İçişleri Bakanı Soylu: Türkiye'nin gücünü 10 büyükelçi de o ülkeler de bir vesileyle görmüş oldular
İçişleri Bakanı Soylu, 10 büyükelçinin, tutuklu Osman Kavala'yla ilgili açıklamalarından geri adım atmak zorunda kaldıklarını belirterek, büyükelçilerin de o ülkelerin de Türkiye'nin gücünü gördüğünü söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gölbaşı Vilayetler Evi'nde düzenlenen Kadın Muhtarlar Derneği Genel Kurulu'nda konuştu.
Kadın muhtar sayısının 2004'te 117 olduğunu anımsatan Soylu, bu rakamın şu an 1123'e çıktığını, bunun alkışlanması gerektiğini belirtti.
Kadın muhtarların başarılı çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Soylu, kadınlara "muhtar adayı olun" çağrısı yaptı, vatandaşların da kadın muhtarlara güvenmesini istedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kadın belediye meclis üyeleri ve kadın belediye başkanları konusunda hassasiyetinin olduğunu ifade eden Soylu, 2014'teki yerel seçimlerde bir ilin belediye meclis üyelerinin belirlenmesinde Erdoğan'ın erkek adayların sayısını fazla bularak "5 erkek adayı silin yerine 5 kadın yazın" talimatı verdiğini hatırlattı. İçişleri Bakanı Soylu, kadınların daha etkin ve söz sahibi olmasını istediklerini dile getirdi.
'Yeni nüfus şefleri'
Muhtarlarla ilgili yeni düzenlemelerin yapılacağını söyleyen Soylu, "Düzenleme çalışmamızda yeni adımlarımız var. Bunlardan bir tanesi de muhtarlarımıza bir aylık yıllık izin hakkı. Bunlarla ilgili federasyonlarla, konfederasyonlarla, muhtarlarla görüşüldü. Meclis'e gidecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın bize çalışın talimatı var." dedi. Süleyman Soylu, kadın muhtarların da doğum izni talebinde bulunduğunu anımsattı.
Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bugüne kadar 50 buluşmada, 30 bin 511 muhtarla bir araya geldiğini bildirdi.
İçişleri Bakanı Soylu, muhtarlıklarda nüfus hizmetlerine yönelik başlatılacak yeni uygulamaya ilişkin şu bilgileri verdi:
"Nüfusu çok yüksek olanlardan başlayıp, mesela 50 bin, 60 bin, 100 bin nüfus... Nüfus müdürlük hizmetlerimizi muhtarlık ofisine getireceğiz. Biz şimdi yeni bir model kurduk. Nüfus idarelerine gittiğinizde oradaki 'Kiosk' cihazlarını görüyorsunuz. Onları modernleştirdik, onları kaldırıyoruz. Onların yerine şimdi üretmeye başladık, yeni 'Kiosk'lar yapıyoruz. Her türlü işlemi orada yapabilecek. Nüfus idaresine gitmeye ihtiyacı kalmayacak. O 'Kiosk' üzerinden nüfus cüzdanı müracaatı da yapabilecek, her türlü adres değişimini gerçekleştirebilecek. Ben onlara yeni nüfus şefleri diyorum. Büyük muhtarlıklarımıza da onları kuracağız. Daha sonra nüfus sayısına göre diğer yerlere kuracağız."
'Muhalefet partileri, 10 büyükelçiye 'haddinizi bilin' deselerdi'
Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu vurgulayan Soylu, zorlukların Türkiye'yi yıldırmadığını aksine güçlendirdiğini belirtti.
Soylu, oluşturulmak istenen küresel baskıyı izlediklerini, farklı operasyonlarla Türkiye'nin bir cendereye sokulmak istendiğini söyledi.
10 büyükelçinin, tutuklu Osman Kavala'yla ilgili açıklamalarına da değinen Soylu, "Muhalefetin tavrını üzüntüyle karşıladığımı ifade etmek isterim. Her meseleye karışıp pişmiş aşa su katan 10 büyükelçiye, 'Haddinizi bilin' deselerdi, bu denebilirdi. Bizim ülkemizin iç işlerine karışmak kimin haddine." görüşünü paylaştı.
