
İHD ve kayıp yakınları Naif Demir için adalet talep etti
İHD Hakkari ve kayıp yakınları, Yüksekova Sanat Sokağı’nda bir araya gelerek Naif Demir için adalet talebinde bulundu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkâri Şubesi ve kayıp yakınları, Naif Demir için Yüksekova Sanat Sokağı’nda adalet talep etti. Basın açıklamasına İHD üyeleri, kayıp yakınları, DEM Parti İlçe Eş Başkanı Ercan Sevmez ve ilçe örgütü katıldı.
Açıklamayı İHD Hakkâri Eş Başkanı Sibel Çapraz okudu. Çapraz, “Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü” diyerek başladığı konuşmasında şunları belirtti:
“Türkiye’de kadınları ötekileştiren, sömüren, katleden, yalnızlaştıran, evlatlarından ve sevdiklerinden eden sisteme, Mart 1995’te Cumartesi Anneleri oluşumu ile dur denilmek istendi. Cumartesi Annelerinin tam 30 yıldır insanlık onurunu ayakta tutmak için meydanlarda, sokaklarda, mahkeme salonlarında ve yetkililerin karşısında direndiğini ifade eden Çapraz, “Dünyanın bu en uzun soluklu direnişi, birçok yeni katliama, gözaltında kaybedilme suçuna ve en önemlisi insan yaşamının değersizleştirilmesine karşı bir tavır sergiledi ve bu tavır, günümüzde başarıya ulaştı”
Her ne kadar bu oluşuma karşı baskı ve hukuksuzluk duvarları yükseltilmek istense de annelerin onurlu duruşu karşısında kimsenin duramayacağını belirten Çapraz, “Bugün bu meydanda yan yana duran Cumartesi İnsanlarının dik duruşu bunun en büyük göstergesidir” dedi. Çapraz, sözlerine “Bizler, Cumartesi Annelerinin bizlere miras bıraktığı bu direngenliği daima yaşatacağımıza bugün bir kez daha söz veriyoruz” diyerek devam etti.
165. haftalarında, 6 Mart 1995’te Çukurca’da gözaltında kaybedilen Naif Demir için bir araya geldiklerini belirten Çapraz, Demir’in kaybedilme sürecine ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Demir ailesi, Hakkâri’nin Çukurca ilçesine bağlı Kayalık (Zavite) köyünde ikamet ediyordu. Naif Demir, dönemin Çukurca Jandarma Bölük Komutanı Yüzbaşı Bedrettin Konuk ile birlikte Federal Kürdistan Bölgesi’nden kaçak ürünler getirerek ticaret yapıyordu. Yüzbaşı Bedrettin Konuk, kazandıkları paradan Naif Demir’in payına düşeni uzun süre boyunca vermedi. Naif Demir, parasını almak için ısrar etmesine rağmen bir sonuç alamadı. Israrlardan sıkılan Yüzbaşı Bedrettin Konuk, 6 Mart 1995 tarihinde akşam saatlerinde Naif Demir’in gözaltına alınarak İlçe Jandarma Karakol Komutanlığı’na getirilmesini emretti.”
Çapraz, Naif Demir’in gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadığını ifade ederek, “Aile tüm yargı organlarına başvurdu ancak Naif Demir, onlarca insanın gözleri önünde gözaltına alınmasına rağmen varlığı reddedildi” diye belirtti.
Çapraz, Kahraman Bilgiç’in “İtiraflarım” kitabında Naif Demir’in zorla kaybedilmesine ilişkin aktardığı sözleri hatırlatarak şunları söyledi:
“Naif Demir, bir akşam tabura gelip yüzbaşı ve astsubaydan hak ettiği parayı istemesi üzerine yüzbaşı sinirlendi ve onu öldürmek istedi. Öyle bir ortamdı ki insan öldürmek koyun kesmekten farksızdı. O akşam yüzbaşı ile astsubay, Naif Demir’i bir köşede sessizce iple boğdu. Aslında açık açık kurşuna da dizebilirlerdi ama başlarını ağrıtmak istemediler. Öldürürken fazla kaygılandıklarını da sanmıyorum. Naif Demir’i boğduktan sonra Shordland tipi zırhlı askeri araca koyup Zap Suyu’nun akıntılı sularına bıraktılar. Bu olaydan oldukça etkilenmiştim. Çok normal bir olaymış gibi davranmışlardı. Üstelik sadece 750 lira için öldürmüşlerdi.”
Ailenin, bu itiraflar sonrasında tekrar yetkili mercilere başvurduğunu ancak “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildiğini belirten Çapraz, “Ailenin AİHM başvurusuna da olumlu bir yanıt gelmedi. Böylelikle, Naif Demir’in akıbeti faili meçhul bırakıldı. Ailesine, etrafını çiçeklerle donatacakları bir mezar yeri bile çok görüldü” şeklinde konuştu.
Tüm gerçekliklere rağmen Naif Demir dosyasının sümen altı edildiğini, katillerin asla yargılanmadığını belirten Çapraz, “Bugün bu meydandan, Naif Demir’in akıbeti için gerçeğin ortaya çıkarılmasını ve sorumluların bir an önce yargı önünde hesap vermesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Son olarak, “Demir ailesi için hukukun işletilmesini ve kayıplarımız için adalet istiyoruz” diye belirtti.
