıyor. İbrahim Kara, 'Tarım Kredi Kooperatifi yüzde 71 faizle çiftçinin boğazını sıkmakta' diyor. Faizleri indireceğim diyorsun, kimin faizini indiriyorsun? Bir de çıkıyor 'Ben faize karşıyım' diyor. Bu ne? İbrahim Kara adına söylüyorum sen faize karşıysan esnafın, çiftçinin faiz borcunu sileceksin. Faizi indirdim diyorsun hangi faizi indirdin?
BU TEKLİFE HAYIR DİYENE OY VERMEYİN: Kadınların haklarını savunuyorum. Yüzde 50 cinsiyet kotası bakalım hangi parti destek verecek hangisi vermeyecek göreceğiz. Teklifte fermuar da var. Bir kadın bir erkek. Bizim kadın milletvekillerimiz bütün partilerin kadın milletvekilleri ile görüştüler. Şimdi ben sayıları 400'e yakın kadın sivil toplum örgütlerinin yöneticilerine sesleniyorum. Bugünü izleyin. Hayır derlerse, ret oyu verirlerse oy vermeyin kardeşim. Seçimde onlara ders vermek sizin en doğal hakkınız olacak.
BOŞ ENGELLİ KONTENJANLARI DEĞERLENDİRİLMİYOR: Eskişehir'den engelli kardeşlerimiz buradalar. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, bu kürsüden hemen hemen her hafta engelliler için sağlanan yüzde 3'lük kadronun kullanılması için dillendiririm. Boş kontenjanlar var ama değerlendirilmiyor. Atama yapılmıyor, boş tutuyorlar. Bütün engelli kardeşlerime şunu söylemek isterim. Hala gidip AK Partinin kapısını çalmayacaksın. Ya boş kadroları doldur ya da benden sana oy yok diyeceksin.
İŞÇİ SENDİKALARININ BİR ARAYA GELMESİ ÖNEMLİ: Türk-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK'in başkanları bir araya geldiler. Ortak bir amaç çerçevesinde bir bildiri yayımlamaları ve siyaset kurumunun harekete geçmesini istemeleri son derece demokratik bir yol. Üç konfederasyona destek veriyorum. Umuyoruz talepler yerine gelir. Takipçisi olmaya devam edeceğiz çünkü biz sosyal devleti savunan bir partiyiz. Halkın partisiyiz biz.
ERDOĞAN'A BEŞ MADDELİK ÇAĞRI: Ekonomide kurtuluş savaşını vermek... Şimdi sen ekonomide kurtuluş savaşı veriyorsun. İyi de bu savaşı verecek noktaya bu milleti kim getirdi? 19-20 yıldır bu memleketi bay Kemal mi yönetiyordu? 20 yılın sonunda geldin geldin 'Ekonomide Kurtuluş savaşı vereceğiz' dedin. Biz yine de sorumlu bir partinin genel başkanı olarak öneriler getireceğim. Beş madde sayacağım sana bunları yerine getir her türlü desteği vereceğiz. Amacımız vatandaş perişan olmasın.
1. Hemen Ekonomik Sosyal Konseyi topla. Dertlerini anlatacaklar sen de dinleyeceksin. Sonra oturacaksın çözümleri düşüneceksin. Bunu ilkokulu dahi bitirmemiş bir çocuğa sorun 'doğrudur' der. Çağır konuş.
En son Ekonomik Sosyal Konsey ne zaman toplandı? 5 Şubat 2009. Bir anayasal kurum işletilmiyor. Sen ekonomide kurtuluş savaşı vereceksen bu savaşı emeklisiyle, işçisiyle vermeyecek misin? Sen bunları siliyorsun defterden. Ben ülkesini, milletini seven bir kişi olarak sana öneri getiriyorum.
2. Hemen ve derhal bir genelge çıkaracaksın. Devlette israfa son veriyorum diyeceksin. Kim israf yaparsa, ben onun hesabını soracağım diyeceksin.
Bana 'Bir sorun bakalım helal, haram nedir' diyor. İsraf haramdır gayet açık ve net. Sen israfı savunuyorsun, ben israfa karşıyım. Sen benim samimiyetimi öğrenmek için kalbimi yarıp ona mı baktın? Ben samimiyim, ülkemi seviyorum. Haramdan çekinirim. Devleti yönetenin israftan kaçınması lazım. 'Benim 13 tane uçağım var 5'ini satıyorum. İsraftan kaçınacağım' diyeceksin. Neyinize yetmez bir araba? Araç saltanatına son vereceksin.
