Depremlerde yaşamını yitirenlerin sayısı 43 bin 556'ya yükseldi
Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ili etkileyen 7,7 ile 7,6 büyüklüğündeki depremlerde hayatını kaybedenlerin sayısının 43 bin 556'ya yükseldiği açıklandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, depremde 43 bin 556 vatandaşın hayatını kaybettiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde can kaybının 43 bin 556'ya yükseldiğini açıkladı.
Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları:
"HATAY TERS DÖNMÜŞ"
"Genel tabloyu alınca epey bir yaygın hale dönüyor. Hemen ilgili arkadaşların AFAD'da toplanması gerektiğini söyledim. Fuat Bey aradı, diğer bakan arkadaşlarımızla hep birlikte AFAD'a geçtik. Hattı görünce ilk bilgilerden sonra yaptığımız ilk iş '4. seviye' uluslararası seviyeyi çıkarttık. Bakan arkadaşlarımızla il dağılımı yaptık ve meseleye müdahale etme hususunda hepimiz yola çıktık. Kahramanmaraş'a inmeye çalıştık kapalıydı sonra Gaziantep'e indik ve oradan dağıldık. İnsanlarımız hayatını kaybettiler bir taraftan medeniyetimizin en önemli sütunları devrildi ve yerle yeksan oldu. Deprem olarak değerlendirmek örtüşmüyor benim zihnimde. Hatay ters dönmüş. Özellikle Hatay'ın içerisinde gezerken binaların birbirine girdiğini, depremi yaşayanlar da öyle anlatıyorlar."
"SAVAŞ TABLOSUNDAN ÇOK DAHA FARKLI BİR TABLO"
"Çok ciddi bir tahribat yaptığını ve o duygu farklı bir şey. Memleketiniz, ülkeniz. Savaş tablosundan çok daha farklı bir tabloyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Yani uykusuz, bir kişiye daha ulaşmanın, büyük bir mücadele yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.
Bizim neslimiz bunu gördü, bundan sonraki nesiller görmesin. Burada bir devletin milletiyle bir bütünlük içinde olduğunu gördük. Depremin o günkü şartlarında yollar kapalı, havalimanları kapalı, telefonlar, elektrik, su hiçbir şey söz konusu değil. Arama kurtarmaya odaklandık. 26 bin enkaz ve yıkılmış bina ve bunun her birinde aynı anda arama kurtarma çalışması yapılması lazım.
'Kahramanmaraş'a neden inemedik?' diye hayıflandık tabi. İnsanlar yardım talebinde bulunuyorlardı ve 'Biz size yetişeceğiz' dedik. Özellikle AFAD bu senaryoları defalarca yaptı. Madenlerden, hastanelere, okullara kadar birçok tatbikat yapıldı. Geçen yıl milyonlarca insana afetle ilgili eğitimler verildi."
"HER İLİN RİSK AZALTMA PLANLARI YAPILDI"
"Türkiye'deki toplanma alanlarını 30 bine çıkarmak için çalıştık. Her ilin risk azaltma planları yapıldı. Buraya herkes hareketlendi, kimisi 7-8-9 saatte gelebildi. 10 ilden birinde veya ikisinde olabilseydi diğer illerden takviye gelecekti. Karadeniz'den Batı'ya kadar herkes hareketlendi. 2-3 yıldır arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili sürekli eleman yetiştiriyoruz.
Türkiye'nin orta ve ağır sınıf arama kurtarma çalışmaları yükseltildi. Devlet, bütün gücüyle sahanın her noktasına bir şekilde ulaştı. Ancak siz 26 bin enkazla karşılaştığınız zaman buna müdahale bir takım süreler istiyor. Burada bu deprem dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, hiçbir ülkenin bunun altından kalkabileceğini düşünmüyorum.
Üç Hollanda büyüklüğünde bir alanı etkileyen bir depremden bahsediyoruz. Türkiye çok uzun zamandır bu hazırlıkları yapmamış olsaydı çok büyük bir kaos ile karşı karşıya kalırdı. 17'nci günde geldiğimiz noktada Hatay'da 2 bina var altında cenaze olduğunu düşündüğümüz. Diğer tüm bölgelerde çalışmalar tamamlandı. Çadır şehirler kuruldu, konteynerler kuruldu, kurulmaya devam ediyor."
