HDP kayyum politikasını kınadı!
Halkların Demokratik Partisi, Van'da düzenlediği bir basın açıklaması ile kayyum politikasını kınadı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasının 2’nci yıldönümüne ilişkin HDP Van İl Örgütü önünde açıklama yapıldı. Eyleme, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, milletvekilleri, yerlerine kayyım atanan belediye eş başkanları ile çok sayıda kişi katıldı. “HDP’liyiz her yerdeyiz. Kayyımlara karşı mücadeledeyiz” pankartının açıldığı açıklamada sık sık “Hırsız kayyım işbirlikçi AKP” sloganları atıldı.
HDP İl Eş Başkanı Fikret Doğan, bugün karanlık bir dönemin teşhirini yaptıklarını söyleyerek, “2014 seçimlerinden 2 yıl sonra, daha önceden hazırlanmış senaryolar hayata geçirildi. Halkımız bunu kabul etmedi, kabul etmeyecektir. Kayyımlar atandığı andan itibaren belediye binalarımızı karakol gibi taş duvarlarla çevrildi, halktan uzaklaştırıldı. O günden bugüne kadar yapılan gasptır, rüşvettir ve demokratik hakların ortadan kaldırılmasıdır. Ant olsun ki kayyımları geldikleri yere göndereceğiz” dedi.
Doğan ardından konuşan yerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediye Eş başkanı Mustafa Avcı, “Kayyım gasptır, talandır, darbedir, halk için borç yüküdür. Birinci kayyım pratiği nasıl kazandırmadıysa ikinci kayyım dönemi de ağababalarına kazandırmayacaktır. Bu sonraki tüm seçimlerde net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Mardin ve Diyarbakır illerinde kayyımların tüm pratikleri ile deşifre edildi. Van’da da kirliliğe bulaşmış kayyımlar, yaptıkları kirliliklerden bir türlü kurtulamıyorlar. Bizler 4 ay 9 gün işbaşında kaldık. 100 aileye görüştük, yüzlerce mahalle ve köyde halk toplantısı yaptık. Hedefimiz, katılımcı bir anlayışla halkın ihtiyaçlarını tespit ederek bir planlamaya bağlamaktı. Planlamamızı yaptık ama 19 Ağustos sabahı halkın iradesine darbe yapıldı ve tüm programımız rafa kalktı. Görevde kaldığımız 4 ay içerisinde hırsızlık, yolsuzluk yapılanların peşine düştük, yerlerini değiştirdik, suç duyurusunda bulunduk. Ama kayyım atandıktan sonra aynı hırsızlar aynı yere görevlendirildi ve dosyalar sümenaltı edildi. Borca rağmen 3 ay içerisinde 5 yıl içerisinde yapılamayacak hizmetler yapıldı. Tamamen belediyenin öz gücünü kullanarak ve hırsızlık musluklarını kapatarak yaptık. Biz kayyım zihniyetine kabul etmeyeceğiz, Van halkı da kabul etmeyecek. Katılımcı, şeffaf, katılımcı belediyecilik anlayışımız devam edecek. Tekçi yönetim devam ettikçe bu mücadelemizde asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise konuşmasına tutuklu belediye eş başkanlarını selamlayarak başladı. Belediye eş başkanlarının tutuklu değil rehin olduğunu söyleyen Beştaş, “Rehin alınmak demek; hiçbir kural tanımadan halkın iradesini sahip çıktığı ve gerçekleri söylediği için insanları dört duvar arasına alınmasıdır. Şu an Türkiye’nin dört bir yanı kayım rejimine teslim ediliyor. İlk kayyım atanmasında ‘Sesimizi çıkarmazsak ülke kayyım rejimine teslim edilecek’ demiştik ve bugün o korkularımız gerçekleşti" dedi.
Belediyelerin gasp edilmesi için eş başkanlar hakkında gereksiz ve yersiz soruşturmalar açıldığını belirten Beştaş, “Sadece belediyelerimize kayyım atamadılar. Belediyelerimize atanan kayyımlara da kayyım atandı. Sadece Nusaybin’de 4 kez kayyım değişti. Kendi kayyımlarını bile beğenemiyorlar, çünkü yolsuzluk ve hırsızlık almış başını gidiyor. Ama şunu bilmek gerekiyor ki balık baştan kokar. Bavullarla para çalan bakanlar aklanmasaydı kayyımlar da hırsızlık yapmazdı. Sedat Peker her gün hırsızlıklarını ifşa ediyor ama tek savcı çıkıp bu suçları soruşturma cesareti gösteremiyor. Çünkü yargı iktidarın aparatı haline geldi. Ama onlar iktidardan gittiği gün savcılar bu suçları soruşturacak. Kayyım olarak hırsızlık yapanlar ve destek verenler yargılanacak ve biz o mahkemelere müdahil olacağız. Kayyımlar hizmet için değil, iktidarın rant araçlarını tutmak için görevdeler. Kayımlar, kendilerini belediye başkanvekili olarak tanıtıyor. Hiç yüzleri kızarmıyor ve utanmıyorlar. Belediyelere karakola çevirip, yüzlerce korumalarıyla şehirlerde tur atıyorlar. Sonra da ‘biz bu halkı temsil ediyoruz’ diyorlar. Siz bu halkı temsil etmiyorsunuz. Siz sadece o korumalara, o belediyelere bekçilik yapabilirsiniz. Siz sadece kendinizi o binaların içinde mutlu ve mesut belediye başkanı olarak görebilirsiniz. Sizi tanımıyoruz. Siz halkın malına, mülküne, halkın lokmasına el koyanlarsınız” diye konuştu.