3. Sen gerçekten de ekonomide kurtuluş savaşı vereceksen dövizle verdiğin garantilerin tamamını Türk Lirasına çeviriyorum diyeceksin. Birileri itiraz eder, hiç korkma ve çekinme bu kardeşin senin yanında olacaktır. Öyle bir girdabın içine soktun ki bu memleketi... Vatandaş vergi veriyor, dolar garantili işlere girdin. Doğmamış çocuğu bile borçlandırıyorsun...
4. Adaletsizliklerden kaçınacaksın. 'Devletin dini adalettir ben bu ülkede adalete kim karşı çıkıyorsa karşısında beni bulacaktır. Mahkeme kararlarını kim uygulamıyorsa karşısına ben çıkacağım' diyeceksin. O zaman ben anlarım ki ekonomide gerçekten bir kurtuluş savaşı verecek.
Adaleti bile darmadağın ettiler. Adaleti sağlamak sadece mahkeme kararı uygulamak değil. Vatandaşın vergilerini nereye harcadın hepsini tek tek açıklayacaksın. Parayı ben ödeyeceğim o 'ticari sır' diyecek. Devletin milli sırrı olur, ticari sırrı olmaz.
Adalet öyle soylu bir kavram ki tarihten, inançlarımızdan, inanç önderlerimizden ders alacaksın. Hz. Ömer, şahsının işini yaparken kendi mumunu, devletin işlerini yaparken devletin mumunu yakıyor.
Devlet olarak diyeceksin ki, devlet milletine borçlu olmaz. Devlet olarak milletten bir şeyler alıyorsan ve zamanında ödemiyorsan orada adalet duygusu sarsılır. Devlete güven sarsılır.
5. Rüşvetçileri, yolsuzluk yapanları, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri devlet yönetiminden süratle uzaklaştıracaksın. Sen gerçekten ekonomide bir kurtuluş savaşı vermek istiyorsan devlette liyakati sağlayacaksın. Rüşvet alanları, yolsuzluk yapanları devlet yönetiminden ayıracaksın ve bunu millete taahhüt edeceksin. Bunu yapman ve samimi olman için şu ayda 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi kim? Çağıracaksın İçişleri Bakanı'nı 'Sen bizim rezil ettin. Kim bu her ay 10 bin dolar alan adam? Benim etrafımda gezenlerden birisi mi?' diyeceksin. Süratli bir şekilde rüşvet alıp da büyükelçi atadıklarını süratle geri çekeceksin.
Bu beş maddenin hiçbirisi yanlış değil. Vicdanı olan herkes, hangi partiden, hangi inançtan, kimlikten olursa olsun bir tek Allah'ın kulu yanlıştır diyemez. Bunları Erdoğan'ı çok sevdiğim için değil, ülkemi, insanımı sevdiğim için öneriyorum.
DAHA DÜNE KADAR 'ŞEREFSİZ' DİYORDUNUZ... Erdoğan bunları keşke yapabilseydi. Bunları yapmak yerine yolsuzluk yapanları, israfa, adaletsizliğe ortam hazırlayanları korur ve kollarsan söylediğin hiçbir şey doğru değil. Şimdi bir de kendisini güçlü kılmak için Milli Güvenlik Kurulu'nu bu işlere meze yapmaya başladı. Devletin en saygı kurumunu getirip kendi siyasi ikbalin için nasıl meze yaparsın? Hani askeri vesayet vardı ne oldu ona? Damadının söylediği bir söz onun hafızasında yer etmiş. 'Erdoğan aya 4 şeritli yol yapsa millet buna inanır' diyemezler artık bunu. Birleşik Arap Emirlikleri'nin veliaht prensi havaalanında karşılandı. İstiklal Marşları okundu daha düne kadar 'şerefsiz' diyordunuz. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti 15 Temmuz'u finanse edenleri, planlayanları kırmızı halıyla karşıladı. Buradan Erdoğan'a ve BAE veliaht prensine de söylüyorum. Ordunun HAVELSAN'ına, ROKETSAN'ına ASELSAN'ına el koyarsanız, satarsanız fitil fitil burnunuzdan getiririm.