İçişleri Bakanı Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakan olduğu dönemde Avrupa Birliği Toplantısı'nda karşılaştığı tavır üzerine gösterdiği tepkiyi hatırlattı. Soylu, bunun üzerine dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, "Sayın Başbakanı sonuna kadar destekliyoruz, uçağa atlayıp gelsin, Türkiye adına yaptığı onurlu davranıştır. Biz bunu iç siyaset malzemesi haline getirmeyiz, tam tersi onunla birlikte oluruz" dediğini aktardı.
Memleket, millet meselesi söz konusu olduğunda hep birlikte hareket edilmesi gerektiğinin altını çizen Soylu, bu tavrın da örnek bir tavır olduğuna işaret etti.
Soylu, "Onlar geri adım atmak zorunda kaldılar, Türkiye'nin gücünü o 10 büyükelçi de o ülkeler de bir vesileyle görmüş oldular. Biz kendimizi başkasına yönettirmeyiz, döviz kurlarına da yönettirmeyiz, 10 tane büyükelçiye de yönettirmeyiz. Bizi ancak, milletin iradesiyle seçtiği insanlar yönetirler. Kararı da milletin iradesi verir." sözlerini sarf etti.
'53 bin muhtardan 1123'ü kadın, sayı az ama özgül ağırlığımız yüksek'
Kadın Muhtarlar Derneği Genel Başkanı Serpil Erenoğlu ise kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, 26 Ekim'in, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kadınlara muhtar ve aza olma hakkı verilişinin 88. yıl dönümü olduğunu anımsattı. Erenoğlu, bu özel günde Atatürk'ü şükran ve minnetle andıklarını belirtti.
Kadın Muhtarlar Derneği'nin 2013 yılında, bir araya gelen 7 yürekli kadın tarafından kurulduğunu vurgulayan Erenoğlu, "Günümüze kadar çok ciddi mücadeleler verdik. Erkek egemen bir toplumda kadının varlığını, gücünü göstermek kolay değil. 53 bin muhtardan 1123'ü kadın. Bu sayı az ama özgül ağırlığımız çok yüksek." diye konuştu.
İçişleri Bakanı Soylu'nun kongreye katılmasının, devletin kadın muhtarları ne kadar önemsediğinin bir göstergesi olduğunu belirten Erenoğlu, bundan sonra yollarının uzun olduğunu söyledi.
Salgın döneminde muhtarların alanda özveriyle çalışarak ihtiyaç sahiplerinin yanında olduğunu anlatan Erenoğlu, muhtarlığın ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu kanıtladıklarını ifade etti.
Bütün sorunlarını İçişleri Bakanı Soylu'ya ilettiklerini ve sorunlarının çözümü için büyük emek harcandığını dile getiren Erenoğlu, şunları kaydetti:
"Bunları ısrarla takip edeceğiz ve sorunların çözümü noktasında yardımcı olacağız. Emniyet görevlileriyle uyum içinde çalışıyoruz. Mahallelerimizde asayiş sorunları artık daha hızlı çözülüyor. Muhtarlık kurumu açısından birçok değişim ve dönüşüm Sayın Bakan öncülüğünde yapıldı. 'Muhtarlar yerel yönetimin kılcal damarları' derler. Biz, yerel yönetimlerin kılcal damarları değiliz, kılcal damarlar çabuk patlar. Ana damarlardan biriyiz, toplar damar sayılırız."
