Kılıçdaroğlu: Bir yandan 'Biz milliyetçiyiz' diyorlar, bir yandan TL'nin değerini pula döndürdüler

Kılıçdaroğlu: Bir yandan 'Biz milliyetçiyiz' diyorlar, bir yandan TL'nin değerini pula döndürdüler

Kılıçdaroğlu, Belediye Başkanları Çalıştayı'nda yaptığı konuşmada "El oğlundan aldığın dolarla 'Acaba ben doların değerini düşürür müyüm?' diye piyasaya para salacaksın'' dedi

Kayseri'de bir otelde düzenlenen "Belediye Başkanları Çalıştayı"nda konuşan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin çok zor koşullardan geçtiğini gördüklerini, kendilerinin taşıdığı karamsarlığı 84 milyonun taşıdığını söyledi.

İşçisi, çiftçisi, emeklisi, tüccarı, sanayicisi, ihracatçısı, ithalatçısı, turizmcisi ve emeklisiyle görüştüğünü, hepsinde aynı kaygı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, hepsinin ortak sorusunun "Nereye gidiyoruz? Ne olacak halimiz? Bir çıkış var mıdır?" olduğunu anlattı.

Kılıçdaroğlu, ayrıca bu grupların temsil ettiği odalarla, birliklerle, tepe yöneticileriyle de görüştüğünü anlatarak "Kaygı taşıyorlar, hele hele 'Ekonomi nereye gidecek?' diyorlar ve 'Bu endişeyi nasıl gidereceğiz?' diye soruyorlar. Görüştüğüm herkese şunu söylüyorum, 'Bizim ülkeyi nasıl kaliteli ve nitelikli yöneteceğimizi görmek istiyorsanız belediye başkanlarımızın uygulamalarına bakın.' Her bir belediye başkanımız kendi bölgesinde, bütün engellemelere rağmen başarılı bir performans sergiliyor. Biz bu performansı Türkiye genelinde genel yönetim olarak sergilemek istiyoruz. O zaman içlerine biraz su serpiliyor. Çözümün olduğunu görüyorlar" diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman bir devletin, bir kişinin iki dudağı arasına teslim edilmediğini öne süren Kılıçdaroğlu, var olan sistemin ülkeyi bu hale getirdiğini savundu.

Kılıçdaroğlu, geniş bir kucaklaşmayı, geniş bir helalleşmeyi bu topraklarda hayata geçirmek istediklerini dile getirerek "Eski kavgalardan arınarak daha güzel bir geleceğe, daha güvenli bir geleceğe ve hepimizin memnun olacağı bir geleceğe toplumu hazırlamaktır. Bu bizim görevimizdir, bütün vatanseverlerin görevidir. Kimliği, inancı ve yaşam tarzı ne olursa olsun hatta siyasi görüşü ne olursa olsun bütün vatanseverlerin ortak görüşü Türkiye'yi huzura kavuşturmaktır. Bu mücadeleyi yapacağız" ifadelerini kullandı.

Belediye başkanlarının önlerine engel çıkarıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, bu engellerin bazılarının yasa dışı olduğunu ancak başkanlarının çok güzel bir şey yaparak şikayet etmeden o engelleri aştıklarını anlattı. Kılıçdaroğlu, şikayetin arkasına saklanmanın aslında biraz beceriksizlik olduğunu dile getirerek "Ama şikayeti kararlılıkla yıkıp aşmak ve doğrudan halka ulaşmak, el sıkışmak, tokalaşmak bir güven unsurunun pekişmesine yol açıyor. Bu kararlılığı hep beraber sürdüreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Toplantıyı, bir tek belediye başkanları olmayan Kayseri'de yaptıklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, Anadolu'nun kalbi Kayseri'yi önemsediklerini anlattı.

-'Her şeye yağmur gibi zam geldi'

Kılıçdaroğlu, bu topraklarda hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemediklerini vurgulayarak şöyle devam etti:

"Zam furyası ile millet karşı karşıya kalırken çıkıp şuna söyledim, önümüzde bir kara kış gelecek. Her şeye yağmur gibi zam geldi. Ekmek fiyatlarından tutun her türlü besine kadar, bu millet nasıl geçinecek. İktidar sahiplerine çağrıda bulundum, 'Bir kara kış fonu kurun kardeşim, bu milleti perişan etmeyin.' dedim ama dinlemediler. Ama sizler olağanüstü bir çaba gösterdiniz. Bulunduğunuz beldede eğer bir çocuk yatağa aç giriyorsa şöyle düşüneceksiniz 'Benim çocuğum yatağa aç girdiğinde ben hangi duygularla karşılaşıyorsam, bir çocuk yatağa aç girdiğinde ben de aynı duygularla karşılaşacağım. Benim belediye başkanlığı yaptığım yerde hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemeyeceğim ve bunu asla ve asla sağlamayacağım.' Her çocuk yatağa tok girecek ve anne çocuğunu huzur içinde yatağa yatıracak. Her bir Cumhuriyet Halk Partisi başkanının temel görevi bu olmalıdır."

