İHD’den cezaevi raporu: İşkence ve kötü muamele devam ediyor
İHD Diyarbakır Şubesi Diyarbakır ve Elazığ cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere yönelik yaşanan hak ihlallerini rapor haline getirdi. İşkence veya kötü muamele uygulamalarının devam ettiği vurgulandı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Cezaevi Komisyonu, Diyarbakır ve Elazığ cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu kamuoyuyla paylaştı. Şube binasından açıklanan raporu İHD Genel Merkez Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Ercan Yılmaz okudu. Yılmaz, raporun ekim ayında cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler ile gerçekleştirilen görüşmeler doğrultusunda hazırlandığını söyledi.
Yılmaz, Diyarbakır ve Elazığ Kampüs Hapishanelerinde bulunan tutuklu, hükümlü ve mahpusların aileleri tarafından derneklerine cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair yoğun başvurular olduğuna dikkat çekti.
RAPOR BAŞVURULAR ÜZERİNE HAZIRLANDI
Raporun hazırlanış sürecini aktaran Yılmaz, “Başvurular üzerine derneğimiz hukuk ve hapishane komisyonu tarafından ilgili hapishanelere 27-28 Ekim 2021 tarihlerinde ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Diyarbakır ve Elazığ Kampüs hapishanelerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler ile gerçekleştirilen görüşmelerde kategorik konularda insan hakları ihlallerinin yaşandığı gündeme gelmiştir. Şubemiz hukuk ve hapishane komisyonu konuya dair inceleme ile tespit çalışmalarında bulunmuştur” dedi.
TESPİT EDİLEN İHLALLER
Yılmaz, cezaevlerinde yaptıkları görüşmeler sonucunda tespit ettikleri hak ihlallerini şöyle sıraladı:
“-Covid-19 salgını gerekçesiyle hapishanelerde sosyal ve kültürel etkinliklere izin verilmediği ya da sınırlı bir şekilde mahpuslara bu hakkın tanındığı tespit edilmiştir.
-Ziyaret edilen bazı hapishanelerde mahpusların işkence veya kötü muamele iddialarının inandırıcı ve detaylı bir şekilde tarafımıza aktarılması nedeniyle; işkence veya kötü muamele uygulamalarının hapishanelerde devam ettiği kanaatine ulaşılmıştır.
-Mahpusların sevk ve oda değişikliği taleplerinin gerekçesiz veya hukuka aykırı gerekçelerle reddedildiği daha önce de tarafımıza iletilen sorunlardan olup; bu sorunun halen devam ettiği gözlemlenmiştir.
-Mahpuslar hastane sevkleri ve muayene sırasında ‘çift kelepçe’ ve ‘ağız içi arama’ uygulamasıyla karşı karşıya kaldıklarını belirtmişlerdir.
-Koğuş aramaları sırasında infaz koruma memurlarının pandemi tedbirlerine uygun davranmadığını ve çoğu zaman hakaret v.b hukuka aykırı fiillere maruz bırakıldıklarını söylemişlerdir.
-Hapishanelerde Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan genelge gerekçesiyle mahpusların aileleri veya yakınlarıyla yaptıkları telefon görüşmelerinin kayıt altına alındığı tespit edilmiştir.
-İdari Gözlem ve Sınıflandırma Merkezi tarafından mahpusların ‘iyi halli’ olup olmadıkları yönünde hazırlanan raporların çoğu zaman hukuki dayanaktan yoksun; soyut gerekçelere dayandığı tespit edilmiştir. Bu nedenle birçok mahpusun infazlarının uzatıldığı tespit edilmiştir.
-Kürtçe yayınlanan gazete ve dergilerin hapishane idaresi tarafından mahpuslara verilmediği tarafımıza aktarılan sorunlardandır.
-Kurumlara veya kişilere gönderdikleri mektupların muhataba ulaşıp ulaşmadığı ile ilgili idarece bilgilendirilmediklerini; mektup içeriğinde diğer mahpuslarla ilgili isimlerin veya sorunların yer alması durumunda Adalet Bakanlığı tarafından hapishanelere gönderilen genelge gerekçe gösterilerek mektuplarının gönderilmediğini aktarmışlardır. Ayrıca mahpuslar, mektup ve fax ücretlerinde zam yapıldığını söylemişlerdir.
-Kapalı görüşlerde X-Ray cihazından geçen görüşmecilerinin birçok zorlukla karşılaştığını; bu durumun çoğu zaman kötü muamele yasağını ihlal ettiğini ve mahpusların görüşmecileri ile geçireceği süreyi kısalttığı heyetimizce tespit edilmiştir.
