Erdoğan: Genel seçimdeki başarıyı yerel seçimlerle tahkim etmek istiyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde elde ettiğimiz başarıyı, 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimleriyle tahkim etmek istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe’deki kabine toplantısının ardından kameraların karşısına geçti.
14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta yapılan milletvekili ve cumhurbaşkanı seçimlerinden bu yana gerçekleştirdikleri icraatları anlatan Erdoğan, yerel seçimlere değindi.
“14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde elde ettiğimiz başarıyı, 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimleriyle tahkim etmek istiyoruz” ifadelerini kullanan Erdoğan, CHP’de bulunan İstanbul ve Ankara gibi büyükşehir belediyelerini kastederek, "Gerçek belediyecilik hizmetlerinden mahrum kalan şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı'nın inşasına ortak etmek için önümüzdeki seçimler bir fırsattır. Milletimizin de desteğiyle inşallah bu tarihi fırsatın heba olmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
Ekonomik sorunların aşılması için halka “yastık altı” birikimlerini harcama çağrısında bulunan Erdoğan özetle şunları söyledi:
“Küresel ekonominin dümenini elinde tutan güçlerin siyasi görüşlerin ekonomik mantığının önüne geçmesidir. Siyasi, ekonomik, askeri olarak güçlenen bir Türkiye fotoğrafı kimsenin işine gelmiyor. Bu yüzden de sürekli gizli, açık engellemelere, kural dışı uygulamalara maruz kalıyoruz. Kimi dönemlerde avantajımız olan esnek sosyal ve ekonomik politikalarımızın uzun vadeli politikaların ve kuralların kökleşmesini zorlaştırmasıdır. İnsanımızın tasarruf anlayışında döviz ve altın ağırlıklı yer tutuyor. Yastık altında duran bu varlıkların iktisadi işleyişe dolayısıyla istihdama ve üretime katkısı olmuyor. Onun için gelin. Milletime sesleniyorum. Biz verim ekonomisinden yana olalım, israf ekonomisini bir kenara koyalım. Bu ne milletime ne de devletimize hiçbir faydası yoktur. Yükselen fiyatlar sebebiyle gayrimenkul ve otomobil piyasasını cazip hale gelmesi de üretim artışının hak ettiği yere ulaşmasını engelliyor. Bu gerçekler çerçevesinde tamamen siyasi kaygılarla yapılan sözde değerlendirmelerin ne ülkemizi ne milletimize ne de yaşanan sorunların çözümüne faydası vardır. Türkiye gibi rezerv para, petrol, doğalgaz gibi karşılıksız gelir kaynaklara sahip olmayan ülkenin tercüme değil telif iktisadi analiz ve çözüm yollarına ihtiyacı bulunuyor. Biz yaşadığımız tecrübeler ışığında ülkemizin önünde istihdam ve üretim dışında çıkış yolu olmadığına kanaat getirdiğimiz için kendi politikamızda ısrar ediyoruz. 21 yılda eğitim, sağlık, güvenlik, ulaştırma, enerji, konut başta olmak üzere tüm alanlardaki yaygın altyapı büyümemizin en önemli itici gücüdür.
“Mağduriyetin kalıcı olmasına rıza göstermeyiz”
Asgari ücret ve emekli maaşlarıyla ilgili bir huzursuzluk ortaya çıktı. Kamu işçisi, memuru nasıl ortada bırakmadıysak çalışanından emeklisine hiç kimsenin mağduriyetinin kalıcı olmasına rıza göstermeyiz. Ek bütçede deprem bölgesinin kalkınmasını sağlayacak projelere verdik. Hem bütçe gelirlerini artırmaya hem de bütçe dışı kaynak sağlamaya yönelik çalışmalarımızın semarisini gördükçe kendini mağdur hisseden tüm kesimlerin gönlünü mutlaka alacağız. Bunu da çok gecikmeden yılbaşı civarı neticeye ulaştırmayı bekliyoruz. Milletimizin serinkanlı olarak bize güvenmelerine ve ülkelerinin geleceğine sahip çıkmayı istiyorum.
Gün sonunda yüksek kazanç sağlamış gibi görünen bu süreç herkesin hanesine zarar olarak yazılacak sonuçlara gebedir. Hiç kimsenin bilerek ve isteyerek ne kendisine ne evlatlarına ne de ülkesine böyle bir kötülük yapacağına ihtimal vermiyorum. Şayet ihmali ve kastı olanlar çıkarsa devlet olarak biz de gereğini yapmaktan çekinmeyiz. Ticaret Bakanlığımız otomobil piyasasında görülen stokçuluğun önüne geçmek için denetimlerini artırdı. Kira fiyatlarıyla ilgili ne gibi adımlar atacağımızla ilgili değerlendirmelerimiz sürüyor. Allah'ın izniyle enflasyon başta olmak üzere ekonomideki sıkıntıların üstesinden geleceğiz.”