'Toplumun tamamını kucaklıyoruz'

Belediye başkanlarının kendisine toplu rakamları verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, 3 Kasım ile 17 Aralık arasında 80 bin 450 aileye nakdi yardım yapıldığını vurguladı. Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

"455 bin 630 aileye gıda yardımı yapılmış. 420 bin 580 aileye ısınma yardımı, 210 bin 420 öğrenciye eğitim ve kırtasiye yardımı, 290 bin 850 aileye ulaşım yardımı, 2 bin 562 ailenin elektrik faturası ödenmiş. 12 bin 144 ailenin su faturası karşılanmış. 3 Kasım ile 17 Aralık arasında 1 milyon 472 bin 636 aileye kara kış fonundan yardım yapıldı, bütün belediye başkanlarımız tarafından. Bunun toplamı 216 milyon 228 bin 320 lira. Onların yapamadıklarını yaptık. Önemli bir çalışmayı yapıyoruz. Bulunduğunuz beldede huzuru sağlıyorsunuz. Toplumsal barışı sağlıyorsunuz. Yine iktidar sahipleri duysunlar, belediye başkanlarımız bu yardımları yaparken 'a' partili, 'b' partili diye ayırmıyorlar. Belediye başkanlarımız bu yardımı yaparken kimsenin etnik kimliğine, yaşam tarzına, inancına bakmıyorlar. Biz onlar gibi değiliz, ayırımcı değiliz. Toplumun tamamını kucaklıyoruz. Yeni bir siyaset anlayışını, Ahi Evran'dan gelen, Yunus Emre'den gelen yeni bir insan sevgisi anlayışını bu topraklarda yeşertmeye çalışıyoruz."

Kılıçdaroğlu, ülkenin kötüye, devletin bütün kaynaklarının bir avuç insana gittiğini, adete 84 milyon insanın bir avuç insan için çalıştığını savundu.

"Adeta 5'li çete için çalışıyor" diyen Kılıçdaroğlu, 84 milyondan kesilen vergiler ve kaynakların büyük ölçüde buraya gittiğini öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, dün TBMM'de AK Parti ve MHP'nin oyları ile 2022 bütçesinin kabul edildiğini hatırlatarak şunları kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti tarihinin yoksuldan alıp zengine kaynak aktaran bir bütçesidir, bu bütçe. 84 milyonun dar bir kesime kaynak aktardığı bir bütçedir, bu bütçe. En büyük gelir transferini yapan, haksız gelir transferini yapan bir bütçedir. Gittiğim yerlerde bazen soruyorlar, 'Siz olsanız ne yapardınız?' Siz bize onu anlatın diyorlar.' Onu anlatayım, Allah'ın izniyle olacağız, Allah'ın izni ile bu ülkeyi yöneteceğiz. Adaletle, hakla ve hukukla yöneteceğiz. Ayrımcılık yapmayacağız."

Kılıçdaroğlu, "Parayı pul edeceksin, doları kontrol edemeyeceksin, el oğlundan aldığın dolarla 'Acaba ben doların değerini düşürür müyüm?' diye piyasaya para salacaksın, borç üstüne borç alacaksın, egemen güçler talimat verecek talimatını yapacaksın, sonra piyasaya çıkıp 'Ben milliyetçiyim.' diye gezeceksin, olmaz böyle milliyetçilik" dedi.

Bir toplumsal uzlaşmanın sağlanması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Onların yapamadığını yapacağız, 'Benim dediğim doğrudur.' anlayışından bu toplumu uzaklaştıracağız, bu anlayış olmaz. Benim dediğim değil, bizim dediğimiz doğrudur. Toplumsal kesimler var ve siyaset var. Sorunları çözecek olan siyaset kurumudur ama siyaset kurumları sorunları akılla, bilgiyle, birikimle ve istişareyle çözer. Dertlerini anlatacaklar, nasıl çözüleceğini anlatacağız, anlatmakla kalmayacağız karşı tarafı da ikna edeceğiz. Kayserili sanayici de esnaf da bunu böyle bilsin, dayatma kültürü olmaz siyasette. 'Akıl akıldan üstündür.' demiş atalarımız. Aynı kuralı uygulayacağız, önce onları dinleyeceğiz sonra çözümlerimizi sunacağız, tartışacağız, doğru yolu bulacağız."

