İHD Hakkari ve kayıp yakınları Eyüp ve Mahir Karabey kardeşler için adalet istedi
İHD Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, 29 yıl önce gözaltına alınarak öldürülen Eyüp ve Mahir Karabey kardeşler için adalet istedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, 26 Aralık 1995'te Hakkari'nin Çukurca ilçesinde gözaltına alındıktan iki ay sonra cansız bedenlerine ulaşılan Eyüp ve Mahir Karabey kardeşler için adalet talep etti.
Yüksekova Sanat Sokağı’nda yapılan basın açıklamasına Dem Parti İlçe Eş Başkanı Filiz Saygı, Dem Parti örgütü üyeleri, Yüksekova Belediye Eş Başkanı Soreş Diri ve kayıp yakınları katıldı.
Basın açıklamasını okuyan İHD üyesi Ozan Akbaş, şunları ifade etti:
“Her hafta meydanlardan sesimizi yükselterek ‘insan hayatına saygı duyun’ diyoruz! Dün Rojava’da gazetecilik mesleğini icra eden Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, bir haber takibinden döndükleri sırada insansız hava araçları tarafından katledildiler. Bizler insan hakları savunucuları olarak halkın haber alma özgürlüğüne yapılan bu ağır saldırıyı ve insan hayatının bu kadar basite alınmasını kınıyoruz. Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, Ape Musa’dan gelen bir geleneğin savunucuları olarak her zaman kalplerimizde yaşayacaklar. Nazım ve Cihan’ın faillerinin bir an önce bulunup yargılanmasını talep ediyoruz.”
Mahir ve Eyüp Karabey’in hikayesine değinen Akbaş, şu bilgileri verdi:
“Mahir ve Eyüp Karabey, 26 Aralık 1995’te Çukurca ilçe merkezinde bir kahvehanede arkadaşlarıyla oturuyordu. Gece saatlerinde arkadaşları Arafat Tek ve Mehmet Ertunç ile birlikte kahvehaneden ayrılarak evlerine gitmek üzere yola çıktılar. Evlerine yakın bir mesafede, 21 plakalı beyaz Toros marka bir otomobil yollarını kesti. Araçtan inen dört sivil giyimli kişi, kimlik kontrolü yaptıktan sonra Mahir ve Eyüp Karabey’i zorla arabaya bindirerek uzaklaştı. Bu olaya tanıklık eden Arafat Tek ve Mehmet Ertunç, aynı gece Çukurca Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alındı ve ertesi gün serbest bırakıldı. Tanıklar, araçtan inen kişilerin, Mahir ve Eyüp Karabey’i ifadelerini almak için karakola götüreceklerini söylediklerini belirtti.”
Oğullarının kaçırıldığını öğrenen baba Recep Karabey’in çabalarına dikkat çeken Akbaş, “Oğullarının kaçırıldığını öğrenen baba Recep Karabey, Çukurca İlçe Jandarma Komutanlığı, Emniyet Müdürlüğü, Cumhuriyet Başsavcılığı ve Kaymakamlığa başvurdu; ancak Mahir ve Eyüp Karabey’in gözaltına alındığı inkar edildi. Recep Karabey, oğullarının akıbetini öğrenmek için iki ay boyunca yaptığı tüm girişimlerden sonuç alamadı. Tam iki ay sonra, 26 Şubat 1996’da, Mahir ve Eyüp Karabey’in bedenleri Çukurca ilçesine bağlı Tabur Komutanlığı’nın bir kilometre yakınındaki Narlı köyü Değirmen mevkiinde bir köylü tarafından bulundu. Bedenleri kumda gömülüydü ve ağızlarına bez parçaları doldurulmuştu. Yapılan otopside yoğun işkence gördükleri tespit edildi” ifadelerini kullandı.
Akbaş, son olarak, “Bizler bugün buradan bir kez daha yetkililere sesleniyoruz: Mahir ve Eyüp Karabey’in akıbetleri açıklansın, sorumlular adalet karşısında hesap versin. Baba Recep Karabey’in bıraktığı yerden oğulları için adalet aramaya devam edeceğiz” dedi.