"TÜRKİYE 1999'DAN SONRA BİR RAY DEĞİŞİKLİĞİNE GİTTİ"
"Herkes sahada kamunun bütün gücü sahada devam ediyor. Köylere kadar ulaşıldı. Birinci günün akşamı, ikinci gün gidilemeyen köylere hava araçları ile ulaşıldı. Herkes ve her şey ile ulaşıldı. Gıdalar geldi, dağılım sağlandı. Türkiye 1999'dan sonra bir ray değişikliğine gitti. Kentsel dönüşüm olsun, afet ile mücadele olsun. Yaklaşık 313 bin çadır kuruldu, konteynerler kurulmaya başlandı.
Bütün hastaneler işlevselliğini devam ettiriyor. Kamunun bütün gücü sahada çalışmalarına devam ediyor. Gidilemeyen köylerin tamamına sortiler yapıldı. Her tarafa, herkes ve her şeyle ulaşıldı.
Kılıçdaroğlu'nun "Asrın afeti ifadesiyle algı çalışması yürütüyorlar" diye talihsiz bir açıklama yaptı. Talihsizlik değilse kötü niyettir. Ne akılla, ne vicdanla bağdaşıyor. Sahada birçok şeyi yaşıyoruz. Bu deprem çok geniş bir alanda olduğu için koordinasyon gerektiriyor."
"NASIL BİR İMTİHANLA KARŞI KARŞIYA KALDIĞIMIZI BİLİYORUZ"
"Herkes bu bölgede hakikaten canla başla bir mücadele ortaya koyuyor. Bu bir insanlığın karşı karşıya kaldığı büyük bir yıkım ve dram. Biz bunun nasıl oluştuğunu ve nasıl bir imtihanla karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz. Ancak bütün bunlarla birlikte depremin başından itibaren sussalar büyük bir katkı verecekler.
Şu anda yüzde 75 ile 80 arasında hasar tespit oranı var. 600 binden fazla bağımsız bölüm yıkılmış, acil yıkılacak, ağır hasarlı ve orta hasarlı. Ticaret alanındakileri de eklerseniz 750 bini buluyor."
"TÜRKİYE, DEVLETİN BÜTÜN BİRİMLERİYLE BİRLİKTE BİR ÇALIŞMA ORTAYA KOYUYOR"
"Depremi abartıyorlar' demek insafı, vicdanı, aklı bir tarafa bırakmak demektir. Her detayı tek tek inceledik, sahadaki bütün arkadaşlarımızın bilgilerini her şeyiyle değerlendiriyoruz. Türkiye, devletin bütün birimleriyle birlikte bir çalışma ortaya koyuyor. Bir kaos oluşsa da bir fırsat oluştursak diyorlar. Yüzde 20 özellikle mala karşı suçlarda azalma var. Evet 3-4 tane yapma oldu ama tutuklandılar. Burada abarttıkları gibi bir durum söz konusu değil.
Bütün bunlar yaşanırken hem toplumu dejenere etmeye çalışmak, güvensizlik oluşturmak çok yanlış. Ayrım yapmak da insanlık dışıdır. En çok çadırın geldiği yer de Hatay'dır. Orada ciddi bir çalışma ortaya koyuyorlar. Bütün sorunların en aza indirilebilmesi için mücadele ediliyor. Bizim bunlarla mı uğraşmamız lazım, yoksa bu insanların karşı karşıya kalan insanların sorunlarını en aza indirmemiz mi lazım."
CAN KAYBI 43 BİN 556
"Bu depremlerde kaybettiğimiz vefat sayımız 43 bin 556. Az bir rakam değil. Her bir hayatını kaybeden vatandaşımıza karşı sorumluyuz.
Burada bizim akrabalarımız var, anne tarafından Kırıkhan'da. Allah rahmet eylesin. Öyle bir metanet var ki annesini, babasını, kardeşini kaybetmiş tek başına kalmış. O umudu arıyor. Bu umudu söndürmeye çalışanlara söylüyorum bunu yapmasınlar. En azından belli bir dönem olumlu bir şey söylemeyeceklerse sussunlar. Allah'ın adaletine inanmak lazım."