'TL'yi erittiler'

Kılıçdaroğlu, devletin dayatma kültürüyle değil erdemle, akılla, adaletle yönetilebileceğini dile getirerek şunları söyledi:

"Ama yönetmeye kalkıyorlar ve Türkiye'yi bu hale getirdiler. TL'yi erittiler, milli paramız. Bir yandan kendilerine 'Biz milliyetçiyiz.' diyorlar, bir yandan TL'nin değerini pula döndürdüler. Bütün Kayserililere, tüm vatandaşlarımıza özellikle de kendilerini milliyetçi olarak tanımlayan ülkücü kardeşlerime sesleniyorum, milliyetçi arıyorsanız gelin kardeşim, CHP çatısı altındakilerin tamamının milliyetçi olduğunu göreceksiniz. Milliyetçilik vatanseverliktir. Bayrağını sevendir, parasını pul etmeyendir, egemen güçlerin karşısında diz çökmeyendir. Milliyetçilik kavramı sıradan bir kavram değildir ve hiç kimse unutmasın, 6 okumuzdan biri milliyetçiliktir. Parayı pul edeceksin, doları kontrol edemeyeceksin, el oğlundan aldığın dolarla 'Acaba ben doların değerini düşürür müyüm?' diye piyasaya para salacaksın, borç üstüne borç alacaksın, egemen güçler talimat verecek talimatını yapacaksın, sonra piyasaya çıkıp 'Ben milliyetçiyim.' diye gezeceksin, olmaz böyle milliyetçilik. Demek ki önce kendi vatandaşını dinleyeceksin sorunun nasıl çözüleceğini masaya yatıracaksın ve tartışacaksın."

Kılıçdaroğlu, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu gibi devletin bağımsız kurumları olduğunu, bunların başına liyakat sahibi insanlar getireceklerini, sıcak siyasetin buralara müdahale etmeyeceğini dile getirdi.

Esnafa, çiftçiye, sanayiciye seslenen Kılıçdaroğlu, "Banka yönetim kurulunda güreşçinin ne işi var Allah aşkına? Sizin kredi notunuzu bir güreşçi nasıl belirleyecek? İşi bitmiş siyasetçilerin, bankacılığın 'b' sini bilmeyen siyasetçilerin banka yönetim kurullarında ne işleri var? İki maaş alsınlar, üç maaş, dört maaş, beş maaş alsınlar diye mi? Sizin vicdanınız kabul ediyorsa gidin yine oy verin. 'Benim vicdanım kabul etmiyor' diyorsanız oyunuzun rengini değiştirmek zorundasınız. Türkiye'nin refahını ve huzurunu istiyorsanız oyunuzun rengini değiştirmek zorundasınız" ifadelerini kullandı.

Kamu İhale Kurumunu eleştiren Kılıçdaroğlu, "Uyduruktan bir kuruma dönüşmüş. Çağırıyorsunuz 'beşli çete'den birini, şu işi sana verdim diyorsunuz, ihale yok. Bizim belediye başkanlarımız Facebook üzerinden ihale yapınca onlar da 'Siz de Facebook üzerinden yayınlayın.' demeye başladılar. Sen tepeden o milyar dolarlık ihaleleri kimlere verdin, önce onları bir açıkla bakalım" dedi.

İsraf genelgesi

İsrafın haram olduğunu, devleti yönetenlerin israftan çekinmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Fakirin fukaranın hakkını neden yiyorsun, vatandaşın sana yatırım için ödediği vergileri niçin israf için harcıyorsun. Defalarca söyledim, 'Bir israf genelgesi çıkar, israfı yasakla' diye. Yasaklayamıyor çünkü genelge çıkarsa kendisine dokunacak. Eskiden bakanlıkların binaları vardı, şimdi büyük çoğunluğu kirada oturuyor. Yapmışlar güzel binaları, eskileri boşaltın, burada oturun. Niye, hangi gerekçeyle milletin vergisini oraya ödüyorsunuz?" ifadelerini kullandı.

Döviz garantili ihalelere değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milliyetçiyim diyorsunuz, milli paramız diyorsun, kardeşim işi alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, işin yapıldığı yer Türkiye, ihaleyi yapıyorsun dolar ya da avro. Güvence veriyorsun yine dolar ve avro ile bu da yetmiyor öyle bir düzen kurmuşlar ki şeytanın aklına gelmez. ABD'de enflasyon olursa o da buradaki fiyatlara yansıyor, AB'de enflasyon olursa onlar da bu fiyata yansıyor, şeytanın aklına gelir mi? Zaten dolarla vermişsin, istediğin adama vermişsin, zaten güvenceyi de dolarla vermişsin, o ülkenin enflasyonunu 84 milyon insanın sırtına nasıl yıkıyorsun, ya hangi vicdanla, hangi ahlakla, hangi yasal düzenlemeyle. Söz verdim bunların tamamını bitireceğim, 'beşli çete'yi de bitireceğim. Tamamını TL'ye çevireceğim. Devletin saydam, şeffaf olması lazım. Devlet dediğiniz kurum vatandaştan topladığı vergiyi harcar. Devleti yönetenler bunu yaparlar, devleti yöneten kişi kendi cebinden para vermez. Harcanan her kuruşun hesabını vermek zorundadır, biz bunu yapacağız, her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Görecekler Türkiye'nin nasıl büyüdüğünü, nasıl kalkındığını, nasıl ahlaki temeller üzerine yükseldiğini, adaletin nasıl geldiğini göstereceğiz. Sadece onlara değil, tüm dünyaya göstereceğiz bunu."

Etiketler : , ,
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.