Kayyımların Kürt halkına düşmanlık yaptığını belirten Beştaş, “Kayyımlar Kürt halkının iradesine tanımıyor, seçme-seçilme hakkını tanımıyor. Kayyımlarda Kürt düşmanlığı zirve yapmış durumda. Çünkü AKP-MHP Kürtlere düşmanlık yapmak üzerine kurulmuştur. Erdoğan, Diyarbakır’a gelip açıklama yapıyor. Diyarbakır’da Kürtler kardeşiniz ama Ankara’ya döndüğünüzde bozkurt oluyorsunuz. Bilinmelidir ki, kayyım talan ve yıkımdır. Kayyım atanan şehirlerde her türlü yolsuzluk ve rant dönüyor. Kayyım belediyelerinde trilyonlarca TL zarar ve yolsuzluk tespit edildi. Buna ilişkin verdiğimiz soru önergelerine ise yanıt bile verilmedi. Belediye eş başkanlarını görevden aldıklarında ‘Haklarında soruşturma olduğu’ ve ‘Örgütü para gönderdikleri’ yalanını söylüyorlar. Bedia Özgökçe milletvekiliydi, Selçuk Mızraklı milletvekiliydi, Ahmet Türk yine belediye eş başkanıydı ve hiçbiri hakkında tek bir mahkumiyet kararı yoktu. Ama soruşturmalar gerekçe gösterilerek kayyım atandı. HDP’li belediyelerin örgütü para gönderdiği iddialarına ilişkin hiçbir mahkeme tutanağında tek bir satır yoktur. İşte bu yalan üzerinden kara propaganda yapıyorlar” ifadelerinde bulundu.
Kayyım atanan belediyelerin suç işleme merkezine döndüğünü söyleyen Beştaş, şöyle devam etti: “Kayyımlar sadece darbe dönemlerinde atanmışlar. İşte ‘bu iktidar darbe iktidarıdır’ dediğimizde bunu söylüyoruz. Demek ki halen darbeci iktidar görevde. İktidar, kayyım atamalarıyla ilgili dünyanın gözlerinin içine baka baka yalan söylüyor. Kadir Topbaş ve Melih Gökçek görevden alındı ama yerlerine belediye meclis üyelerinden biri başkan seçildi. Ama belediye HDP’li ve Kürt olunca kayyım atanıyor. Darbeci anlayış işte budur. Tüm Avrupa ve dünya bu durumu görüyor. 2023’te kayyımların gideceğini tartışmak bile istemiyoruz. Bu konuda halkımızdan şüphemiz yoktur. Gasp etmek; alenen, zor ve baskı kullanarak bir iradeyi yok etmektir. Ne olursa olsun halk iradesine sahip çıkacaktır. Ama şimdiden bir seçimi beklemeyelim. Çünkü derhal kayyımlar geri çekilmelidir. Bu kayyımların suçu her geçen gün büyüyor, yolsuzlukları çığ gibi büyüyor. Bu suçlar büyüdükçe mahkemelerde vereceğiniz hesap da artıyor.”
Ülkenin kayyım zihniyetine teslim edildiğini söyleyen Beştaş, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu durumu son dönemlerde yaşanan yangın ve sel olaylarında gördük. Halk sellerle, yangınlara oluyor ve ülkede yangın söndürme uçağı yok. THK kayyımı halkı ölümle baş başa bırakmış. Tüm yönetim şu an kayyımlara teslim edilmiş. Merkez Bankası, TÜİK ve diğer tüm kurumlar şu an kayyımlarla yönetiliyor. Türkiye artık bir kayyım cumhuriyetine dönüştürüldü. Biz Kürt halkı olarak bu kayyımları tanımadık, tanımayacağız. Kayyımların; halkımızın tarihine, kültürüne, doğasına, diline düşmanlık olduğunu biliyoruz. HDP olarak Türkiye’de yaşayan herkesin iradesine saygı duyulması gerektiğini biliyoruz. Nasıl ki İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya ve Trabzon’da halkın seçtiği belediye başkanları yönetiyorsa Amed, Van, Mardin ve Siirt belediyelerini de halkın seçtiği insanlar yönetmelidir. Ama bunların Kürt halkına yaptıkları düşmanlık yeni değil. Gökyüzünde bir uzay aracı Kürtçe anons yapsa ona da düşmanlık yapacaklar. Biz, sizden daha güçlüyüz çünkü biz haklıyız. Siz, halkımızın iradesine diz çöktüremeyeceksiniz. Biz halkımızla birlikte hep beraber bu gemiyi limana ulaştıracağız. HDP umuttur, umut dimdik ayakta.”