'Size bir hikayemi anlatayım mı, inşallah Cumhurbaşkanımız kızmaz'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kadın belediye meclis üyeleri ve kadın belediye başkanları konusunda hassasiyetinin olduğunu ifade eden Soylu şu ifadeleri kullandı:
"Size bir hikayemi anlatayım mı bu çok özel, inşallah sayın cumhurbaşkanımız kızmaz. Zannediyorum 2014 yerel seçimleri... Sayın Cumhurbaşkanımızın kadın belediye meclis üyeleri ve kadın belediye başkanları konusunda bir hassasiyeti vardır. Tabii siyasette erkek egemen ağırlığı fazladır, öyledir yani. Bu bir realite. Fakat bu realiteyi dönüştürmek lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın bunu dönüştürme konusunda ortaya koyduğu iradeye hakikaten bizatihi şahidim. Biz komisyon başkanlarıyız, hepimize talimat verir, ilk üçte mutlaka kadın olacak diye belediye meclisi üyesi. Ama erkeklerin elinden belediye meclisi üyeliğini kapmak ve oraya yerleştirmek o kadar zor ki. Böyle mazeretler vardır; efendim bizde çok uygun değil, efendim ne yapacak, nasıl yapacak, vallahi olmaz billahi olmaz... Bir sürü mazeret. Neyse biz komisyonlarda bunun mücadelesini veririz. Hakikaten bir savaş şeklinde mücadele yani. Bir büyükşehir belediye başkanı adayımız allem etmiş kallem etmiş bir düzen kurmuş. Kurduğu düzen konusunda aslında kadınlara ilk 10'da çok az yer vererek meseleyi kendi başına hallettiğini düşünüyor. Nereden bilecek ki sayın Cumhurbaşkanına bu gidecek, tek tek belediye meclis listelerine bakacak. Sayın Cumhurbaşkanımız bir gün geldi, toplantıya oturdu. Dedi ki, şu ilin listesini bir çıkarır mısınız? Liste çıktı, 1 erkek, 2 erkek, 3 erkek, 4 erkek, 5 erkek... 'Şu 5 erkeği siliyorsunuz yerine 5 kadın yazıyorsunuz' dedi. Hakikaten orada bir soğuk duş gibi bir şey oldu. 'Bunu kim yazdı' dedi. İşte efendim şu yazdı, seçim gereği bilmem ne... 'O belediye başkanı adayıysa ben bu partinin genel başkanıyım. Ondan daha çok, madem onun kendi yazma hakkı var, benim de yazma hakkım var ben de hakkımı kadınlardan yana kullanıyorum' deyip geçti. İnanın bu konuda siyasette büyük bir devrime imza atmıştır."
'Gece yarısı dozer gelsin yıksın kim yıktı biz nereden bilelim'
Soylu uyuşturucu le mücadele kapsamında metruk binaların yıkıldığını belirterek “110 bin metruk bina vardı, biz bunun 75 binden fazlasını yıktık. 15 binini de restore ettik. Geçen gün vilayetlere gidiyorum; Diyarbakır, Adana ve İstanbul da dahil olmak üzere, muhtarlarımız diyor ki “Efendim şurada metruk bina var burada metruk bina var. Ama mahkeme kararı var yıkamıyoruz.” Ya arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin. Çünkü o bina orada durdukça orada uyuşturucu kullanılıyor. Vatandaş geliyor diyor ki muhtara “Bu binayı ne yapacaksın.” Muhtar “mahkeme kararı var yıkamayız” diyor. Ben de diyorum ki gece yarısı dozer gelsin yıksın kim yıktı biz nereden bilelim ya” dedi.
Soylu’ açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Biz muhtarlarımızla ilçe ilçe toplantılar yapıyoruz. Bir toplantı 3 saat sürüyor, hepsini dinliyoruz. Muhtarlarımızdan neyi öğreniyoruz son gelişmeleri, neyi öğreniyoruz yaptıklarımızın sahadaki karşılığını, neyi öğreniyoruz eksikliğin nerede olduğunu, neyi öğreniyoruz uyuşturucu satıcılığının hangi mahallede olduğunu biz muhtarımızdan öğreniyoruz.
Uyuşturucuyla mücadelede çok önemli bir yol kat ettik. Metruk ve terk edilmiş binalardan mahallelerimi kurtarmak zorundayız. Beyoğlu’nda çok büyük bir bina metruk bir bina haline gelmekte, biz bu binanın etrafını tuğlayla öreceğiz, yıkmak da mümkün değil, onu metruk bir bina olmaktan kurtardık. Hepinizden ricam bu konuda cesaretli olalım. Her bir çocuğumuzun orada zehirlenmesi bizim için kabustur.”