
İHD Hakkari ve kayıp yakınları Zeki Altunbaş için adalet talep etti
İHD Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, 12 Eylül darbesinde gözaltına alındıktan sonra gözaltında kaybedilen Zeki Altunbaş için Yüksekova Sanat Sokağı’nda bir araya geldi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, Zeki Altunbaş için Yüksekova Sanat Sokağı’nda adalet talep etti. Basın açıklamasına İHD üyeleri ve kayıp yakınları katıldı. Açıklamayı İHD üyesi Ozan Akbaş okudu.
Akbaş, 169. haftalarında 12 Eylül darbecilerinin gözaltında kaybettiği Zeki Altunbaş’ı unutmadıklarını ifade etti. “Kayıplarımızı istiyoruz, Zeki Altunbaş’ı istiyoruz” diyen Akbaş, Altunbaş’ın üniversite öğrencisi olduğunu, Yalova’da gençlik hareketlerinin içinde yer aldığını ve Sosyalist Gençlik Birliği Derneği’nin kurucularından biri olduğunu belirtti.
12 Eylül darbesi sonrası gözaltına alınan Zeki Altunbaş’ın, Yalova’da zorunlu ikamete tabi tutulduğunu ve askerlik görevini yapmak üzere Çanakkale’ye gittiğini söyleyen Akbaş, Altunbaş’ın, 18 Nisan 1981 tarihinde Çanakkale Er Eğitim Alayı’nda gözaltına alındıktan sonra Yalova Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü ifade etti.
Akbaş, Altunbaş’ın burada işkenceyle sorgulandığını, 25 Nisan 1981 tarihinde İstanbul Selimiye Kışlası’ndaki Sıkıyönetim Mahkemesi’ne götürüldüğünü ve mahkeme dönüşü Yalova-Kartal arabalı vapurunda iki asker ve iki polisin arasında elleri kelepçeliyken kaybolduğunu belirtti.
Vapurda tutulan kayıp tutanağında Altunbaş’ın tuvalete girdiği ve bir daha çıkmadığının yazıldığını aktaran Akbaş, ailesinin yaptığı araştırmalarda Altunbaş’ın asker ve polis eşliğinde vapurda görüldüğünü ancak denize atladığını görenin olmadığını ifade etti. Zeki Altunbaş’ın fiziksel yapısı nedeniyle küçük tuvalet penceresinden, üstelik elleri kelepçeliyken denize atlamasının mümkün olmadığını dile getirdi.
Baba Tahsin Altunbaş’ın Çanakkale ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanlıkları başta olmak üzere birçok makama başvurduğunu ancak sonuç alamadığını belirten Akbaş, dosyanın 2011 yılında Yalova Cumhuriyet Savcılığı tarafından zamanaşımı gerekçesiyle kapatıldığını söyledi. Baba Altunbaş’ın yıllar boyunca Marmara Denizi’nden çıkabilecek cesetleri teşhis etmeye çalıştığını ve 1992 yılında şehir dışındaki bir teşhis dönüşü trafik kazasında hayatını kaybettiğini ifade etti.
Anne Cevriye Altunbaş’ın ise “Tek isteğim ölmeden oğlumun mezarına çiçek bırakmak” dediğini hatırlatan Akbaş, annenin bu dileğine kavuşamadan 31 Mart 2015 tarihinde hayatını kaybettiğini belirtti.
Zeki Altunbaş’ın gözaltında kaybedilişinin 44. yılında, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve sorumluların cezalandırılması gerektiğini vurgulayan Akbaş, “Artık yeter! Ağır hak ihlallerinin cezasız bırakılması, bu ihlallerin gerçekleşmesini mümkün kılan koşulların desteklenmesi anlamına gelir. Devlet cezasızlık politikasına son vermelidir. Kaç yıl geçerse geçsin, Zeki Altunbaş için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.