-Tıraş ve saç kesimi ile ilgilenen berberlerin çalışmasının pandemi gerekçesiyle idarece yasaklandığını ve makas gibi gereçlerin kendilerine verilmediğini belirtmişlerdir.
-Kapalı görüş süresinin halen 45 dakika olarak uygulandığını belirtmişlerdir. Daha önce yönetmelik ile kapalı görüş süresinin 1,5 saate kadar uzatılabileceği belirtilmiş olmasına rağmen hapishane idareleri takdir yetkilerini mahpusların aleyhine olacak şekilde kullandığı tespit edilmiştir.
-Kantinden aldıkları ürünlerin kalitesiz ve pahalı olduğunu aktarmışlardır.
-Farklı yargılamalardan hapishanede tutulan kişilerin yan yana odalarda tutulduğunu aktarmışlardır.
-Kadın mahpuslar idarece sağlanması gereken özel ihtiyaçlarından olan pedlerin kendilerine ücretsiz olarak verilmediğini; kantinde ise ped fiyatlarının piyasa değerinin çok üstünde olduğunu belirtmişlerdir."
İHLALLERE KARŞI ÖNLEM ALINMALI
Yılmaz, tespitleri okuduktan sonra önerileri de şöyle aktardı:
"Türkiye’deki infaz rejimi mevzuatının ve politikasının uluslararası insan hakları hukukuna ve özel olarak da mahpus haklarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Anayasa'nın 10. Maddesi ile güvence altına alınan eşitlik ilkesi ve AİHS’in 14. Maddesi'nde belirtilen ayrımcılık yasağı kuralına uygun yasal düzenlemeler yapılarak infaz sistemi, açık cezaevine geçiş koşulları ve denetimli serbestlikten faydalanma koşullarının tüm mahpusları için eşit hale getirilmesi gerekmektedir.
İşkence veya kötü muameleye maruz bırakıldıklarını detaylı bir şekilde iddia etmeleri karşısında; derhal etkin soruşturma işlemlerinin başlatılması ile hapishanelerde tutulan mahpuslara insan onuruna yaraşır bir muamele gösterilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda ‘İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolüne’ uygun şekilde ‘bağımsız’ ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet ediyoruz. Bazı hapishanelerde sürekli hale geldiği mahpuslar tarafından aktarılan işkence veya kötü muamele uygulamalarına karşı; Adalet Bakanlığı’nı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nu bu hapishanelerde inceleme yapmaya davet ediyoruz.
Sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Mahpuslara hastane sevkleri ve muayene sırasında uygulanan ‘çift kelepçe’ ve ‘ağız içi arama’ uygulamasından derhal vazgeçilmelidir. Özellikle hasta mahpusların tedavilerinin ivedi bir şekilde gerçekleştirilmesini ve hastalıklarından dolayı hapishanede yaşamını idame ettiremeyen ağır hasta mahpuslar başta olmak üzere bütün hasta mahpusların tahliyesi önündeki yasal ve diğer engellerin kaldırılması gerekmektedir.
Mahpuslara uygulanan tecrit ve izolasyonun derhal kaldırılması ve insani yaşam şartlarının oluşturulması gerekmektedir. Bu kapsamda pandepmi gerekçesiyle mahpusların sosyal ve kültürel ile diğer etkinlikleri hakkında verilen kısıtlama kararlarının kaldırılması gerekmektedir.
Mahpusların haber alma ve başkalarıyla iletişim kurma hakları kapsamında gazete ve dergi gibi yayınlarla ilgili idarece alınan kısıtlayıcı kararların derhal ortadan kaldırılması ile mektup ve fax gönderim ücretlerine yapılan zamların geri alınması gerekmektedir. Özellikle Kürtçe yayınlar ile ilgili hapishane idarelerinin ayrımcı uygulamaları mahpusların kültürel haklarının ihlali niteliğindedir.
Mahpusların ailelerinden uzak olan hapishanelerde tutulması ile sevk taleplerinin Adalet Bakanlığınca gerekçesiz olarak reddedilmesi ‘Aile hayatına saygı yükümlülüğünün’ ihlali niteliğindedir. Sevk taleplerinin AİHM ilkeleri ve yasal mevzuat hükümlerine göre değerlendirilmesi, mahpusların ailelerinin bulunduğu veya ailelerine yakın hapishanelere sevklerinin sağlanması gerekmektedir."